Johann Sebastian BACH 333. DOĞUM GÜNÜ KONSERİ
“ÇUKUROVA SANAT GÜNLERİ”
Tarih : 23.03.2018
Yer : Büyükşehir Belediyesi
Solistler : Önder Baloğlu “keman”
Yusuf Yalçın “keman”
Bianca Adamek “keman”
Ada Tanır “klavsen”
Wolfgang Kastujak “klavsen”
Program : J. S. Bach / Brandenburg Konçertosu No.3
J. S. Bach / Keman Konçertosu la minör BWV 1041
J. S. Bach / İki Keman için Konçerto re minör BWV 1043
J. S. Bach / Klavsen Konçertosu re minör BWV 1052
J. S. Bach / Üç Keman için Konçerto re majör BWV 1064
Johann Sebastian Bach
Doğum: 1685 Eisennach, Almanya Ölüm: 28 Temmuz 1750’de Leipzig, Almanya
Bach ailesinin Johann Sebastian’a gelinceye kadar neredeyse tamamı 200 yıldır müzikle uğraşıyor, ailenin adı bilinen en eski üyesi değirmenci Veit Bach çok iyi gitar çalıyordu. Müziği meslek olarak seçen aile giderek genişledi. Almanya’nın neredeyse tüm şehir bandolarında ve kilise korolarında bir Bach’a rastlamak mümkündü. Yılda bir kez bir araya gelen Bach’lar birlikte müzik yapardı. Johann Sebastian Bach, ailesinin soyacağını hazırlamış ve kendinden önceki Bach’ların bestelerini düzenlemiştir. İlk müzik dersini çocuk yaşlarda almaya başlayan ünlü bestecinin ilk öğretmeni Christoph Bach olmuştur. Kent meclisi ve Eisenach düklük sarayında kemancılık yapan Johann Ambrosius Bach ile Maria Elisabeth Lammerhirt çiftinin en küçük çocuğu olan Johann Sebastian Bach, müziğe, babasından aldığı klavsen ve keman dersleriyle başladı. İlk org derslerini, amcası Johann Christoph Bach’tan aldı. 1694’te annesini ve sekiz ay sonra da babasını kaybeden Bach, Ohrdruf’taki St. Michael Kilisesi’nin orgcusu olan en büyük ağabeyi Johann Christoph Bach’ın yanına taşındı. Küçük Bach’a dönemin önemli bestecilerinin eserlerini tanıtan ve klavikord çalmayı öğreten ağabeyi, kardeşinin müzikal gelişimine büyük katkı sağlamıştır. Kusursuz soprano sesiyle 14 yaşındayken St. Michael Okulu’ndan koro bursu kazanan Bach, Lüneburg’a gitti. Burada koroda şarkı söyleyen, org ve klavsen çalan Bach, müziğin yanı sıra tarih, coğrafya, fizik gibi alanlarda da kendini geliştirdi. Bach, 1703’te saray müzisyeni unvanıyla Weimar Dükü Johann Ernst’ in hizmetine girmiş, yedi ay sonra ise Arnstadt’taki St. Boniface Kilisesi’nin orgculuğu görevini üstlenmiştir. Buradaki görevi devam ederken devrin ünlü org virtüözü ve bestecisi Dietrich Buxtehude’yi dinlemek için aylarca Lübeck’te kalan Bach’ın erken dönem eserlerinde, Buxtehude’nin etkisiyle oluşan müzikal temel hissedilmektedir. Bach’ın ustası olduğu Kilise Orgu St. Boniface’ deki işinden memnun olmayan Bach, 1707’de, Mühlhausen’deki St. Blasius Kilisesi’nin orgcusu oldu. Dayısından kalan mirasla maddi açıdan rahatladı ve ikinci dereceden kuzeni Maria Barbara Bach ile evlendi. Çiftin yedi çocuğundan dördü hayatta kaldı ve bu çocuklardan Wilhelm Friedmann Bach ile Carl Philipp Emanuel Bach önemli birer besteci oldu. Mühlhausen’de bir yıldan daha kısa bir süre kalan Bach yeniden Weimar’a yerleşti ve dükün sarayında orgcu olarak görev yapmaya başladı. Bu dönemde yetenekli müzisyenlerle çalışan ve yüksek bir maaş alan Bach, müzikal perspektifini genişletti, Almanya dışındaki bestecilerin eserlerini inceledi. Vivaldi, Corelli gibi İtalyan bestecilerin müziği aracılığıyla dramatik açılışlar, dinamik ritimler ve sağlam armonik yapı gibi ögeleri kendi müziğine aktararak, Vivaldi’nin, yaylıları ve nefeslileri çeşitli kombinasyonlarla bir araya getiren konçertolarını klavsen ve org için uyarladı. Bu dönemde, daha sonra “İyi Düzenlenmiş Klavye” adını alan anıtsal eserlerinin parçalarını oluşturan prelüd ve fügler ile büyük oğlu Wilhelm Friedmann için “Küçük Org Kitabı” adlı eserini yazmaya başladı. Bach’ın yaşadığı yıllarda, günümüzde kullandığımız piyanolar henüz yapılmamıştı. Dönemin gözde klavyeli enstrümanı klavsendi. Bach, bugün piyano ile seslendirilen eserlerinin tümünü 17 ve 18. yüzyılda bu çalgı için bestelemiştir. İyi Düzenlenmiş Klavye, günümüzde bile piyano için bestelenen yapıtların temel taşı olma özelliğini korumaktadır. Barok dönemde Almanya’da yapılan bir Klavsen 1717’de Prens Leopold’ un sarayında müzik direktörlüğü görevine getirildi. Bir klavsenist olan prensin dini müzikle ilgilenmemesi nedeniyle orkestra süitleri, Brandenburg Konçertoları, keman için sonatlar gibi çalışmalara yöneldi. 1720’de eşi Maria Barbara’yı kaybeden Bach, bir yıl sonra genç soprano Anna Magdalena Wilcken ile evlendi. Çiftin 13 çocuğundan altısı hayatta kalabildi ve Gottfried Heinrich, Johann Christoph Friedrich ile Johann Christian ünlü birer müzisyen oldu. Johann Christian hayatının büyük bölümünde Londra’da yaşamış ve burada Mozart‘la tanışmıştır. Londralı Bach olarak ünlenen Johann Christian’dan çok etkilenen Mozart, ilk senfonilerinde onun eserlerinden esinlenmiştir. Bach, karısının klavsen çalmasını geliştirmek için bestelediği parçaları “Anna Magdalena’ nın Piyano Kitabı” adı altında toplamıştır. Genç kadın, düzgün el yazısıyla Bach’ın pek çok eserini temize çekerek günümüze ulaşmasını sağladı. Gençlik yıllarından beri görme zorluğu çeken Bach’ın gözleri, durup dinlenmeden çalışması sonucu giderek zayıflamaya başlamıştı. Sağlığı 1749’da bozulmaya başlayan ve hayatının son günlerinde tamamen kör olan besteci, 28 Temmuz 1750’de Leipzig’de hayata gözlerini yumdu. Müzik tarihinin en çok eser veren sanatçılarından olan Bach’ın besteci olarak dehası, ölümünden uzun yıllar sonra anlaşılabildi. Aradan geçen yüzyılların ardından Bach’ın eserleri yeni müzik anlayışlarına yol gösterdi. 200 yıldır kendini yenileyen eserler, daha önce fark edilmeyen özellikleri sanatçıya ve dinleyiciye sunuyor. Çok sesli müzik yazma sanatının doruğundaki Bach’ın müziği, kendinden sonra gelen bestecileri derinden etkiledi. Armoni ve kontrpuanı bir arada kullanarak müziğin matematiğindeki mükemmelliği gözler önüne seren Bach’ı çağdaşları Händel ve Telemann’dan ayıran en önemli özellik, halkın beğenisine boyun eğmeden yeni biçimlere yönelmesiydi. Bach, çağın gereklerine takılıp kalmıyor, hoşa gitme endişesi taşımıyordu. Bach’ı klasik müzik tarihinin en büyük bestecileri arasına yerleştiren, kontrpuan tekniğine yatkınlığı, klavyeli çalgılardaki kıvrak doğaçlama yeteneği, İtalyan ve Fransız müziğine duyduğu ilgi ile dini ayinlere içten bağlılığı gibi faktörler olmuştur. Çocukluğundan itibaren eserlerle, müzisyenlerle ve enstrümanlarla yakın ilişki içinde olan Bach, bu durumu iyi değerlendirmiş ve müzik yazma kabiliyetini geliştirmiştir. Müzikal yapısının temeline köklü Alman müzik geleneğini yerleştirmiş, diğer Avrupa ülkelerinin müzik geleneğinden de uzak kalmamıştır. Bach için 1713-1714 yılları dönüm noktası olmuştur. Weimar Saray Orkestrası‘nın İtalyan müziğinin geniş repertuarıyla tanıştığı bu dönemden itibaren Bach’ın eserlerinde dramatik açılışlar, berrak melodik yapılar, enerjik ve ritmik sadelik gibi İtalyan müziğine has özellikler görülmeye başlanmıştır. Bach, kendinden önce yaşayan bestecileri özümseyip, öğrendiklerini geleceğe aktarabilmiş nadir kişilerdendir. Çok sesli müziğin bugün ulaştığı noktada Bach’ın büyük payı vardır. 1977’de fırlatılan Voyager uzay araçlarıyla, dünya dışı akıllı yaşam formlarının ya da gelecekteki insanların bulması niyetiyle uzaya yollanan altın plakta yer alan parçalar arasında, Bach’ın “Brandenburg Konçertosu” da bulunmaktadır.
Önder Baloğlu
1988 yılında Adana doğumlu olan Önder Baloğlu, müzik kariyerine Ferhang Hüseynov’dan keman dersleri ile başlamış ve Essen’deki Folkwang Sanat Üniversitesi’nde, Nana Jashvili, Pieter Daniel ve Andreas Reiner’in yanı sıra; Vadim Guzman, Gordan Nikolic, Ivry Gitlis ve Patricia Kopatchinskaja gibi ünlü müzisyenlerle çalışma fırsatı. Türk Orkestralarının çoğunda solist olarak ve yurt dışında Folkwang Senfoni, Koblenz Rheinische Devlet Filarmoni Orkestrası, Bochum Symphonic, Duisburg Filarmoni ve Ensemble Folkwang Modern ile sahne aldı. Ayrıca TRT ve Alman ZDF ve WDR3 tarafından yayınlarda yer aldı. Solo görünümlerine ek olarak, Ankara’da Bilkent Senfoni, Württembergisches Kammerorchester Heilbronn, Duisburg Filarmoni ya da kendi “Les Essences” gibi konserci pozisyonundan orkestralar yaparak oda müziğine olan tutkusunu farklı bir boyuta taşıdı. Önder bir dizi oda topluluğu içinde oynuyor; Duo BalKan, Quart.essence, Ensemble Turkuaz ve diğerlerinin yanı sıra Avrupa’da ve Türkiye’de Philharmonie Essen, Tonhalle Düsseldorf, Konzerthaus Berlin, İstanbul-Essen Avrupa Kültür Başkenti etkinlikleri, Berlin’de Genç Euro Klasik Festivali, Musiquem Lleida gibi organizasyon ve organizasyonlarda İspanya Uluslararası Müzik Festivali, Festival “ŞİMDİ!”Essen’de, Duisburger Akzente Festivali, Kapadokya’da Klasik Keyifler Uluslararası Müzik Festivali, Finlandiya’daki Kuhmo Oda Festivali. 2015 yılından bu yana Önder, oda müziği festivali Klassisch.Unterirdisch’in sanat yönetmeni olmuştur. – das Underground-Festival der Klassik “Essen’deki Katakomben Tiyatrosu’nda başladı. Folkwang UDK Essen’de solo ve oda müziği kariyerine odaklanan çalışmalarını sürdüren Baloglu, Duisburger Philharmoniker ve Deutsche Oper am Rhein Düsseldorf-Duisburg’da konserci pozisyonunu 24 yaşında aldı. Duisburger ile birlikte, çeşitli konserlerde konserler verdi. Türk, Alman ve uluslararası orkestralar, Almanya’nın en prestijli konser salonlarında ve Türkiye, Avusturya, İsviçre, ABD, Kanada, Fransa, Çin, Hindistan, Kore, Rusya gibi birçok ülkede KlangVerwaltung Münih Orkestrası’nın bir üyesi olarak sahne aldı. Arjantin, Brezilya ve Peru.Önder Baloğlu, Essen’deki Folkwang Sanat Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışmakta ve 1850’den Napoli’den Rafaella ve Antonio Gagliano!nun kemanı üzerinde çalışmaktadır.
Yusuf YALÇIN
Müzik eğitimine 1993 yılında Prof. Ferhang Hüseyinov ile keman ve Leyla Hüseyinova ile teori çalışarak başlayan sanatçı, 2006 yılında Çukurova Devlet Konservatuvarından mezun olana dek birçok farklı alanda faaliyet göstermiştir. Bunlardan bazıları, kompozisyon alanındadır. Eğitiminin belli bir döneminde Prof. Nevit Kodallı ile armoni ve teori çalışmış, ayrıca özellikle ilgi duyduğu Barok müziğin çatısını oluşturan klavsende de birçok performans sergilemiştir. Bunların arasında Devlet Senfoni Orkestraları ve bazı oda müziği toplulukları vardır. Ayrıca ünlü Barok flütçü Patrick Beuckels ile oda müziği ve Barok stil üzerine çalışmalar yapmıştır. Halen kadrolu sanatçısı olduğu Çukurova Devlet Senfoni Orkestrasında oda müziği, kompozisyon ve keman çalışmalarına devam etmektedir.
Bianca Adamek
Bianca Adamek, Keman – Kemancı Bianca Ademek 1989’da Almanya’da Moers kentinde doğdu. İlk keman dersini beş yaşında almaya başladı. 2003’te Rostock Müzik ve Tiyatro Üniversitesi’nden Prof. Petru Munteanu’nun öğrecisi oldu ve 2008-2010 Essen’de Folkwang Sanat Üniversite’sinde Nikolai Mintchev ile çalıştı. 2010-2012 arası Viyana Müzik ve Performans Sanatları Üniversitesi’nden Prof. Rainer Küchl ile birlikte çalıştı. 2012’den itibaren Berlin Sanatlar Üniversitesi’nde Prof. Mark Gothon hem lisans döneminde hem de şu anda yapmakta olduğu lisans üstünde de hocası. Çocukluğunda ‘Jugend musiziert’ adındaki Alman yarışmasında bir sürü ödül kazanmıştır. 2002’de Tallinn, Estonia’da Uluslararası Keman Yarışmasında ikincilik ödülünü, ve 2003’te İtalya’da Fermo kentinde Uluslararası ‘Kloster Schontal’ Keman Yarışmasında 4.cü olmuştur ve Pro Europa kuruluşunun verdiği Avrupa Teşvik Ödülünü kazanmıştır. Bu vesileyle 11 yaşından beri solist olarak sahneler çıkmaya başlamıştır. Bianca bir sürü önemli hocalar ile masterclass’lere katılmıştır ve epey oda müziğine odaklanmıştır. Çin’de, Almanya’da ve Hindistan’da Young Euro Classic Festival Orchestra’nın üyesiydi ve Bangalore’da Hindistan Ulusal Gençlik Orkestra’sının kadrosunda birinci keman olarak davet edilmiştir. 2013-2014’te önce Orchestra Academy of Deutsche Oper Berlin’de çalışıp sonra 2014-2015 sezonunda Orchestra Academy Deutsche-Symphonie Orchester Berlin’de stajyer olarak çalışmaya başlamıştır.
ADA TANIR
Ada Tanır, Ankara Devlet Konservatuvarı’nda piyano ve müzikoloji bölümlerinde okuduktan sonra gittiği Berlin’de, Hanns Eisler Müzik Akademisi’nde müzik teorisi dalındaki öğrenim gördü. Bu okuldaki öğrenimi sırasında klavsen çalmaya başladı ve kısa süre sonra hem klavsen hem de barok müziğe olan tutkusunu keşfetti. Mitzi Meyerson (Berlin) ve Christian Rieger (Essen) sınıflarındaki eğitimlerinden sonra Almanya’da enstrümantalist ve enstrüman eğitimciliği yaparak kariyerini sürdürmeye başladı. Tanır 2007 Hanns-Eisler-Preis, Çağdaş Müzik Beste ve Yorum Yarışması’nda, yorumculuk katagorisinde birincilik ödülü aldı. Barok müzik alanındaki ilk yarışma başarısı 2011’de Ensemble Festina Lente ile kazandığı Biagio Marini Yarışması’ndaki ikincilik ödülüydü. Ayrıca uluslararasi önemli karıyere sahip müzisyenlerle çalışma olanağı buldugu çok sayıda uzmanlık kursuna katılarak müzikal spektrumunu genişletti. Hem solist hem aranılan bir oda müziği partneri konumunda pek cok konserde yer alan Tanır, orkestralardan da basso continuo (hem klavsen hem orgla) çalmak için davetler almaktadır (birlikte çaldığı orkestralar arasında l’arte del mondo, Neue Düsseldorfer Hofmusik ve Harmonie Universelle bulunmaktadır). Ayrıca yarışmalarda ve yaz kurslarında korrepetitör olarak yer almıştır ve Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Müzik Akademisi’nde her yıl yapılan, gençler için barok müzik kursuna eğitimci olarak katılmaktadır. Uzun yıllardır düzenli sürdürdüğü klavsen ve piyano pedagogluğu yanında Ada Tanır grubu ombre et soleil ile geliştirdiği çeşitli konser projelerini gerçekleştirmektedir.
Wolfgang Kostujak
Arvid Gast ve Bremen’deki kilisesi müzik drektörü Wilfried Langosz ile org çalışmalarına başladı.
Daha sonra Ludger Rémy ile Essen/Duisburg’da tarihsel klavye performansı çalışmaları ve sanatta yeterlilik alanında çalışmalar yaptı. Bob van Asperen ile Amsterdam Sweelinck Konservatuarı’nda klavsen eğitimi aldı. Virtüöz solistlik derecesiyle diploma aldı. 1998 yılında Essen’deki “Folkwang” Müzik Akademisi’nde Klavsen ve Basso Continuo öğretmeni olarak çalışmalara başladı. Bir çok müzik topluluğuyla birlikte solist olarak birçok konserde yer aldı. (Il Desiderio, Nova Stravaganza, Musica Antiqua Köln) bir çok erken müzik festivalinde yer aldı. Bir çok radyo programında müzisyen olarak katıldı, ayrıca metin çalışmaları ve birçok CD kayıtları bulunmaktadır.
- S. Bach / Brandenburg Konçertosu No: 3 sol majör BWV 1048
24 Mart 1721’de Brandenburg-Schwedt Margrave’sı Christian Ludwig’e adanmıştır. 1717’de Johann Sebastian Bach, Anhalt-Köthen’in Prens Leopold mahkemesi için Kapellmeister (müzik direktörü) olarak işe alındı. İdeal bir işti:
Yaratıcı özgürlük, iyi ücret ve kendi müzisyeni olan bir patron… Prens, kilise hizmetlerinde fazla müzik kullanmayan bir Kalvinist olduğu için, bu dönemdeki Bach eserlerinin çoğu laikti. Aslında, bestecinin büyük enstrümantal çalışmalarının neredeyse tamamı (viyolonsel süitler, keman sonatları ve parti taşları ve orkestra takımları) Leopold’un işindeki görevinden kaynaklanıyor. Ne yazık ki, 1720’lerin başında, prensin artan askeri harcamaları Bach orkestrasındaki bütçe kesintilerine yol açtı. Leopold müziğe ilgisi olmayan bir kadınla evlendiğinde, Bach başka yerlerde çalışmaya başlamak için akıllıca karar verdi. 24 Mart 1721’de Brandenburg-Schwedt’in Margrave Christian Ludwig’ine altı “konserler avec plusieurs enstrümanları” (“çeşitli enstrümanlar için konçertolar”) bir hacim ayırdı ve bir iş teklif edilmesinin umuduyla asil zata gönderdi. Margrave’dan bir cevap kaydı yok ve Bach, sonunda hayatının geri kalanında yaşadığı Leipzig’deki çok sayıdaki mesaj kombinasyonunu kabul etti. Konçertolara gelince, el yazması gümüşten 24 groschen (modern para biriminde 20 $ ‘dan biraz daha fazla) için satıldı ve yorum yapılmadan arşivlenmiş gibi görünüyor. Kral Frederick Wilhelm’ın Prusya mahkemesi orkestrasının taç giyme töreninde dağıttığını ve Christian Ludwig’in özel orkestrasının gerekli müzisyenlere sahip olmadığı için, parçalar kesinlikle Berlin’de yapılmadı. Konçertolar nihayet yeniden keşfedildi ve 1849’da, kompozisyonlarından yaklaşık 130 yıl sonra yayınlandı. Brandenburg Konçertosu bize modern orkestra kompozisyonunun evrimine bir bakış atıyor. Barok döneminde, “konçerto”, bugün düşündüğümüz bir virtüöz solo gösterisi değildi. Söz konusu kelime sık sık müzisyenlerin konser olarak yaptığı bir çalışmaya (grup olarak) atıfta bulunur. Üç numaralı konçerto üç keman, üç viyola, üç çello, bas ve klavsen için oluşturuldu. Dokuz üst dizge, parça boyunca roller arasında akışkan olarak geçiş yapan hem concertino (solist) hem de ripieno (refakatçılar) olarak hizmet eder.
Bölümler:
- Allegro moderato
- Adagio
- Allegro
Parça, her biri bir grup olarak birlikte çalışan farklı enstrümantal bölümler arasında manipüle edilen ve etrafından geçen kendine güvenen bir figürle açılır. Hareket, ritornello formunda, genel olarak tekrarlanan bir müzik pasajının (genellikle bütün topluluk tarafından çalınır) müzikal materyalin geliştirildiği ve icracılar arasında ileri ve geri atıldığı daha fazla solist ataklarla değiştiği ortak bir barok yapıdır. Ağır (Adagio) tempoda çalınan iki klavsen akorunun bağladığı iki neşeli bölümden oluşan konçertonun 1. bölümünde Bach, yine tempoyu kesin belirtmemiştir. Genellikle ılımlı çabuk (Allegro moderato) tempoda çalınan bu bölüm, orkestranın canlı, güçlü ve birlikte (tutti) sunduğu üç notalık bir figürden oluşan tema üzerine kuruludur. Müzikolog Kari Geiringer’in büyük ustanın en bütünlük gösteren sayfalarından biri olarak tanımladığı bölümde tema, önce çalgıdan çalgıya geçerek hep ön planda kalır. Bunu birinci kemanın sunduğu, viyolanın geliştirdiği bir yan tema izler. Yeniden beliren giriş tuttisinden sonra armonik vurgulamalar, canlı motifler, unison solist partileri sergilenir. Konçertonun ikinci hareketi bir gizemden ibarettir. İkinci bir fermata (“hold”) ile iki yalnız akordan oluşur. Bach, sanatçılar için bu iki akoru çalmayı ve sonra üçüncü harekete geçmeyi düşündü mü? Ya da bir ya da daha çoğunun geçiş sürecini detaylandıran bir kadronun doğaçlamasını yapmak için mi niyet etti? Müzikolog ve sanatçılar bu soruyla ilgili farklı görüşler dile getirdiler. Kemanın Sol-Si-Re arpejiyle duyurduğu (yine ana temayla ilgili) motiften sonra bölümü enerjik tutti sona erdirir. Dinleyiciye ve müzisyenlere soluk alma fırsatı veren ve iki müzik sütunu gibi yükselen akorlardan sonra son bölüm, her halükarda, üçüncü hareket ani bir enerji akışıyla bu ikinci akordan dışarı fırlar. Ritornello formunun başka bir sergisinde, üç enstrüman grubu, çalışmayı neşeli bir yakınlığa getiren bir ebullient (coşkun) Allegro ile yarışıyor. Neşeli (Allegro) tempoda ara vermeden girer. Şen ve tasasız, rondo benzeri bir dans gibi kendi içinde ikişer kez çalınan iki bölümden oluşan bu finalde, sona doğru, viyolanın beklenmeyen solosu da ilgi çeker.
- S. Bach / Keman Konçertosu la minör BWV 1041
Keman, Yaylı Çalgılar ve Sürekli bas için la minör Konçerto BWV 1041, Johann Sebastian Bach‘ın 1720-1732 yılları arasında Köthen’de yazdığı sanılan eseri.
La Minör BWV 1044 sayılı Keman Konçertosu 3 bölümden oluşur:
- Allegro moderato
- Andante
- Allegro assai
Birinci bölümün tema motifleri, bölüm boyunca değişik kombinasyonlarla karşımıza çıkar ve gelişir.
İkinci bölüm ise sürekli bas partisinin çaldığı ve armonik varyasyonlarla işlediği bir motifin üzerine kemanın dokunaklı olarak sunduğu melodilerden oluşur.
Üçüncü bölüm dans havasında, canlı bir tempodadır. Fug tarzında bir serim ile başlar, keman akustik efektleri ile çaldığı solosu bir kadans ve ardından final kısımı takip eder, bölüm başladığı gibi canlı bir şekilde sona erer.
- S. Bach İki Keman için Konçerto re minör BWV 1043
Re Minör BWV 1043 sayılı 2 Keman için Konçertosu 3 bölümden oluşur:
- Vivace
- Largo, ma non tanto
- Allegro
D minor, BWV 1043’te İki Keman için Konçerto , genellikle “Bach Çift” olarak adlandırılır. Bach’ın iki keman için tek konçertosudur. Bu konçertonun oluştuğu kesin tarih bilinmiyor. Başlangıçta Bach’ın Cöthen’de (1717 ve 1723 yılları arasında) Prens Leopold Prensi için müzik direktörü olduğu sırada, bu eseri bestelediği düşünülse de, son zamanlardaki burs, Bach’ın Leipzig döneminde bu konçertoyu oluşturduğunu gösteriyor. Bach’ın D keman konçertosu için iki kemanın tarihi bölümleri yaklaşık 1730-31, Bach’ın sadece Leipzig (sadece o zamanlar Almanya’nın en prestijli müzikal pozisyonlarından biri) için müzik direktörü olmadığı zamanlardı. Ayrıca, Leipzig’in 1702’de Telemann tarafından kurulan gönüllü bir kuruluş olan collegium musicum’un liderliğini de üstlenmişti. Leipzig’in collegium musicum üyeleri üniversite öğrencileri ve profesyonel müzisyenleri içeriyordu ve haftalık konserlerle Leipzig’in müzik kültürüne katkıda bulundular. Bach’ın D minör konçertosu iki solo keman, sürekli çizgi ve dizgilerle puanlanır ve üç hareketin tipik Barok konçerto modelini izler (hızlı-yavaş-hızlı). Bu özel düzenleme basitleştirilmiştir ve üç bölüm için düzenlenmiştir. Bach’ın solistler arasındaki etkileşimi, melodilerin sürekli bir contrapuntal melodiler akışı içinde birbirinin içine girmesiyle mükemmeldir. Bach’ın Prens Leopold’un orkestrasında iki ana kemancı için Çift Konçerto yazmış olması, Bach’ın 1717-1723 yılları arasında Leopold, Anhalt-Köthen’in Prens’i tarafından yönetildi. Orkestranın baş kemancıları Joseph Speiss ve Martin Friedrich Marcus, o zamanlar yetenekli sanatçılar olarak biliniyorlardı. Bu dönemde Bach, solo keman çalışmaları ve Brandenburg Konçertosu gibi enstrümantal müziğe odaklandı. Üç bölümün veya hareketlerin her birinin de belirli bir şekli vardır. İlk hareket ritornello formunda… Ritornello formu, orkestra kısmında dönen ve solistlerin veya küçük enstrüman gruplarının tek başına çaldığı kontrast veya ilgili materyallerin serpiştirildiği yinelenen bir temaya (ritornello veya refrain) dayanır. Bach ritornello ayrıca Bach’ın bestelerinin imzası olan sofistike kontrpuan ile karakterize, örtüşen ve imitatif ifadelerle kuran yazmayı da içeriyor. Flaman tarzında, temanın ana teması veya parçaları, müziğin diğer kısımlarında veya hatlarında (sesleri) taklit edilir. Taklit edici parçalar bazen orijinal temanın uzunluğundan ve yazıldıkları anahtardan farklılık gösterir. İki solo kemancı ile tutti (“tüm” veya bütün orkestra) bölümleri; tutti ve solo bölümler arasındaki değişim, Baroque ritornello concerto formunun ortak bir özelliğidir.
İkinci hareket, F Major’da fugal yazmayı da içeren yavaş, şarkı söyleyen ve çok lirik bir cantilenadır (ifade edici, lirik, akıcı vokal stili). Daha sonra fütürist tedavi ile tekrarlanan solo kemanlardaki güzel tanıtım temasını duyulur.
Nihai Allegro hareketi, hem tutti hem de solo kısımlarda imitasyon ve tekrarlama ile ritornello fugal tarzında yazılmıştır. Ancak, bu hareketde, keman solistleri finali açar ve hem ritornelli hem de bölümlerde yol gösterir. Çeşitli solo ve orkestra kısımlarında tekrarlanan ana tema duyulur. Bu konçertoun çoğu için, iki solist orkestranın armonik ve ritmik arka planı çalınmasıyla müzikal konuşmalarda yer alıyor. Orkestra solo kemancılar ile çaldığında, Bach’ın orkestrayı solo kemanlar için nasıl bir eşlik olarak kullandığını duyabiliriz. Orkestranın kendi başına çaldığını duyabiliriz, örneğin, konçertonun ilk hareketinin başlangıcında duyulan açılış “tutti” (bütün orkestra) ve ilk hareketin sonunda ve sonunda tekrarlanan tutti’yi duyabiliriz. Bach, konçertoda kontrast ve farklı ruh halleri yaratmak için tempoyu (müziğin hızı), dinamiği (müziğin hacmini) ve ifadeyi (belirli duygular ya da eğilimleri ifade eden müzik öğeleri) kullanır. Açılış orkestrası ritornello’yu dikkatli bir şekilde dinlerseniz ana temanın bir scalic yukarı doğru hareket eden geçit ile başladığını, argoggiated atlayışlarla aşağı doğru melodik bir bölüm ve melodide sıçramalar olduğunu duyabiliriz. Bu temanın melodisinde özellikle büyük bir sıçrama duyabiliriz.
- S. Bach / Klavsen Konçertosu re minör BWV 1052
1729-1741 yılları arasında J.S. Bach, Telemann’ın 1703 yılında kurduğu Leipzig şehrinde bulunan Collegium musicum’un direktörlüğünü yürütmekteydi. Collegium musicum, sıklıkla Zimmermann’ın evinde performanslar düzenlemekteydi. Bu performanslar ışığında Bach, klavyeli bir çalgı için ilk sayılabilecek klavsen konçertolarını besteledi. Tek Klavsen için bestelen konçertolar BWV 1052-1059 numaraları ile günümüze kadar el yazmaları ile ulaşabilmiştir. Bu el yazmaları tamamlanmış olmaktan ziyade “çalınabilir” durumdadırlar. Bach’ın klavsen’e olan ilgisi, neredeyse tüm diğer enstrümanlar için bestelediği konçertoların klavsene uyarlamalarının da kendisi tarafından yapılması ile ıspatlanabilir. BWV 1052-1057 numaralı konçertolar, altılı bir set olarak düşünülmüş, ve Bach’ın ünlü Brandenburg Konçertolarının dışında bir set olarak düşünülmüş tek konçerto grubudur. 1058 ve 1059 numaralı konçertolar bu Bach’ın notlarına göre bu setin dışında tutulmuşlardır.
Re Minör BWV 1052 sayılı Klavsen Konçertosu 3 bölümden oluşur:
- Allegro
- Adagio
- Allegro
Bu konçertonun notaları kaybolmuş daha sonra 1728 yılında kilise orgu için düzenlenmiş olan bir Re minör keman konçertosunun uyarlaması olduğu düşünülmektedir. Bu konçerto 19. Yüzyıl ve sonrasında popüleritesini korumuş, Felix Mendelssohn bu eseri yorumlamış, Johannes Brahms da bu konçerto için bir kadans bestelemiştir. İlk basımı 1838 yılında Kistner yayın evi tarafından yapılmıştır. Eserin piyano ile bir çok kaydı bulunmasına rağmen, klavsen ile seslendirilmesi sürdürülmektedir. Barenreiter’in Urtext baskısı ile, orkestra partisi ikinci bir piyano için düzenlenmiş, bu sayede eserin 2 piyano veya 2 klavsen ile seslendirilmesi mümkün olmaktadır.
- S. Bach / Üç Keman için Konçerto re majör BWV 1064R
Re Majör BWV 1064R sayılı 3 Keman için Konçerto 3 bölümden oluşur:
- Allegro
- Adagio
- Allegro
Üç keman için Konçerto, üç hareketle, güzel bir Adagio ile çerçevelenen iki canlı Allegros ile gerçekleştirilir. İlk hareketi, yoğun contrapuntal etkileşimi ve renkli solo müziği ile neşeyle doludur. çoğu Barok konçertosunda olduğu gibi, ritornello olarak bilinen ve hareket boyunca periyodik olarak tekrar eden basit bir melodi ile başlıyor. Bu konçertoda her üç solist tarafından bir araya getiriliyor. Bu panelin orta kısmı kemancılar için, zorlu pacingi (ilerleme hzı) sürdürürken tipik olarak parlak bir şekilde yazılan, uğraşmak zorunda olan bazı zorlu pasajlar içeriyor. İkinci solo kemanın B minöründe füg-benzeri bir bölüm başlamasının ardından ilk ve üçüncü kemanlar başladığında, özellikle ilginç bir bölüm bu hareketin içinde yer alır. İkinci hareket, keman için çok uygun görünen ana temaya, becerikli Bach’ın klavyede çalışmasını nasıl sağlayabildiğini merak eden bir güzelliğe sahip. İkinci yandaki Adagio da, B minöründe, karanlık ve duygusaldır. Gerilim orta bölümde gelişir, müzik karartılır ve mücadele eder gibi görünür ama baştan çıkarıcı ana tema hareketi kapatmak için geri döner. Final ile ilk hareketin neşeli karakterine dönüyoruz. Yine zorlu ve renklidir ve belki de narin ve virtüozliğin daha da aşırı bir karışımına sahiptir, neredeyse eser boyunca devam eden sekizinci notaların sabit bir akışını sürdüren, hafif ve neşeli bir ruh halindedir.