ÇDSO’dan 8 Aralık Konseri

Konser Tarihi   :           08 Aralık 2023

Konser Saati    :           20:00

Konser Salonu :   ADANA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KONSER SALONU

KONSER PROGRAMI

 L.van BEETHOVEN PİYANO KONÇERTOSU NO: 2

A. DVORAK SENFONİ NO: 9

ŞEF                  : Eray İNAL           SOLİST           : Can SARAÇ

ERAY İNAL

983 yılında Ankara’da dünyaya geldi. 1995 yılında Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Fagot Bölümü’ne girdi. Bu kurumda Orhan Nuri Göktürk, Günnur Kurt ile çalıştı; 2003 yılında okul ikincisi olarak Tahsin Arslan’ın sınıfından mezun oldu. Eğitimi süresince üstün başarılarından dolayı iki kez sınıf atladı.

2000 yılında Yamaha’nın düzenlediği Tahta Üflemeliler Yarışmasında ikincilik ödülü aldı. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, Ankara Devlet Opera ve Balesi, Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası ve Antalya Devlet Senfoni Orkestrası, Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nda birçok eserde görev aldı. Ayrıca Kültür ve Turizm Bakanlığı Türk Tanıtma Vakfı (Tütav) ekibinde yer alarak ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, Slovakya, Ukrayna, Endonezya, Tayland, Singapur, Çin, Katar ve Lübnan’ın da bulunduğu dünyanın birçok yerinde dinleti, organizasyon, fuar, Türk şenlikleri ve gecelerinde Türkiye’yi temsilen görevler üstlendi.

2005 yılında Bilkent Üniversitesi’nde yüksek lisans programına kabul edildi; Bilkent Senfoni Orkestrası’nda pek çok eserde görev aldı. 2007 yılında yüksek lisans programından mezun oldu.

Mezuniyetinden sonra Çukurova Devlet senfoni Orkestrası’nda fagot sanatçısı olarak göreve başladı. 2011 yılında Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası Çoksesli Çocuk Korosu’nun müdürü olarak atandı; aynı yıl Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda öğretim görevlisi olarak göreve başladı.

Türklerin Anadolu’ya göçünü, savaş, zafer, kutlama, aşk ve düğün temalarını ele alan Anadolu Rapsodisi adlı eseri 2013 yılında Sevda-Cenap And Müzik Vakfı’nın I. Ulusal Beste Yarışması’nda ikincilik ödülüne değer bulundu. 2016’da 15. Mersin Uluslararası Müzik Festivali kapsamında “Mersin Yumuktepe İçin Müzik Arıyor” sloganıyla düzenlenen beste yarışmasında ise Hadrianapolis adlı eseri ile birincilik ödülü aldı.

Mersin Devlet Türk Müziği Topluluğu kanun sanatçısı Ahmet Baran’a ithaf ettiği “Mesnevi” adlı kanun konçertosunun dünya prömiyeri 10 Nisan 2015’te Adana’da yapılmıştır. Eser, Hasan Ferit Alnar’ın 1951’de bestelediği Kanun Konçertosu’ndan sonra yazılan ikinci Türk Kanun Konçertosudur.

CAN SARAÇ                                       “piyano” 

 Can Saraç 2007 yılında İstanbul’da doğdu ve ilk piyano derslerini beş yaşında aldı. 2012 yılında İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı sınavlarını kazanarak Volkan Akkoç’tan müzik teorisi derslerine başladı. 2013-2022 yılları arasında Dr. Fulya Tezer’in piyano öğrencisi oldu. Halen İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda Dr. Melina Kuyumcu’nun sınıfındadır. Haziran 2021’de üstün yetenekli öğrencilere yönelik Hochschule für Musik und Theatre Münih Pre-College programına kabul edildi ve burada Prof. Michael Schäfer ile çalışmalarına devam ediyor.

Lihtenştayn Uluslararası Müzik Akademisi burslusudur ve burada düzenlenen yoğun haftalara ve etkinliklere düzenli olarak katılmaktadır.

2018 yılından bu yana dünya çapında birçok yarışmaya katılarak solo, ikili ve eşlik kategorilerinde çok sayıda ödül kazandı. Başarıları onu Carnegie Hall, NY, Liederhalle Stuttgart, Cemal Reşit Rey Konser Salonu, CSO Blue Hall, Brüksel Güzel Sanatlar Merkezi gibi ünlü mekanlarda performans sergilemeye davet etti. Yerel ve ulusal çeşitli konser salonlarında solo ve ikili konserler verdi.

Pianissimo Live konserlerine davet edilen en genç piyanist olarak Ağustos 2022’de St. Petersburg Devlet Ermitaj Müzesi ve Moskova “GES-2” Kültür Evi’nde solo resitaller verdi. Can, aralarında ünlü piyanistlerin ustalık sınıflarına katıldı.

Pavel Gililov, Ludmil Angelov, Hüseyin Sermet, Gülsin Onay, Jean Marc Luisada, Ruben Dalibaltayan, Markus Becker, Tomislav Baynov, Gökhan Aybulus ve diğerleri.

Can, sosyal haklardan mahrum çocukların müzik eğitimini desteklemeyi amaçlayan bir yardım girişimi olan Care-to-Share’ın özel ders üyesidir.

LUDWİG van BEETHOVEN

Doğum: 16 Aralık 1770             Ölüm: 26 Mart 1827

Klasik dönemden Romantik döneme geçiş sürecine büyük katkı sağlamış ve gelmiş geçmiş en ünlü ve en etkileyici bestecilerden biri olarak kabul edilen Alman piyanist ve bestecidir.

Beethoven dünyaya gelen yedi çocuktan ikincisidir. Doğan yedi çocuktan sadece Beethoven ve diğer iki kardeşi Kaspar Anton Karl van Beethoven (1774-1815), Nikolaus Johann van Beethoven (1776-1848) hayatta kalır.

Beethoven’ın ilk müzik öğretmeni babasıdır. Daha sonra Gilles van den Eeden’den organ ve aile dostu olan Tobias Friedrich Pfeiffer’den klavye dersleri alır. Aynı zamanda Franz Rovantini’den keman ve viyola dersleri alır. Beethoven 5 yaşından itibaren çok yoğun müzik dersleri almaya başlar klavye öğretmeni Pfeiffer bazen onu gece yatağından kaldırarak zorla dersler verir.

Beethoven ilk halka açık konserini 1778 yılında henüz yedi yaşında iken verir.

Beethoven 1779 yılında Christian Gottlob Neefe’den ilk bestecilik dersleri almaya başlar. 1783 yılında Christian Gottlob Neefe’nin yardımıyla ilk bestesini yayınlar, daha sonra Neefe’nin asistanı olarak çalışır. 1784 yılından itibaren ilk parasını asistanlıktan kazanmaya başlar. İlk 3 piyano sonatı 1783 yılında yayınlanır. Beethoven’ın bu muazzam yeteneği başpiskopos Maximilian Friedrich tarafından fark edilerek maddi ve manevi yönden desteklenir.

O sıralarda baş gösteren aydınlanma çağı ve masonluk Beethoven’i derinden etkiler Neefe ve Beethoven’ın çevresindekilerin çoğu aydınlanmışlar (Order of the Illuminati) üyesidir.

1787 yılında Beethoven, Mozart’la çalışmak umuduyla Viyana’ya gider fakat varışından 2 hafta sonra annesinin hastalığını öğrenir ve geri döner. Beethoven aynı yıl içinde annesini kaybeder ve babası alkolik olur. Bunun sonucunda Beethoven küçük kardeşlerinin sorumluluğunu almak zorunda kalır ve 5 yıl boyunca Bonn’da kalmaya karar verir. Bu sıralarda Franz Wegeler ile tanışır ve onun sayesinde o zamanın seçkin ailelerinden olan von Breuning ailesi ile tanışır. Beethoven sıkça von Breuning ailesinin evine ziyaretlere gider ve çocuklarına müzik dersleri verir. Bu sıralarda Almanya’nın soylularından Count Ferdinand von Waldstein ile tanışır ve ondan maddi destek görür. Daha sonra Beethoven onun adına bir sonat yazacaktır.

Beethoven 1789 yılında babasının alkolizm bataklığına düşmesinin ardından yasal yollara başvurarak babasının maaşının yarısının kendine ödenmesini sağlar bu sayede ailesine destek olabilecektir. Aynı zamanda seçkin sarayların orkestralarında viyola çalarak ailesine maddi katkı sağlamaya devam eder, bu sayede Mozart’ın operalarıyla tanışır ve ünlü flüt virtüözü Anton Reicha ile arkadaşlık kurar.

1792 yılında Viyana’ya giden Beethoven klasik müziğin ünlü bestecisi Joseph Haydn’ın yanında çalışmaya başladı. Joseph Haydn kısa sürede Beethoven’ın üstün yeteneğini fark etti ve her konuda ona destek oldu. Beethoven, başlarda besteci olarak değil piyanist olarak adını duyurdu. Daha sonra yaptığı bestelerle klasik müziğin 19. yüzyılın sonuna kadar yaşayan tüm müzisyenleri etkiledi.

Beethoven’ın dokuz senfonisi, beş piyano konçertosu, bir keman konçertosu, bir piyano, keman ve çello için üçlü konçerto, otuz iki piyano sonatı ve birçok oda müziği eseri bulunmaktadır. Sadece bir opera (Fidelio) bestelemiştir. İlk senfonisini 1800 yılında yapmıştır. Eroica olarak da bilinen 3. senfonisini, Avrupa’ya demokrasi getirdiği için Napolyon’a adamıştır. Ancak daha sonra Napolyon kendini İmparator ilan ettiğinde bu adamayı geri almıştır. 9. senfoni ise en çok bilinen ve bugün Avrupa Birliği marşı da olan en çarpıcı senfonisidir.

Beethoven çok titiz çalışan bir müzisyendi. Müziği, ifade gücü ve teknik olarak çok üst seviyedeydi. Beethoven, Haydn ve Mozart’tan devraldığı prensipleri geliştirdi, daha uzun besteler yazdı ve daha tutkulu, dramatik eserler oluşturdu.

Özellikle Op. 109 piyano sonatıyla Klasik müziğin Romantik Dönemi’ni başlatmıştır.

Yaşamı boyunca sağlık problemleri çeken Beethoven 1801’de işitme problemleri yaşamaya başlamış ve 1817’de tamamen sağır olmuştur. Bu dönemden sonra sağırlığı müzik yaşamını hiçbir şekilde etkilememiştir. 9. senfoniyi sağırlık döneminde bestelemiştir.

Dünyaca tanınan bir besteci olarak siroz hastalığı nedeniyle ölmüştür ve cenazesine otuz bine yakın insan katılmıştır.

PİYANO KONÇERTOSU         NO: 2               Si bemol Majör                        Op. 19 

Prömiyeri: 29 Mart 1795, Viyana, Burgtheater’da halka ilk çıkışının anısına düzenlenen bir konserde yapmış olabilir.

Beethoven’in 2 numaralı piyano konçertosu, 1787 ve 1789 yılları arasında bestelenmiştir. 1795 yılına kadar çeşitli revizyonlarla son haline getirilmiştir. Beethoven bu eser için 1798 yılında Prag performansında çalınmak üzere bir farklı final bestelemiş ama bu hali basılmamıştır.

Beethoven bu eseri, Viyana’ya yerleştikten sonra daha çok tanınması amacıyla ilk defa halk karşısına çıkarak seslendirmiştir. Eser, günümüzde Beethoven’in 1795 yılındaki ilk seslendirilişteki hali ile yayınlanmakta ve çalınmaktadır.

Eser solo piyano, flüt , iki obua , iki fagot , iki korna ve yaylı çalgılar için notalandırılmıştır ; Beethoven’ın tamamlanmış piyano konçertoları arasında klarnet, trompet ve timpani içermeyen tek konçertodur. 3 Bölümden oluşuyor.

 

  1. Allegro con brio
  2. Adagio
  3. Rondo. Molto allegro

 Birinci bölüm   Allegro con brio

Bu bölüm 1787 ile 1789 yılları arasında Bonn’da yazılmıştır. Sonat formunun (çift sergili sonat formu) konçerto versiyonundadır. Orkestra, sunumunda ana temayı ve alt temayı tanıtıyor. İkinci sergi F majördedir. Gelişim anahtarda dolaşır ve uzun bir B-bemol majör ölçekte sona erer. Özetleme anlatıma benzer ve Si bemol majördedir.

Konçertonun kendisinden çok daha sonra da olsa Beethoven’ın kendisi tarafından bestelenen oldukça zor bir kadans var. Biçimsel olarak kadans konçertodan çok farklıdır ancak ilk açılış temasını kullanır. Beethoven bu melodiyi kadansa birkaç farklı şekilde uygular, her seferinde karakterini değiştirir ve bir müzikal temanın kullanılabileceği ve hissedilebileceği sayısız yolu sergiler.

İkinci bölüm    Adagio

Bu bölüm, alt baskın anahtar olan E-bemol majördedir. Birçok yavaş hareket gibi, açılış bölümünün temaları tanıttığı ve orta bölümün bunları geliştirdiği ABA (üçlü) formuna sahiptir . Bu bölüm 1787 ile 1789 yılları arasında Bonn’da yazılmıştır.

Üçüncü bölüm  Rondo. Molto allegro  

Bu bölüm rondo (ABACABA) şeklini alır . Beethoven’ın erken dönem şakacılığı burada duyulabilir.

Beethoven’ın rondo temasının her geri dönüşünde çaldığı 6/8 melodinin kendisinde sabit bir açısal his vardır.

C bölümü de minör tonda olması ve anlam olarak daha güçlü ve sert olması nedeniyle diğerleriyle oldukça tezat oluşturuyor. Ayrıca, rondo temasının son ortaya çıkışından önce Beethoven, orkestra tutarsızlığı “keşfedip” doğru tonik tona dönmeden önce piyanoyu Sol majörün “yanlış” anahtarına getirir. Bu müzikal şaka Beethoven’ın sonraki bestelerinin çoğunda görülebilir.

Bu rondo, Beethoven’ın 1795’te yazdığı ve o yıl Viyana’da prömiyerini yaptığı rondodur. Özellikle sonat rondo formunun kullanımında Haydn’ın etkisini gösteriyor.

ANTONİN DVORAK    (Türkçe okunuşu; Antonin Dvorjak)

 Doğum tarihi ve yeri   : 08 Eylül 1841, Nelahozeves, Çekya

Ölüm tarihi ve yeri      : 1 Mayıs1904, Prag, Çekya

Çek, geç romantik dönem, klasik batı müziği bestecisidir.

İlk müzik derslerini ilkokul öğretmeninden alan Dvorak, güzel şarkılar söylüyor, dans ediyor ve kemanda çalıyordu.

Liseyi tamamladıktan sonra 1857’de Prag’daki org okuluna başladı. Viyola çalarak ve özel dersler vererek iki yıllık eğitimini ailesinden para yardımı almadan bitirdi.

Bedřich Smetana’nın müziğini işittiğinde besteci olmaya karar verdi. Sonunda, Smetana’nın orkestra şefi olduğu Prag Ulusal Tiyatrosu Orkestrası’na1862 yılında keman ve viyolacı olarak atandı Görev yaparken tecrübe kazanan, çalgıları ve birbiriyle olan ilişkilerini tamamen öğrenen sanatçı, büyük bir istekle besteler yapmaya başladı.

Bestelerini üretebilmek için 1873 ‘de orkestradan ayrıldı ve 1 yıl içinde Avusturya ulusal ödülünü alan 3 numaralı senfonisini yazdı ve jüride yer alan Johannes Brahms’ın takdirini kazandı.

1863 yılında sonra tarihsel bir savaş şiirinden esinlenerek “Chor-Himnus” adlı güzel bir kantat besteledi. Bu eserin bir tiyatro sahnesinde 300 kişilik bir koro tarafından söylenmesi, ününü Bohemya sınırları dışına çıkardı.

Bu başarının üzerine devlet Dvorak’a birkaç yıllık burs ayarladı. Bu sırada 22 yaşında olan sanatçı, piyano çalan soprano, Cermak adında şarkıcı bir kız ile evlendi.

1877’de Stabat Mater adlı bir koro parçası İngiltere’de çok beğenildi ve sanatçı İngiltere’de Cambridge Üniversitesi’nin “Fahri Doktorluk” payesi verildi.

1878’de Dvořák’ın ünü dünyaya yayılmıştı. Sadece Brahms’ın değil, eserlerini konserlerinde ve turnelerinde seslendiren Richard Wagner, Edward Elgar gibi bestecilerin de desteğini aldı. Bu dönemde defalarca İngiltere’ye gitti.

Prague Konservatuarı’nda profesör oldu,

Cambridge Üniversitesi’nden onursal doktora aldı; New York’taki Ulusal Müzik Konservatuarı’nın yöneticiliğine getirildi. Yurt sevgisinden ötürü Amerika’dan gelen teklifi başlangıçta kabul etmediyse de Prag’daki işinden kazandığının 25 katının ödeneceğini öğrenince fikrini değiştirdi.

1891’de Prag Konservatuarında bestecilik öğretmeni olarak çalışmaya başladı. Bundan bir yıl sonra New York Ulusal Konservatuarı’nın daveti üzerine Amerika’ya gitti. Amerika’da kaldığı süre içinde birçok eserler verdi ve ünü gittikçe arttı, fakat Dvorak 1895’te ailesiyle birlikte yurduna döndü ve Prag Konservatuarı’ndaki görevine geri geldi. 1901’de Prag konservatuarına ve Artistik Kuruluşuna müdür oldu.

Prag’da sanatçıya “Sanat Nişanı” ve “Fahri Doktorluk” payesi verilerek onurlandırıldı.

Üç yıl ABD’de yaşayan Dvořák, çok verimli bir dönem geçirmesine rağmen büyük vatan özlemi yaşadı. Bu özlemin etkisiyle eserlerinde Amerikan folk geleneklerinin öğelerini kullandığı söylenir.

Sanatçı 1904 yılında ilk kez Çek Müzik Festivali’ni düzenledi. Fakat festivalin başladığı akşam Dvorak aniden hastalanarak kalp krizi sonucu hayatını kaybetti.

 SENFONİ NO: 9           Mi MİNÖR       Op. 95

Bestelendiği Tarih                    : 1893

Prömiyer Tarihi ve Yeri                       : 16 Aralık 1893, Carnegie Salonu

Şef ve Orkestra                                  : Anton Seidl, New York Filarmoni Orkestrası

Şimdiye dek yaptığı en popüler senfonidir ve çağdaş repertuvarlardaki en gözde eserlerden biridir.

Dvorak Amerika’da duyduğu Amerikan yerli müziği ve Siyahi-Amerikalı dini müziği ile de ilgilenmiştir. Amerika’ya ayak basmasının ardından şöyle der:Bu ülkenin geleceğindeki müziğin zenci melodileri üzerine kurulacağına eminim. Bu ABD’de geliştirilecek beste eğilimlerinin ciddi ve özgün bir okulunun temeli olabilecektir. Bu güzel ve farklı temalar ruhun bir ürünüdür. Bunlar Amerika halk şarkılarıdır ve bestecileriniz bunlara eğilmek zorundadır.”

Dvorak Amerikan Yerli müziğinin bu senfoni üzerinde nasıl bir etkisi olduğunu biraz daha açmıştır:

“Aslında ‘Amerikan Yerli’ melodilerinin herhangi birini kullanmadım. Ben sadece Yerli müziğinin özelliklerinin içine gömüldüğü orijinal temalar yazdım ve bu temaları özne olarak kullanıp, modern ritimlerin, kontrpuanların ve orkestral renklerin tüm kaynaklarıyla geliştirdim. “Tüm bunlara karşın, bu senfonide ABD ezgilerinden daha çok diğer Dvorak eserleri gibi kendi uyruğu Bohemya halk ezgilerinin etkisi altındadır. Yine de Leonard Bernstein bu eserin aslında tamamıyla uluslararası olduğunu iddia etmektedir.

Senfoni; 2 flüt (biri çift pikolo), 2 obua (biri cor anglais), 2 klarinet La (ikinci bölümde Si bemol), 2 fagot, Mi ve Do 4 korno, Mi, Do ve Mi bemol 2 trompet, 2 tenor trombon, 1 bas trombon, 1 tuba (yalnızca ikinci bölümde, timpani, triangle (yalnızca üçüncü bölümde), simbal (yalnızca dördüncü bölümde) ve yaylılar için notalandırılmıştır.

 Bölümler

 Adagio — Allegro molto

  1. Largo
  2. Scherzo: Molto vivace — Poco sostenuto
  3. Allegro con fuoco

Birinci Bölüm              Adagio – Allegro molto

Bölüm sonat biçiminde yazılmıştır ve Adagio’daki giriş niteliğindeki bir ana motifle başlar. Sunum üç tematik konuya dayanıyor. E minördeki ilki, duyurucu ve tepki veren sözleriyle dikkat çekiyor.

İkincisi Sol minördür ve Çek polkasını andıracak şekilde bir dönüşüme uğrar. Bölümün Sol majör kapanış temasının Afro – Amerikan ruhani  “Swing Low, Sweet Chariot” şarkısına benzemesiyle biliniyor .

Geliştirme öncelikle ana ve kapanış temalarına odaklanır ve özetleme, ana temanın tekrarının yanı sıra ikinci ve kapanış temalarının yarım ton yukarı aktarılmasından oluşur.

Bölüm ana temanın orkestral bir tutti üzerinde pirinç nefesli çalgılar tarafından belirtildiği bir koda ile tamamlanıyor.

İkinci Bölüm               Largo

İkinci bölüm nefesli çalgılardaki akorların armonik ilerlemesi ile sağlanır. Daha sonra solo koranglais (İngiliz kornosu), sessiz yaylılar eşliğinde re-bemol majördeki ünlü ana temayı çalar.

Bölümün orta bölümü, nostaljik ve ıssız bir ruh halini çağrıştıran C ♯ minör bir pasaj içerir ve bu pasaj, sonunda baslardaki pizzicato basamaklarının üzerinde bir cenaze yürüyüşüne yol açar. Bunu, bu bölümün temasının yanı sıra ilk bölümün ana ve kapanış temalarını da içeren yarı scherzo takip ediyor.

Largo, ana temanın ve giriş akorlarının yumuşak dönüşüyle ​​sona eriyor.

Üçüncü Bölüm             Scherzo: Molto vivace – Poco sostenuto

Bölüm, Henry Wadsworth Longfellow’un Hiawatha Şarkısı’ndan esinlenerek üçlü biçimde yazılmış bir scherzo’ dur . İlk bölümün heyecan verici ritmi, üçlü bir orta bölüm tarafından kesiliyor. Daha sonra ilk bölüm tekrarlanır ve ardından ilk bölümün ana temasının kodasında bir yankı yapılır.

Dördüncü Bölüm         Allegro con fuoco

 Son bölüm de sonat biçiminde yazılmıştır. Kısa bir girişten sonra, orkestranın geri kalanı tarafından çalınan keskin akorlara karşı kornalar ve trompetler, hareketin ana temasını ilan ediyor. İkinci tema daha sonra yaylı çalgılardaki tremolonun üzerindeki klarinet tarafından sunulur. Geliştirme sadece bu iki temayla çalışmakla kalmıyor, aynı zamanda birinci ve ikinci bölümlerin ana temalarını ve Scherzo’nun bir parçasını da hSol minörün beklenmedik tonunda başlayan ancak daha sonra orijinal tona geri dönen özetlemeyi takiben, bölüm koda’da doruğa ulaşır; burada ilk üç bölümden alınan materyaller son kez gözden geçirilirken Picardy üçüncüsü yeniden gözden geçirilir. Orkestra muzaffer bir şekilde “modal olarak değiştirilmiş” bir plagal ritmi çaldıktan sonra genişliyor.

 Taşar ERKOL