Dergici Liseliler

genc

Gençler kendi olanaklarıyla yaşamları boyunca ya da yılda bir kez bile dergi çıkaramazken, Sosyal Bilimler Liseli öğrenciler; “Milli Edebiyat” akımı ve “Yeni Lisan” hareketi gibi yenilikleri Türk Edebiyatı´nda kuran Ali Canip Yöntem, Ömer Seyfettin, Ziya Gökalp, Mustafa Mermi, Kâzım Nami, Enis Avni, Mehmet Ali Tevfik (Yükselen), Subhi Edhem, Âkil Koyuncu ve Rasim Haşmet gibi yazar kadrosunun yer aldığı kendi “Genç Kalemler”i ve “Göçebe” adlarındaki iki edebiyat, kültür ve sanat dergisi ile birlikte İstiklâl Marşı´nın kabulüne yönelik Mehmet Akif Ersoy´lu Cerideyi Resmiyye özel sayısı da çıkarmışlar.

“Hüsün ve Şiir” dergisinin sekizinci sayısından sonra adının değiştirilmesiyle “Genç Kalemler” olan; “Milli Edebiyat” akımının da savunuculuğunu yapan ve bilindiği gibi, başta Başyazarı Ali Canip Yöntem, Ömer Seyfettin, Ziya Gökalp gibi isimlerin yanı sıra; Mustafa Mermi, Kâzım Nami, Enis Avni, Mehmet Ali Tevfik (Yükselen), Subhi Edhem, Âkil Koyuncu ve Rasim Haşmet gibi yazar kadrosunun bulunduğu “Genç Kalemler” dergisinde dilde sadeleşmenin gereği olarak Yeni Lisan hareketi de başlatılmış. Bir yıl kadar süren dönemin tartışmaları sonunda da Hamdullah Suphi, Celâl Sahir, Yakup Kadri, Köprülüzade Mehmet Fuat ve Refik Halit gibi yazar ve aydınlar “Yeni Lisan” hareketini kabul ettiklerini açıklamışlar.(*)

Bu üst nottan sonra dönelim Adana´nın “Genç Kalemler”ine…

Okullarda gençlerin bir dergi çıkarması bile büyük bir şans olarak değerlendirilirken, Bahtiyar Vahapzade Sosyal Bilimler Lisesi, adlarının başındaki sanatsal vurguyu doğrularcasına bir gerçeklik yaratmanın yolundan giderek iki dergi birden çıkartıp, ayrıca İstiklâl Marşı´nın kabulüne yönelik olarak, Mehmet Akif Ersoy´lu Cerideyi Resmiyye (Resmi Gazete) özel sayısı da yayımlamışlar.  O ilk sanat heyecanını bu dergilerde yaşayan gençlerin, dergilerine yansıyan düşüncelerine bakıldığında sanat yolculuklarının boyut ve olanakları da meydana çıkmaktadır…

İNKİSÂR-I HAYAL(*)

-Sevgili İzmir´in işgali münasebetiyle

Diyorduk zulm ü vahşet geçti, bambaşka cihân geldi.

Onu tedvîr eden (Vilson) gibi kutb-i zaman geldi!

Diyorduk:en zayıf akvâma hatta saltanat mev´ûd,

(Kristof) ülkesinden böyle sâhir bir beyân geldi

Diyorduk:fikr-i istîlâ, tahakküm ihtiras öldü.

Koyun, kurt hep barıştı, âleme sulh ü emân geldi.

Diyorduk: galip ü mağlûb yok, meydanda bir hak var,

O hakkı haykıran bir sayha, bir cankurtaran geldi!

Diyorduk: en tabii hakkıdır Türk´ün de istiklâl,

Mezardan(1) böyle bir ses yükselip dünyaya can geldi. (Şiirin ilk bölümü alınmıştır.-1-(Vashington mezarı)

h.basri   (16 Mayıs 1335)

*(Cerideyi Resmiyye İstiklal Marşı´nın Kabul Sayısı (Mart 1921)

*”GÖÇEBE”:

/resimler/2016-5/9/1023434083699.jpg

Beril Önal, editörlüğünü üstlendiği “Göçebe”de; ekiplerinin ilk deneyimi olan girişimlerinde hoşgörüyle karşılanmalarını, hayattan kesitler sunmaya çalıştıklarını belirterek, “…her okurun zevkine uygun bulacağı, gittiği her yere bizlerden bir parça götürerek büyümesini hayal ettiğimiz dergimiz sizlerle buluştu, yazdıklarımızı sizlerle paylaşmanın mutluluğu var üzerimizde…” diyor “Editörden” adlı köşesinde.

Edebiyat ve sanatsever öğrencisiyle, öğretmeniyle, her şeyiyle kendilerine ait olan edebiyat ve sanat dünyalarının onur tablolarında Hasan Hüseyin Korkmazgil, Can Yücel, Cemal Süreya ve Abdulkadir Budak gibi ustaların adeta yazınsal öğretileriyle bir yürüyüşün hazırlığına çıkmak istedikleri görülür. Çıkışta da zaman zaman olanaklar dahilinde bir erteleme söz konusu olur. Çünkü gençler her şeyiyle kendi özgünlüklerini yansıtan dergileri hedeflemişler. Bu yüzden de yayım anlamında aksamalar yaşanabilmektedir.

Böyle diyor gençler “Göçebe”de; 10-C sınıfı olarak her şeyiyle kendilerinin olan bir derginin imece sevdalığını sürdürmeye karar veriyorlar… Düşüncelerin sözcülüğünü yapan Tarih Öğretmeni Cemal Kapusuz imzalı vurgularda öğrencilerin kendi aralarında bile para toplamadan, sadece kısıtlı reklamlarla yürütmeye başlamaya karar vermişler dergi yayımını. Türk Dili ve Edebiyat Öğretmeni Salih Kılıçaslan tarafından incelenmiş dergideki ürünler.

Göçebe´de yer alan ürünlere gelince…

Yekta Deniz Işık film eleştirisi yanında “Çanakkale” adlı şiiriyle yer alırken; Beril Önal “Gecenin Güneşi”, Fuar Kaan Eşli “Tiyatro Neden Güzeldir”, Akif Can Doğan “Aşk”, Ahmet Çakmak “Hayat”, Eda Yalçın “Eskiyen Yüzlerimiz” ve Fatih Basut “Ada” adlı yazılar yazmışlar. “Şıkır Şıkır Butik” adlı yazı yazan Esra Kocaer Devlet Tiyatrosu oyuncusu Barış Özkan´la röportaj, Dilan Horata ise mağaza röportajı yapmış. Ahmet Çakmak, Mehmet Emin Demiral ve Yusuf Kenan Kurtbeyoğlu özel orman ve kütüphane kuran Halil İbrahim Yavuz ile görüşmüşler. Meryem Ayhan “Evden Kaçalı”, Müberra Avşar “Bekleyiş”, Ayşegül Coşkun “Hasret” adlı şiirleri yazmışlar. Esra Kocaer, gezi yazısının yanı sıra şiir yazarken; “Üstünlük Kimde?” adlı bir deneme deneyen Ayşe Üstünkaya da “Anneciğim adlı güzel bir şiir yazmış.

Duvara dolanmış sarmaşık

Şefkatinle beni sar anneciğim.

Fanusa hapsolmuş bir ışık gibi

Sensizlik ruhuma dar anneciğim.

***

İğneler ekilmiş ömür fıçına

Sen bir tebessümsün gönül açına.

Zaman eridikçe siyah saçına.

İnce ince yağmış kar anneciğim.

***

Dilinde tanıdım en güzel balı.

Gonca bir gül oldu dikenli çalı.

Sıcacık elinden daha vefalı.

Görmedim başka bir yâr anneciğim. (şiirden üç dörtlük-(Göçebe-Mayıs 2015-sayı:1-s.5)

*”GENÇ KALEMLER”:

Böyle bir dergi var biliyorsunuz. “İttihat ve Terakki” desteğinde Selanik´te 33 sayı çıkan (1910-1912) ve aslında dil ve edebiyat dergisi olan dergide siyasi, düşünsel, felsefi, antropoloji, sosyoloji ve tasavvuf bağlamında yazılar bulunmakta. Milliyetçi bir düşün dergisi olan “Genç Kalemler”; “Hüsün ve Şiir” dergisinin 8. sayıdan sonra adının değiştirilmesiyle “Genç Kalemler” olmuş. “Milli Edebiyat” akımının da savunuculuğunu yapan ve çoğu kişinin bildiği gibi başta Başyazarı Ali Canip Yöntem, Ömer Seyfettin, Ziya Gökalp gibi isimlerin yanı sıra; Mustafa Mermi, Kâzım Nami, Enis Avni, Mehmet Ali Tevfik (Yükselen), Subhi Edhem, Âkil Koyuncu ve Rasim Haşmet gibi yazar kadrosunun bulunduğu “Genç Kalemler” dergisinde dilde sadeleşmenin gereği olarak Yeni Lisan hareketi de başlatılmış. Bir yıl kadar süren dönemin tartışmaları sonunda da Hamdullah Suphi, Celâl Sahir, Yakup Kadri, Köprülüzade Mehmet Fuat ve Refik Halit gibi yazar ve aydınlar “Yeni Lisan” hareketini kabul ettiklerini açıkladıkları edebiyat tarihimizde oldukça geniş bir biçimde yer almaktadır.

İşte sosyal bilimci liseli gençler dergilerinin adını “Genç Kalemler” olarak koyarlarken, bir anlamda da böylesine iddialı bir çizgiyi hedeflemişler galiba. Olsun, mükerrer olsa da güzel şeylere öykünmek, o işe soyunmak fena bir şey olmasa gerek.

“Genç Kalemler Dergisi”, “Bahtiyar Vahapzade Sosyal Bilimler Lisesi Edebiyat, Kültür ve Sanat Dergisi” olarak geçmekte dergi künyesinde… Yıl:4, sayı:3 olarak yayımlanmış Mayıs 2014!de. Yaklaşık yılda bir sayı da olsa dergi yayınlamışlar kendi olanakları çerçevesinde. Derginin Sahibi olarak okul müdürü Vural Ayar gözükmekte. Genel Yayın Yönetmeni ve Yazı İşleri Müdürlüğünü Mehmet Özsöyler (Türk Dili ve Edebiyat Öğretmeni) yapıp; Yazı İnceleme Kurulu´nda Hüseyin Avni Güllü (Müdür Yardımcısı), Selma Gökalp (Türk Dili ve Edebiyat Öğretmeni) ve Adil Tutumlu (Türk Dili ve Edebiyat Öğretmeni) yer alırken; Yayın Kurulu Başkanlığını Selman Gazel, Yayın Kurulu Üyeliklerinde ise Beyza Kılınç, İrem Ablay, Yasemin Yıktı, Kübra Nur Arslan ve Mert Karadağ´ın isimleri geçmekte. Okul Müdürü Vural Ayar ise “Okul Müdüründen” adlı köşede; Adana´da tek, Türkiye´de 32 okuldan biri olduklarını ve 5. yılını tamamlayarak ilk mezunlarını veren okullarının YGS´de % 100 olan eğitim ve   ayrıca bilim, düşünce, kültür  ve spordaki başarılarını, beyaz bayrak aldıklarını vurgulayıp; günümüzün başta eğitim ve öğretim olmak üzere, tüm yaşamımızla ilgili olan kütüphane, okuma salonu ve “Okutan okulun okuyan öğrencileri” ile matematiği sevdirici hale getirmek projesi dahilinde hazırlanan “matematik sınıfı” gibi ortaya koydukları yararlı ve sevimli projelerinden söz etmektedir.

Dergilerin genç yetenekleri bileyerek edebiyata armağan ettiklerinden söz eden derginin Genel Yayın Yönetmeni, Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Mehmet Özsöyler Paul Valery´in “Küçük dergiler şiirin, edebiyatın laboratuarıdır” sözünü anımsatırken,  “yetenekler yaşıttır” vurgusuyla da sanatsal aktivitedeki cesaret olgusuna değinmektedir. Yürünecek çok yol olduğundan söz eden öğretmen Özsöyler, ”…Biz Sosyal Bilimliler Lisesi olarak Türkiye´nin aydınlık geleceği için bu yolu yürümekte kararlıyız.” demekte 3. sayıya başlarken.

Yine hemen girişte, sınıfta kalmama ve teknolojinin olumsuzluk etkilediği okur sorunu konusunda “yarışmalardan haberler” veren Selin Tutku Şekerci ve Sercan Beksofuzade´nin “Modern Hayatta İnsanlara Kitap Okuma İmkânı Olarak Neler Sunulabilir?” başlıklı oldukça ilginç bir yazısı var. “…düzenli kitap okuma oranlarının Japonya´da %14, Amerika´da %12, İngiltere ve Fransa´da % % 21 ve bizde (sıkı durun…) %0,01 olduğu” (s.4) gerçeğiyle yüz yüze getiren bu bilgilerle birlikte, “..2008 yılında 6 milyon civarında olan internet abonesi son 5 yılda dört buçuk kattan fazla artış göstererek 2013´ün üçüncü çeyreğinde 33,7 milyona ulaşmış…” (s.4) olmasının yarattığı paradoksa rağmen rüzgâra değil de fırtınaya karşı yola devam etmeyi sürdürmüşler… Bu amaçla, iyi bir araştırma ve beyin fırtınası yapan gençler okulda ve çevrede ankette düzenlemişler. Anket sonucunda okulda % 50,22´lik bir oranla “kitap okuma alışkanlığım yok” denilmiş, nasıl eğitimde başarılı olunup, nasıl insan kendini geliştirecekse.

Kitap okuma alışkanlığı konusunda notlarına başvurduğumuz genç liselilerin elde ettiği sonuçlara göre konu öncelikle bir devlet politikası olarak ele alınmalı, devletin vergi olarak kitap, e-kitap vb. şeyleri destekleyip, teşvik etmelidir demektedirler. Bunun yanı sıra; kitap okuma alışkanlığı küçük yaşlarda kazandırıldığına göre de, ana sınıfından itibaren konunun önemle değerlendirilmesine dikkat çekilmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Hasan Kebeli ile Mert Karadağ ise Metin Analizi´ndeki “Mazmunlara Eleştirel Bakış” adlı yazıda Prof. Dr. Mine Mengi ile Prof. Dr. İskender Pala üzerinden tartışma gerçekleştirirken; diğer yandan da “Usobo İzlenimleri”ne yer vermektedirler. Furkan Sözgün, “Bir Ulusal Çalıştay İzlenimleri”; İlkay Kırman, “Kitap İncelemesi” olan “Yalnızlığın Şiiri”:”Kör Baykuş” ile dergide yer alırken; Beyza Kılınç, “Hiç”, Selman Gazel, “Turunç Kokuları”, Hüseyin Avni Güllü, “Merhaba” adlı şiirlerle dergide yer almaktadırlar.

MERHABA

Bir bebek doğdu bugün güneşten ışık döküldü

Şüpheli bakışı şaşkın, parlayan yüüzyle güldü

Yorgun bir abaydı bakan, yarı ayık yarı baygın

Esewrinin mimarıydı manada hakkıyla saygın

Çattı ebeveyne bebek:Keyfe getirdiniz beni

Kim ister ki şu dünyada ağıda yalan neni

“Korkma sen” dedi baba şefkatle gözleri mutlu

Hayatı inşa edecek yeni gelişle umutlu

Sevinçle sıraya girdi uzak yakın tüm akraba

Aramıza sen hoş geldin dediler candan “merhaba”

Hüseyin Avni Güllü

Derginin diğer sayfalarındaki “Bir Deneme” köşesinde İrem Ablay, “Bir Fikir Yazısı”nda İrem Öcal, “Bir Eleştiri” köşesinde “Piksel Beyinli Çocuklar” adlı yazısıyla Kübra Nur Aslan, “Denemeler”deki “Üç Nokta Üzerine Bir Deneme” adlı yazıda Yasemin Yaktı ve “Aya Dair”de Mehmet Yurtçu, “Dil Üzerine” adlı yazıda Çağatay Er görülürken; “Kardeş Okul Projesi”, “Bir 4006 Tübitak Projesi”, “Etkinlik Haberleri” ve karikatürlerin yer aldığı “Mizah” adlı bölümler de bulunmaktadır.

“Genç Kalemler”in ikincisinde Okul Müdürü Hüseyin Avni Güllü yapılan etkinlikleri anlatırken öğretmenlerin kurduğu kitap kulübünü, çıkardıkları Genç Kalemler dergileri ile birlikte Mehmet Akif tarafından çıkarılan Sebilürreşad dergisinin İstiklâl marşı sayısı ile resmi Gazetenin İstiklâl Marşı kabul sayısını günümüz Türkçesine çevirerek orjinaliyle birlikte yayınladıklarının yanı sıra, çıkardıkları İngilizce bültenden de söz etmektedir.

“Şiir Okulda”da Mavi Anadolu Gençoğlan; “…Şiirde hayat ve insan dair her şeyi bulursun. Ayrıca hissettiklerin konusunda yalnız olmadığını bilirsin. Ben çok uzun süre şiir okumadım, evimiz şiir kitaplarıyla dolu olduğu halde. Benim için şiir sanırım öğretmenimizin diksiyon ve hitabet dersine girmesiyle başladı… sürekli söylediğim ya da ifade edemediğim her şeyi şiirde buluyorum… ” dedikten sonra,“…Muhtemelen modern şiirden çok divan şiiri göreceğin için şiirden uzak kalacaksın, çünkü anlamaya çalışmayacaksın…” gibi şiiri ve okul/okur yönünden hayli ilginç bir noktayı vurgulayan “Mavi Anadolu Gençoğlan “Şiir Okulda” adlı yazısında kantinde şiir duvarı yaptıklarından da söz etmektedir.

Hüseyin Avni Güllü´nün (Md. Yrd.) “Eser Vermek”, Selam Gökalp´ın (Edb. Öğr.) “Altını Çizdiğimiz Cümleler”, Muhammed Selman´ın “Gazel Kendime İnanıyorum” adlı denemeleri ile Yiğit Yüksel´in “Londra Rüyası” adlı gezi yazısı bulunurken; Duygu Oldaç´ın “Kürk Mantolu Madonna” adlı “Eser İncelemesi” ve Aylin Şan´ın “Küfe”, “Eylül Çoban´ın Küçük Faris”in Hikâyesi” adlı öyküleri dergideki yerlerini almaktadırlar. (Mayıs 2005-sayı:4)

Bilmezdi ki oturduğumuz semti,

Geldimi de gidici hep, hepp acele işi!

Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi.

Atlastan bakardım nereye gitti,

Öyle öyle ezber ettim gurbeti. (s.10)

Genç Kalemler´in bu sayısında nazire konusunda ciddi bir eğilim var… Zinet Toprak “Sait Faik´in Semavar”ine öyküde nazire yapmış, Beyza Yüce, İbrahim Sadri´nin “Bir Adım Kalmalı” şiirine, Nimet Bahar Türe ise Cemal Süreya´nın “Perdeli” adlı şiirine karşılık olarak “Gölgeli” adlı şiiriyle… Diğer taraftan Can Yücel ile Abdulkadir Bulut şiirleri arasında bir nazire gelgiti var… Can Yücel´in “Hayatta Ben En Çok Babamı Sevdim” adlı şiirine nazire olarak Abdulkadir Budak, “Hayatta Ben En Çok Annemi Sevdim” diye bir nazire şiiri yazmış. Tabii bu Can Yücel şiirinin bambaşka bir öyküsü var… Yaşar Kemal Cumhuriyet´te çalıştığı yıllarda, yani tahminen şöyle bir 50-55 yıl öncesinde, yanına gelen Can Yücel´i, Köy Enstitüsü dönemi Milli Eğitim Bakanlığını yapmış olan babası Hasan Ali Yücel´i bir de kendisinin üzmemesi için uyarmış. Can Yücel de daha sonra Yaşar Kemal´ın yanına uğradığında “Ben Hayatta En Çok Babamı” sevdim adlı şiirini baba sevgisinin bir kanıtı olarak Yaşar Kemal´ın masasının üzerine bırakmış.

Sözüm ona büyümüştüm, ekmek getirirdim eve

Annem öldü, düşüyorum, koptu salıncağın ipi

Anahtarsız bir kilide benzediğim doğru şimdi

Saçlarına tırmanırdım tutunup yıldızlara

Kokusu kalmıştır diye kapandım odalara. (s.11)

Şiirlerin resmi geçidi sürmekte… Hüseyin Avni Güllü, “Ecelim Oldu Duyuşum”; Adil Tutumlu, “Akislenen Adın” ve “Matematikten Geçer miyim Öğretmenim”; Özden Murat Yalınız, “Doyurun Bilgi Açlığımı”; Aylin Şan, “Yatılı Okul Çocukluğum”; Nagihan Mutlu, “Çocuktum”; Hediye Gülat, “Ben Ağlayamam Gidişine” ve Abdullah Tahir Işık “Ben Sokak Çocuğuyum” adlı şiirleriyle dergideki yerlerini almışlar.

Bunun dışında, Çağatay Er, “Dünyayı Kurtarmak” adlı makale; İrem Ablay “Çok Oldu Yaşananlar” adlı yazı; Mihriban Biçer ve Hasan Alnıaçık, “Mezunlardan” adlı köşede “Gerçekten Var Olmak İçin” ve “Eğitim Şart” adlı yazıları ile dergiye güç katmışlar. Şeyma Güler, “Vefa” adlı köşede “Bir Nebze Sana Dair” adlı yazısını şair Necip Fazıl Kısakürek´in “Beklenen” adlı şiirine yaslamış. “Eser İncelemesi”nde Ayşe Girente yazar Ahmet Ümit´in “Beyoğlu´nun En Abisi” adlı kitabını “Erkekler Dünyayı Kirletiyorlar” adlı yazı ile incelemiş. Şakir Gül ise “Coğrafya” köşesinde “Çukurova´da Kale Turizmi”ni işlerken; Bülent Başaran´ın “Felsefe” köşesindeki yazısının adı “Mezarlık Tantanası”. “Kimyasal Sözleri”in yer aldığı dergide Almanca bulmaca ve bilmecelerin yanı sıra alıştırmalar yerlerini alıp; Damla Tünel, Duygu Oldaç ve Sena Gökoğlan “İngilizce” yazı, bilgi ve şiiriyle görülürken, çeşitli haber ve etkinlikler de yer almaktadır.

Kaynak: yeniadana.net