Üstat Mesut Dikel… Kılı kaç yarar çalışmalarında; sanırım o bilir, biz değil… Çalışırken, yüreğini kaç defa sıkar da akıtır sevgi suyunu malzemelerine; kendi saysa da biz saymayız, saysak da toplamını bulamayız.
Sanatının kapısı ne zaman, nerede, nereye, ne kadar, nasıl açılır?.. İşte bu bağlamda en iyi üstat konuşur; sanat kavramını zanaattan bir türlü ayıramayanlar da bilmem ki nerelere savuşur!
***
Sanırım fazla yorum yapmama gerek yok Mesut Dikel hakkında, onu yeterince anlatmıştık daha önce… 1966’da Mersin’de doğmuştur. 32 yıldır Adana’yı mesken tutar. Gerisiyse kendi ifadeleriyle anlam kazanır:
“Geleneksel Klasik Türk Sanatlarımızın bölgemizdeki yetkin temsilcilerinden olduğum söylenir. Eğitimci, ressam, hattat, tezhip, minyatür ve sedef-metal-naht oygu sanatkârıyım. Bir ay önce çok sevdiğim ‘Görsel Sanatlar Öğretmenliği’nden emekli oldum. Bitmek bilmeyen sanat sevdama daha çok vakit ayırmayı hedefliyorum. Yeni dönemimde farklı sanatsal projeler, yeni düşünler, tasarımlar ve daha olgun eserler verme gayretiyle sanatıma sarılmaya başladım. Ayrıca, aynı atölye çatısı altında Ressam Heykeltıraş Kızım Eda ile nitelikli proje ve üretimlerin içinde kendimizi buluyoruz.”
YENİ PROJELER
“Yedi yıldır, her cumartesi günü İstanbul’da verdiğim hüsn-i hat, sedef-metal-naht oygu sanatı eğitimlerim bu yıl da kesintisiz devam edecek… Resim alanında yarım kalan projelerimi tamamlamayı düşünüyorum. Önümüzdeki sonbaharda ve ilkbaharda İstanbul’da açacağımız sergilerin hazırlığı sürüyor. Ulusal ve uluslararası projelere daha çok vakit ayırabileceğim. Örneğin, Bahreyn’de Ulusal İnci Enstitüsü için çalışmalar yapıyor ve görüşmelere devam ediyorum. Eylül ayında İstanbul’daki talebelerimizle Üsküdar’da sergimiz olacak. Yine, Mayıs ayında ilk kez gerçekleşecek olan icazet merasimi ve sergimiz olacak.”
SANATTA TATİL OLMAZ
“Bu bitip tükenmek bilmeyen düşünlerin alt yapısı, haliyle ressamlığımız ve sanatın içinde sistemli ve düzeyli üreterek yol almamızdan kaynaklanıyor. 40 yılı aşan sanat hayatımda sanatçının tatili olamayacağını düşündüm. Bizler çalışırken dinlenir, en kısa boşluğumuzda dahi tasarlar, çizeriz. Ürettikçe hiç ölmeyecekmiş gibi yeni düşünlere yol alırız.
Güzel Adana’mızdan aldığımızı yine bu kentin insanları ile paylaşmak, onlara aktarmak ve öğretmek felsefesini hiç değiştirmedim. Kızım Eda Dikel Akdoğan benimle birlikte profesyonel, nitelikli resim ve desen dersleri veriyor, bir yandan da gelecekteki sergisi için çalışmalarına devam ediyor. Aynı şekilde ben de, haftanın belli gün ve saatlerinde uzmanlık alanlarımda ders veriyorum.”
Ve Mesut Dikel; “Düşünerek, bilinçle üretmek ve her çalışmanın bir sanat eseri olması için çaba göstermek gerekir.” sözleriyle sanatın şaşmaz yollarını işaret edip konuyu noktalıyor.