Sayı 1622! Bugün yayınlanacak 1622’inci sayımızın kapağında; yazarımız Özdemir İnce’nin bir inceleme yazısı kaleme aldığı, Edebiyatla Ahmaklaştırma Felsefeyle Çökertme isimli kitapları ekseninde Taylan Kara yer alıyor. 21. yüzyılda bilginin körleştirmekte olduğunu, felsefenin toplumu devrimsizleştirme işlevini yürüttüğünü imleyen Kara; bu toplumun 90’lı ve 2000’li yıllarda yaşadığı şeyin adı ‘entelektüel suikast’ olduğunu, bugünkü toplumsal, kültürel, sanatsal yapının bu sistematik şiddetin doğrudan ürünü olduğunu somut vargılarla ortaya koyuyor. Kitap Dergi, bugün gazeteniz Cumhuriyet’le birlikte…
– Sayı 1621! Cumhuriyet Kitap Dergi’nin Yarın yayınlanacak 1621’inci sayısının kapağında; yazarımız Özdemir İnce’nin bir inceleme yazısı kaleme aldığı, Edebiyatla Ahmaklaştırma Felsefeyle Çökertme isimli kitapları ekseninde Taylan Kara yer alıyor.
Edebiyatla Ahmaklaştırma Felsefeyle Çökertme kitaplarında; sermayenin 20. yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren felsefeye el koyduğu; 21. yüzyılda bilginin körleştirmekte olduğunu, felsefenin toplumu devrimsizleştirme işlevini yürüttüğünü imleyen Taylan Kara; bu düzeni tehdit edebilecek bir akımın bu felsefeden çıkma olasılığı olmadığını da somut vargılarla ortaya koyuyor:
“Bu toplumun 90’lı ve 2000’li yıllarda yaşadığı şeyin adı ‘entelektüel suikast’tır. Bu toplumda akıl, uzun süren bir suikastın kurbanı olmuştur. Zamana yayılmış, uzun soluklu bu suikast bugün de sürmektedir. (…)
Bu topluma kaba şiddetin dışında son derece programlı ve sistematik bir ideolojik şiddet uygulanmıştır. (…) Bugün gördüğünüz toplumsal, kültürel, sanatsal yapı, bu sistematik şiddetin doğrudan ürünüdür.
Bu ideolojik müdahalenin girmediği hiçbir yer yoktur ve en şiddetli biçimde edebiyat ve felsefe alanında kendini göstermektedir. (…)
İçinde yaşadığımız kültür-sanat iklimi, kokusuna hemen hemen her kesimin alıştığı gömülmemiş bir cesettir. Kültür, sanat ve edebiyat üzerine koca koca kitaplar yazanların bu çürümeyi görmemesi mümkün müdür? Mümkündür! Çünkü onlar da bu cesedin bir parçası, bir uzantısıdır.”
– Bu hafta üçüncü sayfamızda; ‘Edebiyat ve hikâyat’ başlıklı yazısıyla yazarımız M. Sadık Aslankara yer alıyor. Yazısında; dinlenip anlatılan, duyulup söylenen, yazılıp okunan, sonuçta bir yolla kurulan her hikâye edişin, görece bir edebiyat biçimi olsa da edebiyat dediğimiz estetik ulamın, bunlara indirgenemeyeceğini vurguluyor Aslankara.
– Necdet Batum; yapıtları ve anıları ekseninde büyük usta Demir Özlü’yü yazıyor.
– Mustafa Günay; önde gelen felsefeci ve aydınlarımızdan Hilmi Ziya Ülken’in, 1920’lerin başlarında kaleme aldığı ve daha önce yayımlanmamış metinlerini içeren iki kitabı Anadolu Hayali ve Anadolu Köklerini Arayış’tan hareketle Ülken’in düşünce serüvenini inceliyor.
– Yazarımız Feridun Andaç; ‘Kendi iç sesinde bir yolcu: Cioran’ başlıklı yazısında usta düşünür Emil Cioran’ı merceğe alıyor.
– Gamze Akdemir; Müjdat Gezen ile anı üçlemesinin ‘Çocukluğumu Bindirdim Tramvaya, O Gitti Ben Kaldım Yaya’ isimli ilk kitabını konuşuyor.
– Ata Devrim; Jürgen Habermas’ın ‘Söylem Etiği’ni irdeliyor.
– Çağdaş Bayraktar; Hüner Tuncer’in yeni kitabı ‘Mustafa Kemal’in Çanakkale Efsanesi’ kitabını değerlendiriyor.
– Faruk Eskioğlu; Mahmut Şenol ile yeni romanı ‘Nicky’yi Öldürmek-Bir Roman Yazılıyor’u inceliyor.
– Yazarımız Y. Bekir Yurdakul; Anna Taraska’nın ‘Nokta ile Hata’ kitabını değerlendiriyor.
– Mavisel Yener; Deren Eledağ’ın ‘Müzik Nedir?’ kitabını inceliyor.
– Yazarımız Emek Yurdakul; Güncel köşesinde dört yeni çocuk kitabını tanıtıyor.
– Çağatay Yaşmut; Armağan Tunaboylu’nun ‘Cinai Tuhaflıklar’ kitabını inceliyor.
– Semrin Şahin; Çiyil Kurtuluş’un ‘Aramızda Bir Bahçe Yakınlığı’ kitabını değerlendiriyor.
– Vitrindekiler, çeşitli alanlardan yetkin kitap önerileriyle sizleri bekliyor.
– Mustafa Başaran’ın hazırladığı Bulmaca köşemizle düşün serüveni sürüyor.
İyi okumalar…
Editörden
Unutmayın her gün Cumhuriyet, her Perşembe Cumhuriyet Kitap okunur!
Kitap Dergi, bugün gazeteniz Cumhuriyet’le birlikte…