Yaklaşık otuz yıldan beri yaptığımız Adana ve Çukurova kapsamındaki inceleme, araştırma ve röportajlarımızda zaman zaman söz ettiğimiz “TRT Adana İl Radyosu” ve “Çukurova´dan Sesler“ topluluğunun sanatçılarına da sütunlarımızı açma nedeniyle, Abdurrahman Yağdıran´ı bu kez bu nedenle sayfamızda konuk ediyoruz. Diğer yaşayan sanatçılarımızla, hayatta olmayan sanatçılarımızın yakınlarıyla, dönemsel tanıklığı olan sanatçı dostlarını da sanat sayfamıza davet ediyoruz.
84 yaşındaki değerli çok yönlü THM ustası Abdurrahman Yağdıran´ı uzun yıllardan beri ve son olarak da 60. sanat yılı konserleri nedeniyle birkaç kez sanat sayfamıza konuk ettik. Son zamanlarda ise türkülerinin hikâyesi ve kendisinin birebir içerisinde yer aldığı “Adana İl Radyosu ve “Çukurova´dan Sesler”le ilgili olarak sorularımızı sürdük önüne…
***Bunca sevilen, bunca başarılı olan sazı, sesi ve dile düşen besteleriyle şöhret olan Adanalı ve Çukurovalı sanatçılarımızdan oluşan Adana İl Radyosu ve “Çukurova´dan Sesler”in, nerdeyse Türkiye radyosuna eşit olan ve Muzaffer Sarısözen tarafından yönetilen Ankara Radyosu´nun “Yurttan Sesler”iyle adeta yarıştığı yolunda bir tarihsel izlenim var bende hocam. Siz ne dersiniz, yanılıyor muyum acaba?
—Hayır, yanıtınız doğrudur. Başabaş gidiyorduk.
***Sayın Abdurrahman Yağdıran, bir mensubu olarak görev aldığınızı söylediğiniz Adana İl Radyosu ve “Çukurova´dan Sesler” hakkındaki tarihi yaşanmışlıklarınız ve tanıklığınızı bizimle paylaşabilir misiniz?
—Adana İl Radyosu 1962 yılında tam yayına girdi. Bir müddet sonra Selahattin Sarıkaya ve Ali Limoncu işbirliğiyle radyo bünyesinde “Çukurova´dan Sesler” adlı bir grup kurdular. Yapılan reklamlarda, sesi güzel olanlar radyo dışından müraacaat etmeye başladılar.
***Adana İl Radyosu´nda kimler vardı?
—O zaman Adana İl Radyosu Müdürü Kemal Sönmez´di. Tonmaister Soner Baykara, Spiker Bilge Çarkar ve bir de, ismini şu an hatırlayamadığım müstahdem bir bayan vardı. Toplam olarak dört kişiydiler.
***Siz ne zaman girdiniz Adana İl Radyosu´na?
—Sözünü ettiğim o sınav reklamından sonra ben de müracaat ettim. Sınava girdim?
***Sınavı yapanlar kimlerdi? Hangi türküleri okuduğunuzu anımsayabiliyor musunuz?
—Selahattin Sarıkaya ile Ali Limoncu sınavı yaptılar. Sınavı ben de kazandım. Nurettin Güler´den alınan “Cevizin Yaprağı Dal Arasında” isimli Dinar türküsünü okudum.
***Sizden başka sınavı kazanan sanatçılar kimlerdi?
—Sınavı kazananlar Mustafa Canan, Canan Işık, Mahmut Özçiftçi, İsmail Polat ve Halit Araboğlu gibi arkadaşlarımızdı. Bayanlardan ise Mürvet Kekilli, Ayten Maracı, Necla Dönmez ve Necla Babacan (Gen) gibi isimler de sınavı kazanmışlardı. Dört erkek, altı kişiydi hatırladığım kadarıyla.
***Sazlardan kimler vardı?
—Sazlardan da; Selahattin Sarıkaya, Ali Limoncu, Kazım Karaörs, Yüksel Çerik, Zihni Yalçın ve Kazım Sanrı vardı. Ben ayrıldıktan sonra başka sesler ve sazlar da geldiler.
***Tarih kaçtı tam olarak?
—1962 yılıydı.
***”Ben ayrıldıktan sonra…” dediniz. Ne kadar kaldınız radyoda ve “Çukurova´dan Sesler” de?
—İki ay kaldım. Haftada iki paket yayın yapıyorduk.
***Neden ayrıldınız peki?..
—Devlet Memuru olduğum için ikinci işte çalışmam yasaktı.
***Aldığınız maaşı hatırlayabiliyor musunuz? Ne kadar veriyorlardı ayda?
—Valla 90 lira mı ne veriyorlardı ayda.
***Yalnız radyo için mi konser verdiniz? Halka açık konserleriniz de oldu mu?
—Yok, yalnız radyo için konserler veriyorduk.
***Çalışmaları nasıl buluyordunuz?
—Çalışmalarımız çok ciddi, çok resmiydi. Sesler, sazlar çok güçlü ve başarılıydık.
***Dinleyiciler nasıldı?
—Dinleyiciler daha ilgiliydiler… Her gün radyoya gelirlerdi “Aa rdyoevi buraymış.” diyerek. Sonra, her Pazar günü saat 09:00-11:00 arası dinleyici istekleri vardı.
***Siz ve sizden sonraki dönemlerde en çok istek alan birkaç şarkı ve türkü ve sanatçıları anımsayabiliyor musunuz?
—Bizden sonra gelen Sadık İçlises´ten “Mor Keçeyi Soyamadım” adlı türkü ile her sene gelen İstanbul Radyosu sanatçısı Nurinnisa Toksöz´den “Kemerimin Tahtaları” ve Şaban Bey´in eşi rahmetli Necla Babacan´ın seslendirdiği “Vur Sineme Öldür Beni” adlı eserlerle, Nevin Akol´un okuduğu “Canım Gülüm Postacı” da sekiz yıl isteklerde kaldı.
***Sizden sonra Adana İl Radyosu´na hangi sanatçılar geldi?
—İzzet Altınmeşe, Sadık İçlises, Müslüm Gürses, Vehbi Salman, Selahaddin Polat, Sabit Gürses, Ümit Öcal ve Fahri Işık gibi ses sanatçılarının yanısıra; Halit Araboğlu, Mithat Ateş, Mustafa Yılmaztürk (Devran Baba), Şaban Gen (bağlama); Samettin Demli, Çetin Ünal Özülkü, Burhan Paker (kaval), Ramazan Şenyaylar, Ali Paköz (ritm), Fevzi Uğurlar (klarnet). Adını unuttuklarım olabilir. Aradan yarım asır geçti kusura bakmasınlar.
***Peki hocam bunca güzel ve başarılı olan Adana İl Radyosu´nu neden Adana´ya çok gördüler.
—Nedenlerini bilmiyorum. Yanlış şey söylemeyim. Bildiğim bir şey varsa Çukurova Radyosu adını alarak Kazanlı´da yayın yaptığıdır.
***Adana İl Radyosu Mersin´e taşınarak Çukurova Radyosu adını aldıktan sonra bir de orda yapılan bir sınav var. Bu sınavı hangi sanatçılarımızın kazandığını hatırlayabiliyor musunuz?
—Adana İl Radyosu Mersin´e taşındıktan sonra Nida Tüfekçi´nin yaptığı sınavda Halit Araboğlu, Şaban Gen, Fahri Işık, Mustafa Yılmaztürk, Niyazi Saltan, Mithat Ateş, İsmail Polat, Halil Atılgan ve Ümit Öcal gibi isimler o sınavı kazandılar.
***Adana İl Radyosu Mersin´e taşınarak Çukurova Radyosu adını aldıktan sonra “Çukurovadan Sesler” topluluğu yayın programlarına devam etti mi?
—Yok etmedi. Sınavı kazanan sanatçı arkadaşlarımıza ses ve saz olarak yer verilse de “Çukurova´dan Sesler” yayından kaldırıldı.
***Sonuçta dile düşen o güzel şarkılarla şenlenen o yıllar müziğimizde ve Adana, Çukurova müziğinde görkemli bir dönemdi. Dilerim müziğimiz yine o eski günlerine döner, altın çağını yaşar ama biraz zor görünüyor gibi…
—Zor görünüyor…
***Teşekkür ederim Sayın Üstadım, yine bize katkı sağladınız ama yorduk da sizi.
—Ben teşekkür ederim sana ve Yeni Adana gazetesine… Uzun yıllardır sürdürdüğün müzik ve edebiyat çalışmalarının devamını dilerim.
Kaynak: www.yeniadana.net