Çağdaş Sanatın Peşinde: Irmak Özer

Irmak Özer

Irmak Özer, kurumsal şirket çalışanı ve plaza insanı klişelerini alt üst ediyor, her boş dakikasını sanatla, sanat yazılarıyla, seyahatle ve sporla dolduruyor. O sergiden sergiye koşadursun, röportajımızda bu işin sırlarını ve çağdaş sanatı konuştuk.

Irmak, seni kısaca tanıyabilir miyiz?

Ben Irmak, İzmirliyim. 10 yıldan fazla süredir İstanbul’da yaşıyorum. Bu zamanın hatırı sayılır bir süresinde sergilere gidip uzaktan baktığım sanat dünyası ile 4 sene önce yakınlaşmaya karar verdim. O zamandan beri de sanat yazıları yazıyorum. Sanatla ilgilenen, biraz ilgilenen ya da hiç ilgilenmeyen, herkesin anlayabileceği yazılar yazmak amacım. Anlaşılır bir dil, samimi düşüncelerim ve biraz da sergiye, esere dair kendimden bulduğum hikayeler ile yazılar yazmaya çalışıyorum. Sanat beni mutlu ettiği gibi beni okuyanları da mutlu etsin böylece…

Kendi bloğumun yanı sıra hurriyet.com.tr ve Artisans Dergi’ye içerik üretiyorum. Sanat kadar spor yapmayı da sevdiğimden ve denize olan aşkımdan yelken yapıyorum. Kışları İstanbul’da yarışan yelkenlilerde bilin ki ben varım; fotoğraf çekin teknenin ismini hashtag koyun 🙂 En kafa sıfırlayıcı spor olduğunu düşündüğüm crossfiti düzenli yapıyorum. Beni takip edenlerin iyi bildiği üzere gezmeyi, yeni yerler görmeyi çok seviyorum. Evde ise beni bekleyen 2 kedim ve ailemle baktığım 2 köpeğim var.

Irmak Özer’in theMagger’daki yazılarına buradan göz atabilirsiniz.

yayoiyleirmak
Çağdaş Sanatın Peşinde: Irmak Özer

Kurumsal hayatta çalışmana rağmen sanatı be etkinlikleri yakından takip ediyor, üzerine yazacak vakit ayırabiliyor olman birçok kişiye örnek olmalı bizce. Bunu nasıl başarıyor, nasıl vakit buluyorsun; vakit bulamıyorum diyen kurumsal hayat çalışanlarına tavsiyelerin neler olur?

Bu soruyu o kadar çok duyuyorum ki sormanız şahane oldu 🙂

Gerçekten istemek ve zevk almakla alakalı bir durum bence bu. Hayatımız çok darmış gibi gözüküyor ama aslen akşamüstü işten çıktığımızda saatlerimiz var. Evet, hepimiz eve gidip boşluğa bakmak istiyoruz ama bence boşluk boşluğu, yorgunluk hissi daha çok yorgunluğu getiriyor.

Sanatla ilgilenmek beni dinlendiriyor, yaratıcılık kafamı açıyor. Bir şeyler yazdığımda, ürettiğimde mutlu oluyorum, daha enerjik oluyorum. Bunu bildiğim için mutlaka o vakti yaratıyorum. Sadece bir kurum için çalışarak günlerimi geçirmek istemiyorum bu hayatta.

Yazının devamını okumak için tıklayın