Aynalı Pasaj… Kavramlar ve kapitalizmin yıkanma iştahı…Ahmet Tulgar

Kapitalist şirketlerin avangard, radikal, politik sanatı iç etme (içselleştirme diyemeyeceğim) yol ve yöntemleri çok. Sponsorluk kurumu bunlardan en yaygını. Çevre kirliliği, sanayi atıkları ve elbette iklim krizi (ısınması) gibi hayati sorunlarda kılını kıpırdatmayan kapitalist işletmelerin pek rağbet ettiği sosyal-eleştirel konu başlıklı bienaller, bu kazan kazan ilişkiye iyi bir örnektir.

Kavramlar, maddeyi, dünyayı, evreni, toplumu ve hayatı anlama ve kavrama eylemi sırasında üretilir ve bir kere üretildikten ve ismedönüştükten sonra bu anlama eylemini, bu süreci her kullanımında yineler, reprezante ederSüreç, kavramın içinde korunmuş, eylemkavramın içinde konserve edilmiştir. Kavramın üretilmesi, kavrama eyleminin adlandırılmasıdır. Bir kavramı kullanmak, bir anlama, kavrama eyleminin hem süreci hem adıdır. Kavram hem bir eylem süreci, hem de bir eylemin adıdır. Kavram, kavranılışını adlandırdığı şeyin nasıl kavranıldığını da tarif eder. Bu arada şunu da fark ettim ki, Türkçe kavram sözcüğünün üretildiği kavramak fiil-mastarı da, kavramın Almanca’daki karşılığı begriff sözcüğünün üretildiği begreifenfiil-mastarı gibi imgesel olarak yine uzanıp elle sıkıca tutmaya, yani elle kavramaya gönderme yapmaktadır. Bu yazıda kastettiğim kavramak ise, bu eylemin zihinlezihinde gerçekleşmesidir. Ve bu, kavramda resmedilmektedir. Her defasında…

Yeni kavramlar üretmek, yeni kavramları kullanmak zihni açar, düşünmeyi hızlandırır. Kavramlarını yitirmiş siyasetten, kavramsız bir siyaset pratiğinden toplumlar için fazla bir şey beklenmemelidir. Kavramlar üretmeyen, kavramlarla beslenmeyen siyasetin felsefeyle de bilimle de bağları kopar. Her yeni siyasi ve toplumsal sorun yeni kavramlar gerektirir, yeni kavramlar üreten, yeni kavramları kullanan siyasi programlar sorunların çözümüne erken ulaşır. Kavramlar, siyaseti tazeler, toplum ve dünyanın gerçek sorunlarına olan ilgisini ortaya koyar.

Son yıllarda kapitalizm karşıtı hareketler, özellikle de sol ekolojist hareket, her hareketlilik döneminde yeni kavramlar üretiyor. Her ne kadar kapitalist ideologlar ve propagandistler (reklamcılar) bu kavramların bazılarını istismar etmeye teşebbüs etse de çoğu güçlü ve parlak akılcılığıyla kalıcı oluyor.

Kapitalizm, bütün doğayı kirletiyor, kiri pasıyla, üretim dışkısıyla bütün canlılığı ölüme sürüklüyor ama kendisi yıkanmaya doyamıyor. Amacı elbette ürettiği pislikten, atıktan kamu sağlığını korumak değil, kendisini kamunun sağlıklı, tertemiz protesto ve direnişinden korumak. Yeşil yıkama kavramından bu köşede sıkça bahsettim. Kapitalizm kendisini yeşil yıkadığı gibi, bir de sanat (sanatla) yıkıyor epeydir. Sanat yıkama, kapitalizmin riyakârlığını ortaya sermek için üretilmiş yeni bir kavram…

Bu hafta, kapitalizmin bu sanat yıkama teşebbüslerine dair güncel bir örnek vereceğim. Sanatçılar, daha doğrusu büyük şirketlerle ve markalarla iş tutan sanatçılar bu ilişkilerinde çok dikkatli olmalıdır. Eğer sanatçı bağımsızlığı, kültürel değer, toplumsal yarar gibi dertleri varsa…

Festivallerde toksik sponsorluğa hayır…

Salzburger Festspiele logosu

Salzburger Festspiele, dünyanın en önemli müzik, opera ve tiyatro festivallerinden biri. Her yaz Avusturya’nın Salzburg şehrine dünyanın en önemli sanatçılarını ve on binlerce sanatseveri çekiyor. Klasik eserlerden modern sanatın en avangard yapıtlarına kadar geniş bir yelpazeden oluşturulan konser ve temsil etkinliklerinde dallarının en iyileri sahneye çıkıyor. 92 yıllık köklü bir festival olan Salzburger Festspiele’nin başlangıcındaki kurucu isimler, roman ve oyun yazarı Hugo von Hofmannsthal, tiyatro ve film yönetmeni Max Reinhardt, besteci Richard Strauss olmuşlardır.

Festival, zaman içinde Avusturya kültür hayatında o kadar önemli bir yere konumlanmış ki, kamuoyu festivalin prestiji ve sanatsal bağımsızlığının üzerine titriyor. Gerek devlet kurumları gerekse ticari kuruluşlar, festivale bütçelerinden büyük bir pay ayırırken, festival yönetimi de bunun bir bağımlılığa dönüşmesini engellemek için son derece titiz davranıyor. Böyle olunca de, çok sayıda muhalif, eleştirel, radikal, avangard tiyatro yapıtı ve müzikal gösteri dünya prömiyerini Salzburger Festspiele’de yapabilmek için yarışıyor.

Yine de devlet kurumlarının içeriğe müdahale iştahı, ticari kuruluşların ise verdikleri para üzerinden vazife çıkarıp programı denetlemeye kalkışması, zaman zaman festival öncesinde büyük tartışmalara yol açıyor.

Bu dünyanın birçok festivalinde olagelen bir durumdur gerçi.

Zaman zaman festival katılımcılarından bazılarının, bir ya da birkaç sponsoru protesto edip etkinliklerden çekildiği olur dünyanın her yerinde. (Bildiğim kadarıyla bu Türkiye’de pek sık olan bir şey değil ama.)

Salzburg Festspiele 

Önemli olan böyle durumlarda bu yüksek bütçeli festivallerin yönetiminde olan kişi ve kurumların sanatçıların mı, sponsorların mı yanında yer aldığı, alacağıdır.

Yarın (18 Temmuz) başlayıp 31 Ağustos’a kadar devam edecek olan bu yılki Salzburger Festspiele öncesinde, festivalin en büyük üç sponsorundan biri olan Solway adlı İsviçre firması ile sponsorluk anlaşması festival yönetiminin talebi üzerine karşılıklı feshedildi. Ve fesih hemen yürürlüğe konuldu.

https://www.gazeteduvar.com.tr/aynali-pasaj-kavramlar-ve-kapitalizmin-yikanma-istahi-makale-1573533