Basit, sıradan, gösterişsiz hayatları seviyorum ben.
İnsana tepeden bakmayan, yüreğime dokunan, insan sıcaklığı taşıyan hayatları …
Bu sabah Kayalıbağ’da bir yokuşu tırmanırken bir bahçede güneşin zalim yakıcılığına bırakılmış çamaşırları görünce “işte sana gösterişsiz bir hayat” dedim.
Sabah erkenden kalkılmış çamaşırlar asılmış sonra mutfağa geçilmiş, kocası ve iki oğlu için kahvaltı hazırlanmış (yeşil zeytin ve tulum peyniri) onlar yolcu edilmiş, akşamdan ıslanan kuru fasulye (etsiz) ocağa konmuş, sonra orta şekerli kahve yapılmış, pencerenin önünde (güzel esiyor) kahvesini içiyordu.
Çoğumuzun buna benzer hayatları oldu.
Sonra o sade hayatlardan çıkıp teknolojinin karmakaraşık ettiği hayatın içine düşdük. Çaresizce debelenmeye başladık.
Peki ne kadar mutluyuz acaba?
Akşamdan beri internetim kesik.
Huzursuzum.
Gözüme bir damla uyku girmedi.
Aydın Sihay
————————–
Adana / Kayalıbağ / 20 Haziran 2018