“Ç.D.S.O. 2019-2020 Sanat Sezonu Açılış Konseri”
Tarih : 03-04 EKİM 2019
Yer : AdanaBüyükşehir Belediyesi Konser Salonu
Saat : 20:00
Şef : Yalçın ADIGÜZEL
Solist : İdil BİRET “Piyano” (Devlet Sanatçısı)
Program:
1. “Piyano Konçertosu” La Minör Op: 54
Beste: Robert SCHUMANN
2. “Moldova”
Beste: Bedrich SMETANA
3. “Romeo & Juliet”
Beste: Pyotr İlyiç Çaykovski
YALÇIN ADIGÜZEL “Orkestra Şefi”
Büyük müzikal hanedanının üçüncü nesil temsilcisi ünlü Azeri bestecisinin ailesinde Bakü’de doğdu. Azerbaycan Devlet Konservatuarı piyano fakültesi mezunu, St. Petersburg Devlet Konservatuarı ünlü Profesör İlya Musin’in sınıfından opera ve senfoni şefliği mezunudur.
Viyana Müzik ve Güzel Sanatlar Akademisi’nde Profesör Karl Esterrayher ile master derecesi almıştır.
Sanat kariyeri ve aldığı bazı ödüller:
1989 – 1998, Azerbaycan Devlet Senfoni Orkestrası sanat yönetmeni ve 1 şefliği
1991-1993, Avusturya Hükümeti ile ortak gerçekleştirdigi “Mozart Festivali” Sanat Yönetmenliği.
1993- Azerbaycanda Yılın En İyi Şefi dalında (Humay) birincilik
1998-2000, Rusya Radyo Devlet Senfoni Orkestrası’nın 1 şefliği
2000’den bu yana, Azerbaycan Devlet Akademik Opera ve Bale Tiyatrosu şefliği
2000-2004, İstanbul Devlet Opera ve Balesi şefliği
2003 yılında Aspendos Uluslararası Opera Festivali’nin açılışında Borodin’in “Prens Igor” operası Türkiye’nin kültür hayatında bir olay olmuştur…
2011 yılında, Sicilya’da Giovanni Pacini’nin “Requiem” adlı eserinin dünya prömiyeri gerçekleştirildi. Bu olay besteci mirasının tanıtımında önemli bir başarı oldu.
2015 yılında, Yılın En İyi Müzisyeni ( Zirve ) ödülü
Azerbaycan Devlet Sanatçısı, Bakü Müzik Akademisi ve Azerbaycan Devlet Konservatuvarı Profesörlüğü
Konser verdiği bazı ülke, orkestra ve salonlar :
Amerika Birleşik Devletleri, Brezilya, Meksika, Güney Afrika, İtalya, İngiltere, İspanya, Avusturya, Belçika, Romanya, Lüksemburg, Macaristan, Çin, Rusya.
Londra Royal Philharmonic Orchestra, Londra Senfoni Orkestrası, Rusya Ulusal Orkestrası (RNO), Moskova Akademik Senfoni Orkestrası Petersburg Filarmoni, Orchestra Italiana del Cinema , Johannesburg Philharmonic , Yekaterinburg , Kiyev Riga, Kişinev ve Minsk Filarmoni Orkestraları, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası.
Londra Barbican Centre, Londra Cadogan Hall, Londra Central Hall Westminster, Londra Guildhall, Arena di Verona , Berlin Konzerthaus, Johannesburg Linder Auditorium, Moskova Konservatuvarı büyük salon, Büyük Guild Riga, Pekin Konser Salonu, Moskova Helikon Operası Kiev, Lvov , Minsk, Pekin , Astana, Taşkent, Duşanbe, Bişkek Operaları.
Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa, Güney Afrika, Rusya ve İngiltere’de yayımlanan Çaykovski Büyük Senfoni Orkestrası, İstanbul DOB Orkestrası , Rusya Radyo Orkestrası , Liepaja Senfoni Orkestrası ve Azerbaycan Devlet Senfoni Orkestrasıyla 15 CD kaydedildi.
İDİL BİRET Devlet Sanatçısı “Piyano”
21 Kasım 1941 yılında Ankara’da doğdu.
İlk piyano derslerini Mithat Fenmen‘den aldı. TBMM’nin çıkardığı özel kanunla yedi yaşında Fransa’ya gönderildi. Nadia Boulanger’nin gözetiminde Paris Konservatuvarı’nın yüksek piyano, eşlikçilik ve oda müziği bölümlerini birincilikle bitirdi.
Beş kıtayı kapsayan sayısız konserlerinde Boston Senfoni, Leningrad Filarmoni, Leipzig Gevvandhaus, Dresden Staats Kapelle, Sidney Senfoni, Tokyo Filarmoni, Paris Senfoni gibi orkestralarla Boult, Kempe, Keilberth, Sargent, Montreux, Leinsdorf, Scherchen, Rozhdestvensky, Mackerras gibi ünlü şeflerin yönetiminde çalmıştır. Montreal, Royan, Atina, Persepolis, Berlin, Ruhr dahil olmak üzere birçok uluslararası festivale katıldı. Gene “Uluslararası 1. İstanbul Festivalinde Yehudi Menuhin ile Ludwig van Beethoven’in sonatlarını, 1986 “Montpellier Festivali”nde Beethoven Senfonileri’nin Franz Liszt tarafından yapılan piyano uyarlamalarının tamamını dünyada ilk kez dört konserde seslendirdi.
Kraliçe Elisabeth (Belçika), Van Cliburn (ABD), Busoni (İtalya), Liszt (Almanya), İskoçya gibi birçok uluslararası piyano yarışmasında jüri üyeliği yapan İdil Biret’in aldığı ödüller arasında “Lili-Boulanger” (Boston), “Harriet Cohen/Dinu Lipatti” (Londra), Polonya hükümetinin “kültür liyakât” ve Fransız hükümetinin “Chevalier de I’Ordre National de Merite” nişanları da bulunmaktadır.
İdil Biret, 1971 yılından beri Devlet Sanatçısı‘dır. Bugüne kadar seslendirdiği plak ve CD’lerin sayısı 80’i geçmektedir. Bunlar arasında plak tarihinde ilk kez komple proje halinde seslendirilen Beethoven/Liszt Senfonilerinin tamamı, Frederic Chopin’in bütün piyano eserleri, Johannes Brahms’ın bütün solo piyano eserleri ve konçertoları, Sergei Rachmaninoff’un bütün piyano eserleri yer almaktadır. Bunlar pek çok eleştirmenin hayranlığı ile karşılanmış ve sanatçının “çağımızın en önde gelen piyano ustalarından biri” olarak nitelenmesine yol açmıştır.
1995’te Chopin’in bütün eserleri dizisi Varşova’da yapılan “Chopin Plakları Büyük Ödülü” yarışmasında jüri özel ödülünü almıştır. Aynı yıl kaydettiği Fransız besteci Pierre Boulez’in üç sonatını içeren CD Paris’te yılın “Altın Diyapozon” ödülünü almış ve Le Monde gazetesi tarafından 95 yılının en iyi plakları arasına seçilmiştir. 1997 yılında, 100. Ölüm Yıl Dönümü nedeniyle Brahms’ın tüm solo piyano eserlerini 5 konserlik bir dizide seslendirmiştir.
Fransız yazar Prof. Dominique Xardel’in “İdil Biret-Une pianiste Turque en France” (Fransa’da bir Türk Piyanist İdil Biret) kitabı 2006 yılının Eylül ayında Fransa’da yayınlanmıştır. 2007 yaz başında Üner Birkan tarafından “Dünya Sahnelerinde Bir Türk Piyanisti: İdil Biret” ismiyle Türkçe’ye çevrilmiştir. Daha önce İdil Biret’in de yer aldığı “Piyanistler” adında birçok piyanistle yapılan söyleşilerden oluşan bir kitap yapan Dominique Xardel, yalnızca İdil Biret’i anlatan bu yeni kitabında sanatçının hayatı ve kariyerinin yanısıra bir çok değişik konudaki düşüncelerini de aktarmaktadır. Kitap 2007’nin Ekim ayında Stacatto-Verlag yayınevi tarafından Almanya’da “Idil Biret: Eine Türkischen Pianistin auf den Bühnen der Welt” adıyla yayınlanmıştır.
Ödüller / Nişanlar
1957 Paris Konservatuvarı, Konservatuvar Birinciliği
1952 yılında Paris Konservatuvarı’ndaki Yüksek Solfej ve Deşifraj bölümlerini Birincilik Ödülü ile bitiren Biret, 1957 Haziran’ında Konservatuvar’da devam ettiği Piyano, Oda Müziği ve Eşlikçilik sınıflarının her birinden Birincilik Ödülü ile mezun oldu ve “Birincilerin Birincisi” unvanını aldı.. Reine Laurent Ödülü ve Popelin mükâfatlarını kazandı.
1954, 1964 Lily Boulanger Memorial, Boston
1961 Harriet Cohen – Dinu Lipatti Altın Madalyası, Londra
Adelaide Ristori Nişanı, İtalyan Hükümeti
1974 Kültür/Liyakat Nişanı, Polonya Hükümeti
Chevalier de l’Ordre du Mérite, Fransa
1995 Uludağ Üniversitesi Onursal Doktora
1995 Grand Prix du Disque Chopin, Varşova
1995 Altın Diyapozon, Fransa
1971 Devlet Sanatçısı, Türkiye
1988 Boğaziçi Üniversitesi Onursal Doktora
Eskişehir Anadolu Üniversitesi Onursal Doktora
1996 Sevda Cenap And Müzik Vakfı Onur Ödülü Altın Madalyası
2003 Orta Doğu Teknik Üniversitesi Onursal Doktora
2007 Polonya Üstün Hizmet Madalyası (Chopin eserleri kayıt ve seslendirmeleri nedeniyle)
2007 35. Uluslararası İstanbul Müzik Festivali, Onur Ödülü
ROBERT SCHUMANN
Doğum: 8 Haziran 1810 Zwickau, Almanya Ölüm: 29 Temmuz 1856 Düsseldorf, Almanya
Kitap satıcısı Friedrich August Schumann ile Johanna Christiane Schnabel’in beş çocuğundan en gencidir. Gençliğinde babasının kitaplığındaki Lord Byron ve Sir Walter Scott’ un romantik hikâyelerini okuyan Robert, şair olmayı hayal ederdi. Müziğe de yeteneği olan Robert, küçük yaşta piyano dersleri aldı ve babasının teşvikiyle küçük parçalar bestelemeye başladı. Edebiyat ve müzik, Schumann için sanatsal yaratıcılığının ortaya koymada kullanabileceği iki ayrı araçtı ve ileriki yıllarda piyano çalma olanağını yitirince yeteneklerinin çift yönlü gelişmesinin büyük faydasını gördü. Schumann, 1826’da babasının ölümünden sonra şiir yerine müziğe ağırlık vermeye karar verdiyse de annesi onun ticarete yönelmesini istiyordu. 1831’de annesinin ısrarıyla hukuk öğrenimi için Leipzig’e gitti fakat orada zamanını müzik, edebiyat ve çeşitli sosyal faaliyetlerle geçirdi. Piyano dersleri aldı ve besteler yaptı. Zamanla annesini hukuk değil, piyanist olarak kariyer yapması konusunda ikna etti. Piyano öğretmeni Friedrich Wieck’ in ailesinin Leipzig’deki evine taşındı ve yoğun bir çalışma sonucu piyanoda virtüöz seviyesine ulaştı. 1832’ye kadar önemli piyano eserlerinin bir kısmını yazdı, fakat kısa bir süre sonra ellerindeki bir sakatlık sonucu piyano çalamaz oldu. İddialara göre elindeki problem, parmaklarını güçlendirmek için kullandığı bir makineden kaynaklanmıştı; başka bir iddiaya göre frengili bir yaranın iyileşmesi için uygulanan tedavinin sonucuydu. Sağ elinin orta parmağını kullanamaz olunca besteci-piyanist yerine besteci-eleştirmen kimliğine büründü ve kararlılıkla beste yapmayı sürdürdü. 1834’de, 19. yy’ ın en önemlilerinden birisi haline gelecek bir müzik gazetesi çıkardı (Neue Zeitschrift für Musik). 10 yıl boyunca gazetenin editörlüğünü ve başyazarlığını yaptı. Çağdaşları Frederick Chopin, Hector Berlioz, genç Johannes Brahms ve Franz Schubert’i tanımak için büyük gayret sarf etti. Eleştirilerini zaman zaman Eusebius ve Florestan gibi takma adlarla yayınladı. Bu iki isim onun içinde taşıdığı biri dalgın, hülyalı, diğeri ise coşkun, ateşli iki farklı karakteri yansıtıyordu. Bu ikili ruh, sadece yazılarında değil, bestelerine de ortaya çıkıyordu. Gönül ilişkileri Schumann’ ın hayatında önemli bir yer oynadı. En büyük aşkı, Friedrich Wieck’ in kızı Clara idi. Clara çok yetenekli bir besteci idi. Friedrich Wieck, gençleri birbirinden ayırmak için elinden geleni yaptı. 1837’de sözlenseler de uzun süre bir araya gelemediler ve Robert Schumann, bu yüzden çok acı çekti. 1838-1839 yıllarında Clara’ nın çalması için çok başarılı bir piyano eseri besteledi (C Majör Arabesk, Op. 18). 1840’da yasal engelleri aşarak evlendiler. Evlilikten sonra Schumann, şarkılar bestelemeye başladı. 140 şarkı (lied) besteleyen Schumann, bu türün en güzel örneklerini verdi. Bu türdeki eserlerinin en ünlüsü Dichterliebe’dir. Bir piyanist-besteci olan Schumann, şarkılarındaki duygunun anlatımında piyanoya büyük rol verdi. 1840’a dek enstrümantal müziğin vokal müzikten daha üstün olduğunu savunan Schumann’ ın, fikir değiştirerek vokal eserler bestelemeye başlamasının arkasında Dichterliebe’nin şairi Heinrich Heine’a duyduğu hayranlık ve gün ışığına çıkardığı besteci Schubert’in eserlerini onun şarkılarından etkilenmesi vardır. Ayrıca Clara’ ya söylemek istediklerini şarkılarla doğrudan söyleyebilmek için şarkı bestelemeyi seçmiştir. Ancak piyano alanındaki yeteneği ile besteciliğini birleştirerek insan sesi ile piyanonun eşit önemde olduğu eserler besteledi. Bu yaklaşım, Schumann’ ın lied türüne en büyük katkısı oldu. Schumann, 1850’de Düsseldorf şehri müzik direktörlüğü pozisyonuna getirildi, ancak 1854’te gençliğinden beri zaman zaman ortaya çıkan; son yıllarda ise ilerleyen ruhsal hastalığı nedeniyle görevinden alındı. Delirmekten her zaman korkmuş olan Schumann’ ın bu korkusu halüsinasyonlarının artması sonucu iyice büyüdü ve sonunda 1854’te bir intihar girişiminde bulundu. Başarısız olan bu girişimden sonra bir akıl hastanesine yatırıldı ve 29 Temmuz 1856’da orada öldü.
BEDRİCH SMETANA Bedřich Smetena, (ya da Friedrich Smetana)
Doğum: 2 Mart 1824, Litonmyschl, Bohemya – Ölüm: 12 Mayıs 1884, Prag
Çek müziğinin kurucusu kabul edilen piyanist, orkestra şefi, besteci. Müzik tarihindeki ilk milliyetçi bestecilerden birisidir.
İlk müzik eğitimini kemancı olan babasından aldı. Prag’daki bir okula yazıldıysa da şehirdeki konserleri takip etmeyi ve arkadaşları için küçük eserler yazmayı tercih ettiğinden okulu ihmal etti ve babası onu Pilsen’deki başka bir okula yazdırmak zorunda kaldı. 1843’de Prag’a yerleşti ve geçimini öğretmenlik ile sağladı. Kont Leopold Thun’un evine yerleşerek bu aristokrat aileye müzik dersleri verdi ve kendisi de Josef Proksch’dan dersler aldı.
1847’deki konser piyanisti olma girişimi başarısız olunca Franz Liszt’in özendirmesiyle Prag’da bir müzik okulu açmaya karar verdi. Tahttan indirilen İmparator Ferdinand’a düzenli olarak çalarak ve özel ders vererek geçimini sağladı ve 1849’da Pilsen günlerinden bu yana tanıdiğı piyanist Katerina Kolárová ile evlenebildi. Bu evlilikten olan 4 kızından üçü, 1854-1856] arasında öldü.
Smetena, 1856’da Göteborg’de piyano öğretmenliği yapma fırsatı bulunca İsveç’e gitti. İsveç’te, piyanist, öğretmen ve şef olarak başarılı bir kariyer yaptı ve Liszt’den etkilenerek senfonik şiirler yazdı. Eşinin sağlık sorunları nedeniyle 1859’da ülkesine dönmek için yola çıktı ancak eşi yolda, Dresden’de hayatını kaybetti. Göteburg’da iki yaz daha geçirdi ve bu arada Bettina Ferdinandová ile ikinci evliliğini yaptı.
Macaristan’ın Avusturya’yı yenmesinin ardından doğmaya başlayan Çek milliyetçiliğinde aktif bir rol oynamak için ülkesine geri dönen Smetena, başlangıçta Prag’da eskisinden daha başarılı olamayarak hayal kırıklığına uğradı. 1866’da ilk operası Brandenburglar Bohemya’da sahneleninceye kadar ülkesinde fazla ilgi görmedi.
Bunu, ikinci operası Satılmış Nişanlı izledi, daha sonra Dalibor ve İki Dul operalarını yazdı.
1866–1874 arasında Çek Ulusal Operasını yönetti ve 42 opera daha besteledi. Libuše adlı operası 1881’de Prag Ulusal Tiyatrosu’nun açışında sahnelendi. Bu operadan sonra Vatanım başlıklı senfonik şiirler besteledi. 1876’da Hayatımdan isimli, yaşamını anlattığı yaylı çalgılar dörtlüsünü yazdı.
1870’ten sonra işitme yetisini kaybetmeye başlayan Smetena, buna rağmen beste yapmaya bir süre daha devam etti. Ruhsal çöküntü içinde nöbetler geçirmeye ve dengesizlik belirtileri göstermeye başlayınca Prag’da bir akıl hastanesine yatırıldı. 12 Mayıs 1884‘te bu hastanede hayatını kaybetti.
Pyotr ilyiç Çaykovski
Pyotr İlyiç Çaykovski 7 Mayıs 1840’ta o zamanlar Rus İmparatorluğu’nun Vyatka eyaletinde bulunan günümüz Udmurtya’sında küçük bir maden şehri olan Votkinsk’te doğdu.
Pyotr, babasının ikinci evliliğinden olan altı çocuğunun ikincisiydi. Dört erkek kardeşi (Nikolay, İppolit, ve ikiz Anatoli ile Modest, sonuncusu oyun yazarı, libretto yazarı, ve çevirmendir), ve Aleksandra adlı bir kızkardeşi vardı. Babasının ilk evliliğinden Zinayda adlı bir üvey kızkardeşi de vardı.
1843 yılında Çaykovski’nin ebeveyni Fanny Dürbach adında bir Fransız mürebbiye tuttular. Fanny’nin çocuklara gösterdiği ilgi ve şefkatin bir yaşam öyküsü yazarı tarafından soğuk, mutsuz, uzak bir anne olarak tanımlanan Aleksandra’nın açığını kapadığı söylenir. Ancak diğer yazarlar Aleksandra’nın oğlunun üzerine titrediğini söylemektedir.
Çaykovski beş yaşında piyano dersi almaya başladı. Üç yıl içinde öğretmeni kadar yetkin bir şekilde müzik okuyabilecek kadar yetenekli bir öğrenciydi. Anne ve babası müziğe karşı olan yeteneğini çok destekliyordu. özel hoca tutmanın yanı sıra bir org almış ve piyano çalışması konusunda şevk vermişlerdi. Ancak ailesinin müzik yeteneği karşısındaki arzuları kısa zamanda köreldi. 1850 yılında aile Çaykovski’yi Sankt-Peterburg’da bulunan İmparatorluk Hukuk Okuluna göndermeye karar verdi. Bu okul daha çok küçük soylu ve seçkin tabakanın çocuklarına hitap ediyordu ve öğrencilerini devlet memuru kariyerine hazırlıyordu. Okula giriş yaşı 12 olduğu için Çaykovski evinden 1.300 km. uzakta okulun hazırlık sınıfında iki yıl geçirmek zorundaydı. Bu iki yıl geçtikten sonra Çaykovski yedi yıllık öğrenim almak üzere İmparatorluk Hukuk Okuluna geçti.
14 yaşındayken çok bağlı olduğu annesini kaybetti ve bu daha sonra eserlerinde bile kendisini gösterecek olan depresif yanının gelişmesine katkıda bulundu.19 yaşında eğitimini tamamlayarak devlet memuru oldu. 21 yaşındayken Sonradan Petersburg Konservatuvarı’na dönüşecek yeni bir müzik okuluna kaydoldu. 1865 yılında mezun oldu ve Moskova Konservatuvarı’nda müzik öğretmenliğine başladı. Bu kurumda çalıştığı 11 yıl boyunca birçok büyük eser yaratan Çaykovski, ilk defa Alınyazısı adlı senfonik şiirde kendi bestecilik üslubunu ortaya koydu: Tutku ve özlem dolu, küçük şarkıları yeğleyen bir üslup.
Eşcinsel eğiliminin dedikodulara yol açmasını önlemek için 1877’de konservatuvardan bir öğrencisi ile evlenen Çaykovski’nin bu evliliği çok başarısız olmuş ve intihar girişiminde bulunmasına yol açmıştır. Dokuz hafta sonra eşini ve Moskova’yı terk eden ancak boşanamayan besteci 1878’de varlıklı bir müziksever olan Nadezhda von Meck ile tanıştı. 11 çocuklu bu genç kadın Çaykovski’yi maddi olarak destekledi ancak ilişkileri sadece mektuplaşma yoluyla sürdü, von Meck’in isteğiyle birbirlerinin yüzünü görmediler. Aldığı maddi destek sayesinde Çaykovski öğretmenlikten ayrılıp kendisini bestelerine verdi. 1878 – 1885 yıllarını Avrupa-Rusya arasında gidip gelerek geçiren besteci, gittiği ülkelerde orkestralar yönetti. 1891’de ise [[Amerika Birleşik Devletler ‘ye giderek kendi eserlerinden oluşan dinletiler gerçekleştirdi.
Çaykovski, 1875’te ilk kez seslendirilen 1. Piyano Konçertosu ve 1876’da sehnelenen Kuğu Gölü balesi ile büyük başarı kazanmıştı; en başarılı operası olan Eugene Onegin ‘i 1879’da tamamladı; 1880’de 1812 Yılı Uvertürü ‘nü yazdı;1881’de ilk kez seslendirilen Keman Konçertosu zamanla keman dağarcığının en gözde eserlerinden birisi oldu; 5. Senfoni 1888’deki ilk seslendirilişinden itibaren büyük başarı kazandı; 1889’da Uyuyan Güzel balesi sahnelendi; 1890’da yazdığı Maça Kızı, o yıl Çarlık Operaevi’nde sahnelendi. Sanatının doruğuna çıktığı sırada Nadezhda von Meck onu parasal olarak desteklemeyi ve mektuplaşmayı kesti. Ancak Çaykovski beste çalışmalarını sürdürdü ve 1892’de Rusya’da bir turne gezisine çıktı. Moskova yakınlarında bir ev alarak burada 6.Senfoni (Patetik)’yi besteledi, Fındıkkıran balesini yazmaya başladı. 1893’te kolera salgını sırasında kaynatılmamış bir bardak su içmesi sonucu yatağa düşerek Petersburg’da öldü.
Çaykovski, 7 senfoni, 9 opera(Onuncu opera olan “Deniz kızı”nda yeterlilik göremediği için sanatçının kendisi tarafından yok edilmiştir), üç bale, üçü piyano, biri keman olmak üzere dört konçerto, üç yaylı dördül, en ünlüsü Andante Cantabile (1. yaylı dördülün ağır bölümü) olan çeşitli oda müziği eserleri bestelemiştir.
Tarih: 3-4 Ekim
Saat: 20.00