Yıllardır öykü, deneme ve roman başta olmak üzere birçok türde eserler veren edebiyatımızın önemli isimlerinden Ferit Edgü üzerine bir inceleme.
“Zaman zaman sorarlar:
Yazarken mutlu musnuz?
Hayır, değilim.
Çünkü yazıda mutluluğu aramadım hiç.”
-Ferit Edgü
Kuşaklar, akımlar, şairler, yazarlar ve eserler… Tüm bu ögeler edebiyatı sırtlayan ve yıllar içerisinde birikerek aktarılmasını sağlayan unsurlar aslında. Bu açıdan baktığımızda her kuşak edebiyatımıza farklı katkılarda bulunmuş; şiiri, öyküyü, romanı edebiyatımız içerisinde farklı noktalara taşımıştır.
Edebiyata çok sesliliği getiren, baskılara karşı sesini yükseltmeyi başarabilen 50’ler kuşağı öykücülerinin edebiyatımıza katkıları tartışılmaz bir gerçek. Seçtikleri birbirinden farklı konular, anlatı ve üslup farkları ile birbirlerine benzemeseler de hepsinin bir değer olarak o dönemde ortaya koydukları eserler, bu isimlerin “50’ler kuşağı öykücüleri” olarak anılmalarını sağlar. Kimler var derseniz: Ferit edgü, Onat Kutlar, Leyla Erbil, Demir Özlü, Orhan Duru ve daha nice isim… Kuşağın önemli öykücülerinden olan Ferit Edgü, “Dostoyevski’nin, ‘Hepimiz Gogol’ün Palto’sundan geliyoruz,’ dediği gibi, ben de, benim kuşağımın öykü yazarlarının büyük çoğunluğu da, Sait Faik’ten geliyoruz” demiş ve yıllardır öykü, deneme ve roman başta olmak üzere birçok türde eserler vermiştir.
Yazının devamını okumak için tıklayın