Beğendiği tabloları bağışlamak için biriktiriyor – Kudret Sönmez

Koleksiyon… Sözlüğe bir göz atıp Türkçenin hakkıyla ve de hukukuyla söyleyecek olursak “derlem” diyebiliriz. Öyleyse koleksiyonculara da, (namı diğer koleksiyonerlere) “derlemci” deriz.

Fakat yine de, yaşayan bir organizma olan “dil – lisan” kayıtlarda nasıl gelişirse gelişsin ve neyi öğretirse öğretsin, bizler genellikle bildiğimizi okumaya devam ederiz. Hadi bu yazıda da öyle yapalım; “derlemci”yi koleksiyoner tadında bırakalım… Bu arada, sürçülisan edersek şimdiden affola! 

***

Toprağı ve sanatı bereketli diyarımız Çukurova’nın hoşgörülü iş insanlarından Hulusi Güvel, kültür ve sanata olan ilgisiyle de dikkat çekiyor. Gerçekleştirdiği uluslararası gezilerle dünyadaki çeşitli kültürleri yakından tanıma imkânı bulan Güvel, bugüne dek gittiği 50’ye yakın ülkeden derlediği çeşitli tekniklerle üretilmiş 120 tabloyu ofisinde koruma altında tutuyor. Ve bu bağlamda, Adana’ya kazandırılacak olan bir sanat müzesine koleksiyonunu bağışlayarak toplumumuzun beğenisine sunmayı hedefliyor.

Sanata ilişkin yakınlığıyla bilinen ve koleksiyoner sıfatıyla anılmayı hak eden Hulusi Güvel, sanat galerisine dönen ofisinde renklerden ve çizgilerden aldığı hazla iş hayatını sürdürüyor. Kadirli’de doğup büyüyen ve Adana Erkek Lisesi’nde seçmeli resim dersiyle başlayan sanat tutkusunu geliştiren Güvel, konuya dair şunları söylüyor:

“Lisede çok değerli bir insan olan resim öğretmenimiz Ressam Ethem Aydın, tüm öğrencilere olduğu gibi bana da resim sanatını sevdirmek için çok uğraştı. O zamanların çocukları bence şanslıydı. Çünkü, kentin kültür ve sanat yaşamı oldukça zengindi. Çok kıymetli isimleri kentte görüyor, ürettikleri eserlerle birlikte onlarla da tanışabiliyorduk. Yılmaz Güney’i film çekerken kentin sokaklarında görüyorduk. Tüm bunlarla birlikte içimizdeki sanat ilgisi daha çok canlandı.”

MÜZİK OLMADI, RESİMLE KAZANDI

Lisede öğrencilik yıllarında fen ve matematik alanlarında başarılı olduğunu ancak resimle ilgili yeteneğinin çok ilerlemediğini ifade eden Hulusi Güvel, sözlerine şöyle devam ediyor:

“Aslında lisede müzik dersi almak istiyordum ama öğretmenim yeteneğim olmadığını anlayınca beni resim bölümüne gönderdi. Böylece seçmeli resim dersiyle resme eğilimim başladı. Müzikle de ilgileniyorduk ama karakalem çizimler ve sergilerle günümüz zenginleşiyordu… İçimde böyle bir his var sanata dair. Yazan, çizen, müzikle ilgilenen herkesi takdir edip ilgiyle izliyorum. Seviyorum bu durumu.”

MÜZEYE BAĞIŞLAYACAĞIM

Sanat galerilerinden ziyade sokak ressamlarından aldığı tabloları Türkiye’ye getirerek görkemli bir koleksiyon oluşturan Hulusi Güvel, bundan sonraki hedefini şu ifadelerle açıkladı:

“Yurtdışında, özellikle Avrupa’daki galerilerde resim çok pahalı… Gücüm yettiğince galeri ve sokak ressamlarından tablolar alıp getirdim. Uzakdoğu ülkelerinden Avrupa’ya, Rusya’dan Küba’ya gittiğim her ülkeden resim almaya özen gösterdim. Türkiye’nin de önemli ressamlarından eserler temin ettim. Bu eserlerin Adana’da kurulacak bir sanat müzesinde sergilenmesini çok isterim. Belki kendimiz de ilerleyen günlerde uygun bir yerde bu eserlerin görülmesi için etkinlik düzenleyebiliriz. Ama öncelikle kentimize bir müze kazandırılmasını istiyorum. Bu olursa eserlerimizi müzeye bağışlayarak kentin kültür ve sanat yaşamına da katkı sunabiliriz. Eserlerin ekonomik olarak bedeli çok yüksek olanları da var ama manevi yönü benim için çok daha önemli. Bu açıdan birikimlerimi herkesin görmesini arzu ediyorum.”