“ATATÜRK’ÜN ANMA, GENÇLİK & SPOR BAYRAMI KONSERİ’’
Tarih : 16.05.2019 Perşembe
Saat : 21:00
Yer : Adana Büyükşehir Belediyesi Konser Salonu
Şef : CEM-İ CAN DELİORMAN
Solistler :
Işıl AZAZ “soprano”
Ezgi KARAKAYA “mezzo soprano”
Bülent BEZDÜZ “tenor”
Hasan BERK “bas”
Program : Ahmet Adnan SAYGUN / Yunus Emre Oratoryosu “Adana’da ilk seslendiriliş”
Cemi’i Can DELİORMAN
Müzik eğitimine 12 yaşında Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Keman Bölümü’nde başlayan Cemi’i Can Deliorman, keman eğitimi boyunca birçok orkestranın ve oda müziği topluluğunun içinde yer aldı, çeşitli ustalık sınıfı çalışmalarına katıldı ve konserler verdi. Avusturya’daki Viyana Müzik Üniversitesi’nin (Universität für Musik und Darstellende Kunst Wien) orkestra şefliği bölümü hazırlık sınıfına 18 yaşında kabul edilen en genç şef oldu. Bu başarısının ardından Borusan Kocabıyık Vakfı’nın tam zamanlı eğitim bursunu kazandı ve şeflik çalışmalarına Viyana’da başladı. Lisans eğitimine Graz Müzik ve Sahne Sanatları Üniversitesi’ndeki (Universität für Musik und Darstellende Kunst Graz) Maestro Martin Sieghart’ın orkestra şefliği sınıfında devam etti. Viyanalı ünlü koro şefi Johannes Prinz’in daveti üzerine koro şefliği bölümüne de tam zamanlı katılan Deliorman, Viyana Filarmoni Orkestrası ve Singverein korosunun şeflik seminerlerine her yıl katıldı; Graz Müzik Üniversitesi orkestra şefliği bölümünden “Master of Arts” derecesi ile mezun oldu. Mozart’ın 250. doğum yıldönümü nedeniyle düzenlenen festivallerde Üniversite Senfoni Orkestrası ile çeşitli konserler verdi. Hırvatistan’da Graz Senfonik Nefesli Orkestrası’nı, Avusturya’da çeşitli şehir korolarını ve Macaristan Savaria Devlet Senfoni Orkestrası’nı yönetti. 2008 yılında Grazer Bläservielharmonie’nin sanat yönetmeni ve sürekli şefi oldu. Avusturya’daki başarılı çalışmalarından dolayı Graz Müzik Üniversitesi tarafından Amerika’daki Westminster College of the Arts’a gönderildi. Princeton Üniversitesi’ndeki yüksek lisans çalışmalarını Amerika’nın önde gelen koro şeflerinden Dr. Joe Miller ve Dr. James Jordan ile tamamladı. Amerika’nın en saygın korolarından Westminster Symphonic Choir ile çalıştı ve bu toplulukla Carnegie Hall, Lincoln Center gibi saygın mekânlarda sahneye çıktı. Amerika’da ünlü Alman şef Kurt Masur ile Mendelssohn’un “Die Erste Walpurgisnacht” kantatı, Pierre Boulez ile Mahler senfonileri üzerine çalıştı. Borusan İstanbul Filarmoni, Sicilya Senfoni, Savaria Senfoni, Bursa Devlet Senfoni, Antalya Devlet Senfoni, Anadolu Üniversitesi Akademik, Çukurova Devlet Senfoni orkestralarında çalıştı. Deliorman, 2010 sanat sezonundan T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Çoksesli Korosu sürekli şefliğine getirilen Deliorman, 2017 sezonu itibari ile Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Yardımcı Şefliği görevine getirilmiştir.
Işıl AZAZ “soprano”
1985 yılında 9 Eylül Üniversitesi İzmir Devlet Konservatuarı Opera ve Konser şarkıcılığı bölümünü kazandı. 6 yıllık eğitiminin ardından 1992 yılında mezun oldu. Aynı yıl Temmuz ayında Mersin Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğü´nün açmış olduğu sınavı kazanarak solist sanatçı olarak göreve başladı. Birçok konser ve opera eserlerinde rol aldı. Başlıca görev aldığı eserler; Yunus Emre Oratoryosu, Sesleniş Oratoryosu, Mevlana Oratoryosu, İlahilerle Senfoni, Cumhuriyet Kantatı, Van Gogh, Ali Baba ve Kır Haramiler (Ayşe), Tosca (Tosca), La Boheme (Mimi), I Pagliacci (Nedda), Aleko (Zemfira), Hoffmann´ın Masalları (Antonia), Figaro´nun Düğünü (Contes),Aşk-ı Memnu (Bihter), Yusuf İle Züleyha (Züleyha), Madama Butterfly (Madama Butterfly),Gianni Schichi (Lauretta), Carmen (Michaela)
Ezgi KARAKAYA “mezzo soprano”
1989 yılında Ankara’da doğdu. Müzik eğitimine 2005 yılında Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Sahne Sanatları Bölümü Opera Anasanat Dalı’ nda başladı. Burada birçok konser ve projede görev aldı. 2010 yılında yüksek onur öğrencisi olarak, birincilikle mezun oldu. Zuhal Gürgen, Ferda Yetişer ile şan, Figen Ayhan Karakelle ile oyunculuk çalışmalarını yürüttü. 2010 yılı Ekim ayında başlayan sanat sezonunda Ankara Devlet Opera ve Balesi’nde görev yapmaya başladı. Devlet operasında sahnelenen eserlerinde ve birçok konserde görev aldı. 2016 Mayıs ayında Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası ile Rengim Gökmen yönetiminde 15. Mersin Uluslararası Müzik Festivali kapsamında Ludwig van Beethoven – 9. Senfoni (alto solo), 2017 Eylül ayında Orchestrasion eşliğiyle Orçun Orçunsel yönetiminde Gustav Mahler ‘Das Lied von der Erde’ ve 2018 yılı Eylül ayında ise yine 9. Senfoni’yi Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’yla birlikte Raoul Grüneis yönetiminde seslendirdi. 2016 yılının Şubat ayında İzmir’de gerçekleşen 9. Ulusal Genç Solistler Yarışması – Profesyonel Kategori birincilik ödülüyle birlikte bir de özel ödül alarak jüri üyesi Eija Tolpo tarafından 2016 yazında bir masterclass programına katılmak üzere Savonlinna Music Academy’e davet edildi. Burada Prof. Konrad Jarnot ile tanıştı ve ustalık sınıfı çalışmaları yaptı. 2017 yılında BBC Cardiff Dünyanın En İyi Şarkıcısı Yarışması’nda (BBC Cardiff Singer of the World 2017) son yirmiye kalarak, tüm dünyada seçmeleri yapılan bu yarışmanın finalinde Türkiye’yi temsil etme hakkı kazandı. 2018 yılı Nisan ayında 37.si düzenlenen International Hans Gabor Belvedere Singing Competition İstanbul elemelerinde Belkıs Aran Özel Ödülü’ne layık görüldü ve Haziran ayında Letonya’da gerçekleşecek olan yarışmanın finalistlerinden biri oldu. 2018 yılı Haziran ayında Semiha Berksoy Vakfı Opera Ödülleri Gecesi’nde ‘Yılın Genç Kuşak Opera Sanatçısı’ ödülüne layık görüldü. 2018 yılı Eylül ayında düzenlenen 9. Uluslararası Leyla Gencer Şan Yarışması’nda (International Leyla Gencer Voice Competition) birincilik ödülü kazanmanın yanında, Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası Özel Ödülü ve salondaki seyircilerin oylarıyla belirlenen Leyla Gencer Halk Ödülü’nün de sahibi oldu. Sanatçı şan ve yorumculuk çalışmalarına vokal koçu Lidya Pronina ile devam etmekte, Ankara Devlet Opera ve Balesi´nde görevini sürdürmektedir.
Bülent Bezdüz “tenor”
Mersin Devlet Opera ve Balesi baş solistlerinden olan sanatçı, solistlik kariyerini Avrupa ülkelerinde sürdürmektedir. 2001’de Londra Senfoni Orkestrası eşliğinde ‘Les Troyens’ ve 2006’da Verdi‘nin Falstaff operası kaydı ile olmak üzere iki kez “En iyi opera kaydı” kategorisinde Grammy ödülüne layık görülmüştür.
1967 yılında Ankara‘da doğdu. On beş yaşında bağlama çalmaya başladı; sistematik bir halk müziği eğitimi gördü. Yükseköğrenimine Gazi Üniversitesi Müzik Eğitimi Bölümü’nde devam etti. Okul yıllarında şan eğitimini Polonyalı tenor Roman Werlinski ile sürdürdü. Öğrenciliği sırasında Devlet Çoksesli Korosu‘na girdi. 1992’de Devlet Çoksesli Korosu’ndan ayrılıp, Mersin Devlet Opera ve Balesi‘nde korist olarak göreve başladı. 1997 yılında Manchester‘daki Avrupa Opera Merkezi’nin daveti ile Manchester‘a gitti. 1999’da Fransız Kültür Bakanlığı’nın bursu ile Marsilya C’nipal Sahne Sanatları Okulu’nda profesyonel sahne mastırı yaptı ve bu süreç içinde Paris Şan Yarışması’nda ikincilik kazandı. İlk sahne çalışması, konuk sanatçı olarak devam ettiği Mersin Devlet Opera ve Balesi’nde Verdi‘nin “La Traviata“ operasındaki Alfredo canlandırmasıdır. Çardaş Prensi operasıyla 1993’te solistlik kariyeri başladı. 1997 yılında Manchester‘daki Avrupa Opera Merkezine devam ederken Mozart´ın “Lucio Sillaile”sı ile uluslararası solistlik kariyerine başladı. Bu opera ile İngiltere, İrlanda ve Danimarka‘da sahne aldı. Londra, Dublin, Amsterdam, Köln, Marsilya, Rennes, Nancy ve Lozan şehirlerinde, Teatro Regio di Parma, Teatro Regio di Torino, Portland, Oregon, Teatro Colón de Buenos Aires, opera evlerinde söylediği gibi birçok kez İstanbul Devlet Operası temsillerinde ve Uluslararası Aspendos Opera Festivali‘nde yer aldı. Bezdüz’ün de solist olarak görev aldığı LSO Live adı altında canlı olarak kayıt edilen Berlioz‘un Truvalılar operası, 2001 yılında “44. Grammy ödülleri” nden ikisine ve yine Verdi‘nin Falstaff Operası 2006 yılı 48.Grammy ödüllerinden En iyi Opera Kayıdı kategorisinde ödüle layık görüldü. Sanatçı, 2010 yılında ilk defa verilen Andante Klasik Müzik Ödülleri‘nde En İyi Opera Yorumcusu (erkek) kategorisinde ödüle değer görüldü. 2012 yılında Semiha Berksoy Opera Vakfı En İyi Erkek Opera sanatçısı ödülü Bezdüz’e verildi. 1993 yılında keman öğretmeni Reyhan Bezdüz ile evlenen Bülent Bezdüz, keman sanatçısı Sesim Bezdüz ile piyanist Doğaç Bezdüz’ün babasıdır.
Hasan BERK “bas”
1995 yılında Mersin Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nın açmış olduğu sınavı kazanarak lise ve lisans eğitimine Sırrı Ali Talay’ın sınıfında başladı ve Roman Werlinski ile eğitimine devam etti .2001 yılında Lisans 3.sınıfta Mersin Devlet Opera ve Balesi’nin açmış olduğu sınavı kazanarak kadrolu korist sanatçı olarak göreve başladı. 2011 yılında Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü’nün açmış olduğu Solist Sınavı’nı kazandı. Sanatçı halen Mersin Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğü’nde Solist Sanatçı olarak görevine devam etmektedir.
AHMED ADNAN SAYGUN
(Doğum Tarihi: 7 Eylül 1907, İzmir Osmanlı İmparatorluğu
Ölüm Tarihi: 6.Ocak 1991, İstanbul, Türkiye)
Ahmet Adnan Saygun, 7 Eylül 1907 tarihinde İzmir’de doğdu Klasik batı müziğinde yapıtlar vermiş bir Türk bağdarı, müzik eğitimcisi ve budun müzik bilimcisidir (etnomüzikolog). Saygun, ilk T.C. Devlet Sanatçısı’ dır. Türk müzik tarihinde “Türk Beşleri” olarak anılan bestecilerden birisi olan Saygun, ilk Türk operasının bestecisidir. Cumhuriyet Dönemi Türk müziğinin en çok seslendirilen eserlerinden “Yunus Emre Oratoryosu” en önemli yapıtıdır. Önemli din bilginleri yetiştirmiş İzmirli köklü bir aileden gelen Saygun’un babası sonradan İzmir Milli Kütüphanesi’nin kurucuları arasında yer alacak olan öğretmen Mahmut Celalettin Bey, annesi Konya’nın Doğanbey mahallesinden gelip İzmir’e yerleşmiş bir ailenin kızı olan Zeynep Seniha Hanım’dır. Saygun 1922 yılında, Macar Tevfik Bey’in öğrencisi oldu. 1925 yılında Fransızca olan La Grande Encyclopedie’den müzikle ilgili makaleleri çevirerek birkaç ciltlik büyük bir Musiki Lügati meydana getirdi.
İlkokullarda öğretmenlik yaptığı dönemde Ziya Gökalp’in, Mehmet Emin’in, Bıçakçızade Hakkı Bey’in şiirleri üzerine okul şarkıları yazdı. Orta dereceli okullarda müzik öğretmenliği yapmak için açılan sınavı kazanarak 1926 yılından itibaren bir süre İzmir Erkek Lisesi’nde müzik öğretmenliği yaptı. 1927 – 1928 yıllarında “Re Majör Senfoni”yi besteleyen sanatçı; 1928 yılında hükümetin müziğe yetenekli gençler için açtığı sınavı kazandı ve devlet bursuyla Paris’e gönderildi. Vincent d’Indy (kompozisyon), Eugène Borrel (füg), Paul le Flem (kontrpuan), Amédée Gastoué (gregoryen ezgileri) ile çalıştı. Paris’teyken “Op. (Opus) 1 sıra numaralı Divertissement” adlı orkestra eserini yazdı. Saygun’un bu bestesi 1931 yılında jüri başkanının Henri Defossé (Cemal Reşit Rey’in orkestra şefliği hocasıdır) olduğu Paris’teki bir beste yarışmasında ödül kazandı. Saygun, 1934 yılında Atatürk’ün talebiyle, Türkiye’yi ziyaret edecek olan İran Şahı Rıza Pehlevi şerefine ilk Türk operası olan “Özsoy Operası Op. 9”u bir ay gibi çok kısa bir sürede yazdı. Liberettosunu Münir Hayri Egeli’nin yazdığı opera, Türk milletinin doğuşunu, İran ve Türk milletlerinin kökü uzak tarihe dayanan kardeşliğini ifade etmekteydi. Eserin prömiyeri 19 Haziran 1934 gecesi Atatürk ve Rıza Pehlevi huzurunda gerçekleştirildi. Sanatçı, Özsoy’un sahnelenmesinden sonra Yalova’daki yazlık evinde kendisini kabul eden Atatürk’e Türk musikisi hakkında bir rapor sundu. Güneş-Dil ve Türk Tarihi teorilerinden etkilenerek hazırlanmış bu rapor 1936’da “Türk Musikisinde Pentatonizm” başlığı ile yayımlandı. Yalova’dan dönüşte vekâleten Riyaset-i Cumhur Orkestrası Şefliğine getirilen sanatçı; bu görevini bozulan sağlığı nedeniyle İstanbul’a gidişi nedeniyle ancak bir kaç ay sürdürebildi. Orkestra ile ilk konserini 23 Kasım 1934’te verdi. 1934 yılı Kasım ayı sonunda Saygun’a Atatürk’ten yeni bir opera sipariş geldi. 27 Aralık gecesi temsil edilmek üzere “Taşbebek operası”nı bestelemeyi başaran sanatçı, bu operada yeni Cumhuriyet insanının doğuşunu anlattı. Eser, 27 Aralık 1934 gecesi Ankara Halkevi’nde sahnelendi; orkestrayı çok hasta olmasına rağmen bizzat Saygun yönetti. Sanatçı, “Yunus Emre Oratoryosu” adlı ünlü yapıtının seslendirilişine kadar sürecek olan bir gözden düşme dönemine girmişti. Saygun İstanbul’da iken Ankara’da devam eden yeni bir konservatuvar kurma çalışması, Saygun’un savunduğu “kültürel ulusallık” fikrini değil; “evrensel müzik” anlayışını destekleyenler tarafından sürdürüldü. Konservatuvar, bu iş için danışman olarak getirilen Paul Hindemith’in evrenselci müzik görüşleri doğrultusunda 1936 yılından kuruldu. Saygun ise 1936 yılında Halkevleri’ nin daveti üzerine Türkiye’ye gelen Macar besteci ve etnomüzikolog Bela Bartok’a Anadolu gezisinde eşlik etti. Birlikte özellikle Osmaniye dolaylarından derledikleri türküleri notalaştırdılar. Çalışmaları, “Bela Bartok’un Türkiye’deki Halk Müziği Araştırmaları” başlıklı bir kitap haline getirilerek 1976 yılında Macar ilimler Akademisi tarafından İngilizce bastırılmıştır. Saygun, 1939 yılında Halkevleri’ nin önerdiği müfettişlik görevini kabul etti ve bu vesile ile Türkiye’yi dolaştı. 1940 yılında bir konser için Ankara’ya gelen ancak Nazi baskısı nedeniyle ülkesine geri dönemeyen Budapeşte Kadın Orkestrası üyelerinden Macar asıllı Irén Szalai (sonradan Nilüfer adını almıştır.) ile 1940 yılında evlendi. Halk Evleri’ndeki görevinin yanı sıra 1940 yılında “Türk Müzik Birliği” adlı bir koro kuran Saygun, bu koro ile düzenli olarak oda müziği konserleri verdi. “Halkevlerinde Musiki” adlı bir kitap yayımladı. Yunus Emre Oratoryosu 1943 yılında CHP’nin açtığı yarışmada birincilik ödülünü Ulvi Cemal Erkin’in piyano konçertosu ve Hasan Ferit Alnar’ın Viyola Konçertosu ile paylaştı. Saygun’un 1942’de tamamladığı Yunus Emre Oratoryosu, 25 Mayıs 1946’da Ankara’da Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’nde seslendirildi ve büyük başarı kazandı. En önemli eseri kabul edilen eser, daha sonra Paris’te ve 1958 yılında Birleşmiş Milletler (BM) kuruluş yıl dönümü vesilesiyle New York’ta ünlü orkestra şefi Leopold Stokowski yönetiminde seslendirilmiştir. Sanatçı eserin Ankara’daki ilk temsilinden sonra 1946 yılında Halkevleri müşavir ve müfettişliğinin yanı sıra Ankara Devlet Konservatuarı’na kompozisyon öğretmeni olarak atandı. Aldığı davetler üzerine Londra ve Paris’e gitti; halk müziği üzerine çalışmalar yaptı; konferanslar verdi. Kerem, Köroğlu, Gılgamış, koral eserler, 5 senfoni, çeşitli konçertolar, oda müziği eserleri, vokal ve enstrümantal parçalar, sayısız türkü derlemeleri, kitaplar, araştırmalar, makaleler yazdı. 1971’de yürürlüğe giren Devlet Sanatçılığı Kanunu çerçevesinde ilk “Devlet Sanatçısı” unvanı Adnan Saygun’a verildi.
Taşar Erkol adabul.com