CUMHURİYET BAYRAMI KONSERİ

ÇUKUROVA DEVLET SENFONİ ORKESTRASI &

MERSİN DEVLET OPERA VE BALESİ

 

Konser Tarihi: 27 Ekim 2023

Konser Saati: 20:00

Konser Salonu: ADANA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KONSER SALONU

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ KONGRE MERKEZİ

 

KONSER PROGRAMI

 

  1. ULVİ CEMAL ERKİN : KÖÇEKÇE ORKESTRA SÜİTİ     (Dans Rapsodisi)
  2. MUAMMER SUN : CUMHURİYET FİLM MÜZİKLERİ
  3. MUAMMER SUN : KURTULUŞ MÜZİK FİLMLERİ
  4. İ. KÖMÜRCÜ : CUMHURİYETİN 100. YIL MARŞI

 

ŞEF                 : Rustam RAHMEDOV

SOLİST          : Funda UYANIK

Mersin Devlet Opera ve Balesi

 

RUSTAM RAHMEDOV

 

Orkestra şefi, piyanist ve aynı zamanda da besteci olan Rustam Rahmedov, Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’ta opera sanatçılarından oluşan bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi…

Türkmenistan Ulusal Konservatuvarından Piyano bölümünden onur öğrencisi olarak mezun olduktan kısa bir süre sonra, aynı konservatuvarda piyano ve oda müziği dersleri vermeye başladı.

Ulusal Frederic Chopin Yarışmasında birincilik ve Cumhurbaşkanlığı Sanat Yarışmasında ‘Altın Çağ’ ödülünü alan sanatçı, bu saygın piyano yarışmalarında kazandığı birincilik ödülleriyle solist olarak başarısını perçinledi.

Rahmedov, aralarında Guy Braunstein, Naoko Shimizu, Monia Rizkallah, Sergio Azzolini, Maurice Steger, Christoph Sietzen, Ithzak Rashkovsky, Jean-Guihen Queyras, Ilya Kaler ve Sergey Ostrovsky’in da bulunduğu ünlü sanatçılarla ortak çalışmalar yaptı.

Orkestra şefi olarak Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasını, Mersin Devlet Opera ve Bale Orkestrasını, Saraybosna Filarmoni Orkestrasını, Bişkek Büyükşehir Senfoni Orkestrasını, Karşıyaka Oda Orkestrasını, Eskişehir Büyükşehir Senfoni Orkestrasını ve Bilkent Gençlik Senfoni Orkestrasını yönetti.

İsrail’de düzenlenen Keshet Elion Uluslararası Yaylı Çalgılar Ustalık Sınıfında orkestra şefi, piyanist ve oda müziği eğitmeni olarak görev yapmaktadır.

2020 yılında Bilkent Üniversitesi’nden mezun olan Rustam Rahmedov, yüksek lisansını Orkestra Şefliği alanında tamamladı. Bilkent Gençlik Senfoni Orkestrasının asistan şefi olmanın yanı sıra Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesinde ders vermiştir.

Ünlü Kazak ozanı Abay Kunanbayev’ın tanıtımına katkı yapan sanatçıya, doğumunun 175. yılı münasebetiyle TÜRKSOY tarafından ilan edilen ‘2020 Abay Kunanbayev Anma Yılı” çerçevesinde hazırlanan ‘Abay Madalyası’ verilmiştir.

2022 yılının haziran ayından bu yana Mersin Devlet Opera ve Balesi´nin orkestra şefliği görevini sürdürmektedir.

 

FUNDA UYANIK      “soprano”

 

İzmir doğumlu sanatçı, 1994 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden,1999 yılında da yine Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuvarı opera şan ana sanat dalından mezun olmuştur. Aynı yıl Mersin Devlet Opera ve Balesi’nde göreve başlamıştır. Halen aynı kurumda solist sanatçı ve Başrejisör olarak görevini sürdürmektedir.

2010 yılı Haziran ayında Mersin ve KKTC’de gerçekleştirilen 13. Türksoy Opera Günleri Festivali’nde Türkiye’yi temsil etmiştir. 2010 yılı Kasım ayında Almanya’nın çeşitli kentlerinde Mersin Devlet Opera ve Balesi’nin katılımıyla gerçekleştirilen konserlerde görev almıştır.

Kanada’nın 150. kuruluş yıldönümü kutlamaları çerçevesinde Ankara DOB sanatçıları ile Ottava ve Toronto şehirlerinde konserler vermiştir.

19 Eylül 2019’da KKTC’nin ilk opera eseri olan Ali Hoca’nın ‘Arap Ali Destanı’ operasında başrolü söyleyerek KKTC Operası’nın açılışında görev almıştır.

Başlıca görev alığı eserler: Rigoletto (Gilda), Don Giovanni (Zerlina), Çardaş Prensesi (Stasi), Dostum Akdeniz (Soprano), İnci Avcıları (Leila), Aşk-ı Memnu (Firdevs), Carmina Burana (Soprano. Mersin DOB ve Antalya DOB), Aşk İksiri (Adina), Arşın Mal Alan (Gülçehre), Saraydan Kız Kaçırma (Blonde. İzmir DOB ve Mersin DOB), Yarasa (Adele), Sevil Berberi (Rosina), IV. Murat (Dilfigar. Ankara DOB ve Mersin DOB), Lucia Di Lammermoor (Lucia), Don Pasquale (Norina), Carmen (Frasquita), Satılmış Nişanlı (Marjenka), Çeşmebaşı Bale Suiti (Soprano), Kurtuluş Filmi Müzikleri-Üç Destan (Soprano), Anadolu Rapsodisi (Soprano), La Boheme (Musetta), Romeo ile Jülyet (Jülyet), Ali Baba&40 (Nurcihan), Rita (Rita), Keşanlı Ali Destanı (Zilha), Maskeli Balo (Oscar), Tangopera (Kadın), West Side Story (Maria).

 

ULVİ CEMAL ERKİN

 

Türk besteci, eğitimcidir. Türk Beşleri arasında yer alır.

Erkin, opera dışında hemen bütün formlarda yapıtlar vermiş verimli bir bestecidir. Besteciliğin yanı sıra orkestra şefliği, piyano öğretmenliği ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında açılan müzik kurumlarında yöneticilik yaparak “Müzik Devrimi”nin sevilmesi ve yaygınlaştırılması konusunda öncülük etmiştir. Müzik tarihinde Türk Beşleri adıyla anılan sanatçılar arasında yer alır.

1971 yılında devlet sanatçısı unvanı ile onurlandırılmıştır.

14 Mart 1906 tarihinde İstanbul’da dünyaya geldi. Babası, üst düzey bir bürokrat olan Mehmet Cemal Bey, annesi Nesibe Hanım’dır. Diplomat Feridun Cemal Bey (Erkin)’in kardeşidir. Yedi yaşındayken babasını kaybetti. Dedesi Abdullah Behçet Bey’in evinde büyüdü.

İlk müzik derslerini piyano çalan annesinden aldı. Piyano derslerine önce Mercenier adlı bir Fransız öğretmenden, daha sonra İstanbul’da tanınmış bir öğretmen olan piyanist Adinolfi’den dersler alarak devam etti; bir yandan da Galatasaray Lisesi’nde eğitimini sürdürdü. Millî Eğitim Bakanlığı’nın yurtdışında müzik öğrenimi görecek gençleri seçmek için açtığı sınavı kazanarak 1925 yılında Paris’e gönderildi. Paris Konservatuarı’nda Jean Batalla, Isidor Philipp ve Camile Decreus ile piyano, Jean Galon ile armoni, Noel Galon ile kontrpuan çalıştı; daha sonra Ecole Normale de Musique’de, Jean Galon ve Nadia Boulanger’dan kompozisyon dersleri aldı.

Beş yıllık öğrenimini Paris Konservatuvarı ile Ecole Normale’de başarıyla tamamlayan genç sanatçı, 1930 yılında yurda dönerek Ankara Musiki Muallim Mektebi’nde öğretmenliğe atandı. Çeşitli Avrupa kentlerinde öğrenimini tamamladıktan sonra yurda dönüp Ankara Musiki Muallim Mektebi kadrosuna katılan Cemal Reşit Rey, Hasan Ferit Alnar, Ahmet Adnan Saygun, Necil Kazım Akses ile müzik tarihinde “Türk Beşleri” olarak anılan grubun bir üyesi kabul edildi.

Paris’te başladığı “İki Dans” adlı orkestra yapıtını Ankara’da bitiren bestecinin bu ilk yaratışının dünya prömiyeri, 6 Mart 1931 tarihinde Riyaset-i Cumhur Filarmoni Orkestrası tarafından gerçekleştirildi.

1943 yılında Cumhuriyet Halk Partisi’nin açtığı beste yarışmasına “Köçekçe” ve “Piyano Konçertosu” ile katıldı. Piyano Konçertosu ödüle layık görüldü; Ahmet Adnan Saygun ve Hasan Ferit Alnar ile yarışmanın büyük ödülünün sahibi oldu. Bu eser, aynı yıl 11 Mart günü Riyaset-i Cumhur Orkestrası tarafından eşi Ferhunde Erkin solistliğinde seslendirildikten sonra 8 Ekim 1943’te bombardıman altındaki Berlin’de yine Ferhunde Erkin’in solistliğinde Berlin Şehir Orkestrası tarafından seslendirildi.

Sanat yaşamındaki başarıları nedeniyle Fransız ve İtalyan devletlerinin onur ve liyakat nişanları ile ödüllendirilen Erkin, 1971 yılında Türkiye Cumhuriyeti tarafından “Devlet Sanatçısı” unvanı ile onurlandırıldı.

15 Eylül 1972’de, altmış beş yaşında iken Ankara’da yaşamını yitirdi. Karşıyaka Mezarlığı’na defnedildi.

Ölümünden sonra 1991 yılında “Çağdaş Türk müziğinin yaratılmasına zengin esin gücüyle olağanüstü katkılarından, gelecek kuşaklara aktardığı üstün eserlerinden ve yetiştirdiği değerli öğrencilerinden ötürü” Sevda – Cenap And Müzik Vakfı onur ödülü altın madalyası verildi.

 

KÖÇEKÇE                Orkestra Süiti (Dans Rapsodisi)

 

Orkestra için 1942 yılında bestelenmiştir.

Erkin; genellikle aynı makamda yürük ve hareketli şarkı ile türkülerin uzun ara nağmelerle birbirine bağlanmasından meydana gelen, aynı zamanda tarihte çengi ve köçek takımlarının oyun oynamaları için düzenlenmiş bir geleneksel Türk müziği formu olan köçekçelerden; Dede Efendi’nin Bülbül Olsam Kona da Bilsem Dallere, Ulah Havası, Benliyi Aldım Kaçaktan, Yabandan Geldim Yabandan, Yine Yol Vermedi Acem Dağları, Hicazkar Mandıra gibi karcığar ve hicaz makamında bazı örnekleri ve köçekçelerin ara nağmelerini bir araya getirerek Dans Rapsodisi başlığıyla Köçekçe Süiti’ni oluşturmuştur.

Ulvi Cemal Erkin “Köçekçe” dans rapsodisinde Türkiye’nin bölgesel olarak farklılıklar gösteren ve Türk folklorunun müzikal açıdan zengin özelliklere sahip ritim ve melodik özelliklerini dikkat çekici renkli bir orkestrasyon ile sergilemiştir.

1942’de Cumhuriyet Halk Partisi’nin düzenlediği ulusal kompozisyon yarışmasında birinciliği kazanan ve ilk kez 1 Şubat 1943’te Ernst Praetorius yönetimindeki Riyaset-i Cumhur Filarmoni Orkestrası, (günümüzde adıyla Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası) tarafından Ankara Radyosu stüdyosunda seslendirilmiştir. Erkin’in en çok sevilen ve en sık seslendirilen eseri olmuştur.

Besteci;

“Bu sayfaların yazılması fikrini veren ve her satırında dost ve sanatkâr alakasının büyük hissesi bulunan Dr. Vedat Nedim Tör’e, 28 Ekim 1942” cümlesini Köçekçe’nin partisyonunun başına yazmıştır.

MUAMMER SUN

 

1932’de Ankara’da doğan Muammer Sun, 1946’da Askeri Mızıka Okulu’nda müziğe başladı. Bir yıl sonra 1953’te Ankara Devlet Konservatuarı Kompozisyon Bölümü’ne girip; Ahmed Adnan Saygun’un öğrencisi oldu.

Konservatuarda, Mithat Fenmen ile piyano, Hasan Ferit Alnar ile koro ve orkestra şefliği; Muzaffer Sarısözen ile Türk halk müziği, Ruşen Ferit Kam ile klasik Türk musikisi; ayrıca özel olarak Kemal İlerici ile Türk müziği makamlar sistemi ve armonisi konularında çalıştı.

1960’ta, Ankara Devlet Konservatuarı Kompozisyon Bölümü İleri Yüksek Dönemi’nden Saygun’un öğrencisi olarak “pekiyi” dereceyle mezun oldu. Aynı yıl Ankara Devlet Konservatuarı’na öğretmen olarak atandı.

1975’te İzmir Devlet Konservatuarı’na, 1980’de Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı’na, 1987’de Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuarı’na atandı. 1988’de doçent, 1993’te profesör oldu.

1999’da Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuarı’ndan emekli oldu. Devlet konservatuarlarında görevli olduğu süre içinde, koro, solfej, armoni, kontrpuan, füg, enstrümantasyon, orkestrasyon, modal müzik ve kompozisyon dersleri veren Sun’ un pek çok eseri çeşitli yarışmalarda ödüller kazandı.

1969 yılında, sanat kurumlarının temsilcisi olarak TRT Yönetim Kurulu üyeliğine seçildi. TRT Ankara Radyosu Çoksesli Korosu ‘nu ve TRT Müzik Dairesini kurdu. 1971’de Murat Katoğlu’yla TRT Kültür Sanat Ödülleri Sistemini hazırladı.

1968’de atandığı Milli Eğitim Bakanlığı Müşavirliği sırasında, Çocuk ve Gençlik Koroları Yönetmeliği’ni hazırladı. Bütün Türkiye’de 166 çocuk ve gençlik korosu kuruldu. Koro şeflerine 1968 -1969 yazlarında, Gazi Eğitim Müzik Bölümü öğretmenleriyle birlikte, iki kez yaz kursu düzenledi. Bu kurslara Gazi Müzik Bölümü’nde 40, Sinop kursunda 80 olmak üzere 120 müzik öğretmeni katıldı. 166 koro, ödenekleri kesildiği için 1970’te kapatıldı. Bu korolar ve kurslara katılan müzik öğretmenleri, bugünkü Türkiye’de yaygınlaşan çocuk ve gençlik korolarının temelini oluşturdu.

Sun, 1967 ve 69’da, biri TRT adına; diğeri de TRT ve ODTÜ adına iki büyük folklor derlemesi düzenledi; kendisi de bu derlemelere uzman derleyici olarak katıldı. Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Kompozisyon bölümü öğretim üyeliğinden Ekim 1999’da emekli oldu. Eylül 2004’te Sun Yayınevi’ni kurdu. Muammer Sun, TRT’nin yapımını üstlendiği ve tarihsel olarak büyük önem taşıyan Kurtuluş ve Cumhuriyet filmlerinin müzikleri yazdı ve geniş kitlelere ulaştı.

Başta SCAMV Onur Ödülü Altın Madalyası olmak üzere çok sayıda ödülün sahibiydi.

 

CUMHURİYET FİLM MÜZİKLERİ

 

KURTULUŞ MÜZİK FİLMLERİ

 

İLKER KÖMÜRCÜ

 

1978’de Ankara’da doğan İlker Kömürcü, babasının müzik öğretmeni olmasından ötürü müzik ile çok erken yaşlarda tanıştı. Henüz lise dönemlerinde konservatuvar eğitimi almaya başlayan Kömürcü, sonrasında Gazi Üniversitesi Müzik Öğretmenliği bölümünü bitirdi. Ardından bu üniversitede yüksek lisans yapan İlker Kömürcü, Ankara Üniversitesi Güzel Sanatlar Eğitimi programında doktora yaptı.

Yüksek lisans tezi kontrbas eğitimi, doktora tezi ise müzik estetiği, eleştirisi ve felsefesi konuları üzerine olan Kömürcü, 2000 ile 2007 yıllarında oda orkestrasında kontrbas sanatçısı olarak yer aldı.

Akademik kariyerine de 2008’de başlayan İlker Kömürcü, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda çalışmaya başladı. Burada müdür yardımcılığı, bölüm başkanlığı ve müdür gibi pozisyonlarda görev yapan Kömürcü, 2020’de akademik çalışmaları sonucunda doçentlik unvanını aldı. Akademik çalışmalarının yanı sıra müzik çalışmalarına da devam eden Kömürcü, çeşitli besteler yaparken müzik düzenlemelerine de imza attı.

 

ERDOĞAN, SÖZ YAZARI VE BESTECİLERE PLAKET TAKDİM ETTİ

 

Marşın söz ve bestesinin İlker Kömürcü’ ye, düzenlemesinin Yusuf Yalçın’a ait olduğu açıklandı. İkinci ve üçüncü olan marşların çalınmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, dereceye giren eserlerin söz yazarı ve bestecilerine plaket takdim etti.

 

  1. YIL MARŞI SÖZLERİ

 

“Parlayan yıldızı Anadolu’nun

Çağlayan sel gibi şanlı ulusun

Türkiye Yüzyılı titretiyor dünyayı

Sarsılmaz bir inançla kalpte tutkusun

Bu toprak bu deniz bu bayrak bizim

Tarihe sığmayan destanlar bizim

Türklüğün yazgısı yazılıyor koynunda

Kalplere kazınmış bu vatan bizim

Yüzyıllarca kutlanacak Cumhuriyetimiz

Her zaman aydınlık mavi göklere uzanacak ellerimiz

Yüzyıllarca kutlanacak Cumhuriyetimiz

Özgürlük tutkusu damarlarımda

Çelikten her nefer semalarımda

Sarmaşık dal gibi sarılmışız biz bize

Tek yürek bu millet en zor anında

Düşmanlar bir olsa yağsa göklerden

 

                                                                                                                      Taşar ERKOL