ÇUKUROVA 13.KİTAP FUARINDAN SÜZGECİME TAKILANLAR SÖYLEŞİ ; “Öykücülüğümüzün Dünü ve Bugünü” – Veli Bilici

Çukurova 13.Kitap Fuarı  4 Ocak-12 Ocak 2020 tarihleri arasında  Çukurova insanına hayli güzellikler sundu. Açılış programını izlediğimde katılımcı yayınevleri ve yazarların sayısındaki artışa paralel olarak müthiş bir ziyaretçi akınının olduğunu izlemek  her Adanalı gibi beni de mutlu eyledi. Hatay, Osmaniye, K.Maraş ve Mersin çevrelerinden konvoylar halinde otobüslerle  gelen ziyaretçi akını okuma aşkının, kitap okuma aşkının ve sevgisinin  bir kere daha atağa kalktığının işareti gibiydi. Kitap severlerin fuar alanına akınının hemen her gün(fuar süresince) aynı yoğunlukta devam ettiğini görmek mutluluğumuzun tavan yaptığı bir süreçti.

            Yayınevleri ve yazarların buluşmasını yani alanlarında birbirinden harika yazarların Adana’ya gelişlerini avantaja dönüştürme anlamında düzenlenen etkinlik programları ise kitap fuarının Çukurova Bölgesi insanlarına sunduğu bir lütuf gibiydi. Şöyle ki,  Yayıncıların/Edebiyat Derneklerinin davetlisi olarak bulunan yazarlarımızla sohbet etme, görüş alışverişinde bulunma, onların fikir ve bilgilerinden istifade edebilme anlamında bizzat onların bulundukları şehirlere gidip ziyaret etmenin zaman ve ekonomik açıdan hayli külfet getireceğini hemen her okurumuz bunu bilir ve bunu avantaja çevirmesini de bilir.  Yayıncıların Çukurova Bölgesinde yaşayan yazarlarla/şairlerle buluşması da ayrıca bir güzellikti.   Dolayısı ile hayli yoğun ve zengin olan fuar etkinlik programı ziyaretçilerin ellerinden düşmedi.

           8 Ocak 2020 Çarşamba günü saat 17:15-18:15  arasında Edebiyatçılar Derneği tarafından Çukurova Salonunda düzenlenen, “Öykücülüğümüzün Dünü ve Bugünü” konulu söyleşi izlemeye değerdi. Konuşmacılar Arslan Bayır, Musa Dinç ve Yaşar Yıltan   her biri öykü dalında beğenilen aranan birer öykücü olarak edebiyat tarihinde yerini almış güzide insanlardır. Konuşmacı olarak seçilmesi Edebiyatçılar Derneği yöneticilerinin bu konu üzerinde titizlikle durduğunun işareti olsa gerek.

           Söyleşinin başlamasına çok az bir zaman kala girdim Çukurova Salonuna. Hazırlıklar bitmiş konuşmacılar takdim ediliyordu. Arslan Bayır konuşmacı olarak kısmen doğaçlama konuşurken, kaynaklarla destekleyerek Öykücülüğümüzün Dünü ve Bugünü hususunda kronolojik sıra dahilinde konuşmasını sürdürürken sadece ülkemizin yetiştirdiği öykücülere değinmekle kalmadı. Amerika ve Avrupa’da bu alanda söz sahibi kısa öykü yazarlarından  bahsetmesi bazen öykü/hikaye yazma işi şiire mi evriliyor ya da şiir öyküye mi evriliyor yönündeki kaygılara da değinmesi, okur buluyorsa buna da saygı duyulması gerektiğini belirtmesi takdir edilir bir hoşgörü  kültürünün işaretiydi. Kısa öykünün özelliğini  özetin özeti olarak şöyle özetliyordu; 1-Kısalık, 2-Yoğunluk, 3-Birlik. Aslan Bayır; Ayrıca konunun anlatımı anında diğer iki konuşmacıya da görüşlerini sorarak onların düşünceleri ile anlatımına/konuşmasına destek bulması maharetinin işaretiydi.

              Diğer iki konuşmacıdan  Musa Dinç, Yaşar Kemal ve Muzaffer İzgü hikaye ödüllerini almış olan  “Kısa Dalga” adlı hikayesi ile Mardin Kapı ve Abbas’ın Kahvesi gözümüzün önündeydi… Yaşar Yıltan, “Denizden Çıkan Mazi” adlı öyküsü ile izleyicileri dalgalarla baş başa bırakır gibiydi…. dalgalar arasında hissettirecek kadar güzel bir anlatımla süslemişti hikayesini.… Her iki yazarımız da “Öykücülüğümüzün Dünü ve Bugünü” üzerine yaptıkları sohbetlerinde  Ahmet Mithat Efendi’yi kısa öykü yazan yazar olarak gösterirken birçok kısa hikayeciye  örnek verirken Yaşar Yıltan’ın verdiği hikayeciliğin başına destanları, Dede Korkut Hikayeleri, Battalgazi… Hazreti Ali’nin Cenk Hikayeleri, Fuzuli’nin Leyle ile Mecnun ve Şeyh Galip’in Hüsnü Aşk hikayeleri ile söyleşiyi zenginleştirmeleri izleyicileri çocukluklarında uzun kış gecelerinde bir evde toplanarak bazen sazlı sözlü, bazen sadece sözlü olarak coşkuyla anlatılan halk hikayelerine götürdü.   günümüz hikayecileri ile örneklerini zenginleştirerek devam etti…..  

           Sonuç olarak;

a) Kısa öykünün yolculuğunu dünden bugüne  en yalın haliyle  özetlediler ve özelliğini şöyle sıraladılar;

1-Kısalık, 2-Yoğunluk,  3-Birlik.

b) Son yıllarda izlediğimiz mükemmel konuşmacılarla taçlandırılmış  doğaçlama ama edebi verilerle de desteklenen verimli ve kaliteli bir söyleşiye tanıklık etme mutluluğunu yaşattı izleyicilerine…

 Veli BİLİCİ / Adana

Kaynak: www.adanafikirplatformu