Ekrem Ataer ,Belediye sanatçı ilişkisi ters yüz oldu! Siyasetin rakkaslarını sahneden indirelim

Manşet Resim :Vahram Davtyan

Yerel seçimlere yaklaşırken ortalık toz dumana karıştı… Tam bir kıyım-kıyam pazarı… Bir yanda parmak sallayanlar, parmak kıranlar, kapılara yatanlar, kapı dışarı edilenler sürekli bağrışıyorlar. Diğer yanda sistem siyasetinin köle tüccarları, boyunlarından zincirli kölelerle ağır ağır pazara çıkıyorlar. Bir tarafta pazarın küskünleri, üzgünleri, kırgınları, dargınları, ağlayan çocuk posteri gibi. Diğer tarafta pazarın sevindirik yeni yüzleri, elma şekeri bulmuş çocuk kıvamında. Ortalık fotoğraf, afiş, reklam panosundan geçilmiyor… Kiminde sünnet çocuğu gibi giyinmiş er kişiler, kiminde Aşk-ı Memnu’daki Peyker kıvamında hatuncuklar. Son Türk Büyükleri! gelecek vâd ediyor, baktıkça içim açılıyor. Tabii bunlar seçildiğinde hızlarını alamayıp aynı fotoğrafları “Şehrimize Hoş geldiniz” diye şehir ya da ilçelerin girişine falan da asıyorlar bilirsiniz. Hele bir de afişlerde yanlarına; çocuk, evcil, yaşlı ya da engelli de koydunuz mu kesin seçim sizin demektir. Afişlerde kadın mutlaka olmalı. Duruma göre bir tanesi kesin tesettürlü ya da kesin açık olacak, neme lâzım(!)

Ne kadar sıcak ne kadar bizden değil mi? Tümüne cân-ı gönülden başarılar diliyorum. Peki hepsi mi böyle? Tabii ki değil. Hengâmenin dışındakileri görebilmek için önce dayatmacı ve kitleleri seçeneksizleştiren, köşeye sıkıştıran, aldatmacı, köşe dönmeci sistemin dışından bakmak gerekiyor. Bu ülkenin nice cevherleri, kahramanları var ama önce sahnedeki rakkasları indirmek gerekiyor.

Sırası gelmişken işin bir de yıllardır süregelen sanat, sanatçı ve yerel yönetim ilişkisinden bahsedelim. İşte orası tam bir Çarşamba pazarı hem de bayağı akçeli bir pazar. Büyük büyük lafların, sloganların uçuştuğu, tezgahların dolup boşaldığı bir pazar. Hak, hukuk, adalet, vatan, millet, devrim, muhalif duygular, eşitlik falan filan gırla gidiyor… Ya da din, diyanet, mezhepsel ilişkiler, hayır hasenâd gibi kutsal duygular. Hepsi birbirinden farklı ama tıpkı “NATO Güçlensin” formülüne imza attıkları gibi aslında hepsi aynı noktadalar.

Yerel ya da merkezi yönetimlerin sanatla ilişkisi ne ara ve nasıl bu hale geldi? derseniz; hemen söyleyeyim kimse alınmasın, Özal döneminden beri karşılıklı mutabakatla (!)

https://www.aydinlik.com.tr/koseyazisi/belediye-sanatci-iliskisi-ters-yuz-oldu-siyasetin-rakkaslarini-sahneden-indirelim-yerel-yonetimler-ve-sanat-iliskileri-450162