Belki bir gün bir sahafta sırf şu yıkık dökük virane hali için birinin dikkatini çekecek.
Bir kitap?
Nasıl olur da sahibinin elinde bu hale gelir; hımmm denecek? Sayfaları karıştırılacak. Kim yazmış? R.J. D. Bir muamma. Cepten safariye girilip- ya da artık her neyse ona- baş harfler yazılacak ve ya hiçbir şey ya da saçma sapan şeyler bulunacak ama adı Richard Jay Dixson’dır. 2013’de göçmüş dünyadan.
Kitabın ne kapağı ne adı kalmış. Sayfaları sararmış. Başı ve sonu yer yer yırtılmış. Sayfa uçları zikzaklaşmış. Bazı sayfalarda çay ve kahve lekeleri bir anın izini bırakmış. Belleğim beni yanıltmıyorsa adı Everyday English idi. Bu benim meslek hayatımın ve meslek, insanın ekonomik ve sosyal duruşunu belirlediği için hayatımın en önemli kitabı olmuştur. Yol gösteren. Öğreten. Akıl işleten. Para kazandıran. Yıl 1979. Taze üniversite öğrenciyim. Gazi Eğitim’de okuyorum.
Annemin Amerikalı bir arkadaşı vardı, var hâlâ. Çok da kalbe vuran bir tanışmaları var. Annem Adana’daki Amerikan Kültür’de dilini ilerletmeye gidiyor o zamanlar. Kursta Amerikalı genç bir kadın da öğrenci olarak var. Nedenini şöyle açıklamış; dil öğrenmeye gelenlerle arkadaş olmak, Adanalıları ve ülkeyi tanımak. Sohbete başlamışlar.
Adana’ya eşimin görevle gelmesine çok sevindim, dünyalar benim oldu demiş.
Annem sormuş: sahi mi? Adana’yı nereden biliyordunuz?
Hiç bilmiyordum.
Peki o halde neden sevindiniz?
Çünkü Vietnam değildi.
İşte o Pat, döndükten ve yazışmalarla benim İngilizce eğitimi aldığımdan haberdar olduğundan taa oralardan bu kitabı bana göndermiş.
Öğrenciyken yazlıkta bu kitaptan çektirdiğim fotokopilerle ders vermeye başladım. Fotokopi yaptırınca elimde malzeme oluyordu. Öğrenciye servis, ona ait yazılar üstelik o zamanlar için bir yenilik olarak ‘soruyu yazmadan’. Makasla kesip defterine yapıştırıyordum. Alta yanıtları yazacak, ben de kontrol edeceğim. Sürekli tekrar edilen davranışlar alışkanlık oluşturur. Bu esasında berbat bir şeydir, dehayı öldürür ama dil öğretiminde işe yarar. Bir öğretmenin işini ne kadar kolaylaştırır bilemezsiniz. Hamallık yok, tek yapacağınız önceden hazırlıklı olmak.
İlk dersi verdim. Fakat parayı baştan konuşmak o masum toy halimde ayıp geldiğinden sonu belirsiz bir çalışma ve disiplin içine girmiş oldum. Tabii ki de verdiğimin karşılığını almadığım gibi o çok az ücreti de haber yollaya yollaya aldım. Ben ona İngilizce, annesi bana hayat dersi vermiş oldu; bu da iyi bir başlangıçtır genç biri için.
Sonraları, yıllarca yararlandım bu kitaptan. Öğrencilerin yazılarında yaptıkları yanlış çözümlemesi üzerine yazdığım tezde R.J.D.’ye teşekkür ettim. Haberi yoktur. En güzel yanı da bu. Yaktığın mum kimin yolunu aydınlatmış, haberin bile yok.