Eksiliyoruz birer birer…

Yaşadığı hastalığın ardından aramızdan ayrılan ünlü ressam Zekiye Ülker Sime, renkli kişiliği ve TRT yıllarındaki unutamadığı öykülerini bizimle paylaşmıştı.

Akşam telefonum çaldı. Arayan kadim dostum ressam Kudret Sönmez’di… Ki Kudret Sönmez bereketli topraklarda yetişen dost canlısı bir ozandır, candır, dostunun derdiyle dertlenen dertli bir insandır.

Sesinin titrediğini hissettiğim an bu konuşmanın acı bir haber doğuracağını düşündüm. Düşündüğüm gibi de oldu. Dostum Kudret Sönmez, ünlü ressam Zekiye Ülker Sime’nin aramızdan ayrıldığını söyledi. Donup kaldım, ikinci bir cümleyi kurmakta zorlandım.

Zekiye Ülker Sime ile beni Kudret Sönmez tanıştırmıştı. O dönem Ülker Sime’nin annesi yoğun bakımdaydı. Bir süre sonda annesini kaybetti. Atatürk Parkı’nın karşısındaki evine taziye ziyaretine gittim. Beni kapıda karşıladı. Oturup konuştuk. Annesini anlattı. Son ana kadar başucunda olduğunu söyledi. Ben ömrümde annesini böyle duygusal anlatan ve bu kadar seven çok az sadık evlat gördüm… Acı haberini alınca yüreğim sarsıldı. Şimdi, o çok sevdiği annesine kavuştu.

 

7 Mayıs 2013’te yaptığım röportajı ünlü ressam Zekiye Ülker Sime’nin aziz anısına saygı ile yeniden yayınlıyorum.

JOHN KENNEDY ÖLDÜRÜLDÜ

… Yıl 1963, mevsim Sonbahar… TRT Adana Radyosu mikrofonları bana emanet… Kültür ve eğlence programları hazırlıyor ve sunuyorum. Canlı yayına çıkıyorum. Haberleri okuyorum. Spikerliğe başlayalı altı koca ay olmuş… Çok çalıştırmışlar, çok uyarmışlar, çok denemişler ve artık bana güveniyorlar… Yansız olmalısın, rengini ve duygularını haberlere yansıtmamalısın diye onlarca kez uyarmışlar… 23 Kasım cumartesi sabah haberleri masamda hazır beni bekliyor. Ancak sayfalara göz atacak kadar zaman var. Bütün dünyayı ilgilendiren önemli bir haberi Çukurova Bölgesi’ne ben duyuracağım. ABD Başkanı John Fitzgereld Kennedy 22 Kasım Cuma günü yerel saatle 12.30’da Texas’ın Dallas şehrinde vuruldu. Başkan Kennedy eşi Jackie Kennedy ile birlikte açık bir araba içinde, bir konvoyun arasında ilerlerken açılan ateş sonucu, başından ve ensesinden aldığı kurşunlar nedeniyle hastaneye  götürülürken yolda öldü. Kendimi tutamıyorum artık. Bütün acemi spikerliğim ortaya çıkıyor,  haberin devamını ağlayarak okuyorum.. John Fitzgereld Kennedy ABD’nin suikast sonucu öldürülen dördüncü başkanı oldu.”

 

RENKLİ BİR KİŞİLİĞİ VAR

Bu öykü renkli kişiliği ve birçok sosyal özelliğiyle tanınan ünlü ressam Ülker Sime’ye ait… Tabii ki Ülker Hanım evlenmeden önce Dönmez soyadını taşıdığı için TRT haberlerini dinleyenler onu Zekiye Ülker Dönmez olarak biliyor.

Ülker Hanım ile Adana Ressamlar Derneği’ndeki bir sergide tanışıyoruz. Birbirinden güzel resimleri süslemiş Ressamlar Derneği’nin duvarlarını… Büyük emek vermiş eserlerine.. Bakıldığı zaman emeğin alın teri görülüyor resimlerinde… Birkaç ressam dostu var yanında. Onlarla birlikte söyleşiyoruz. Ülker Sime’nin özellikle Şahmeran resimleri dikkat çekiyor. Öykünün Tarsus’ta yaşanması Ülker Hanım’ı bu tür resimler çizmeye yöneltmiş…

Adanalı olduğunu ve Adana Kız Öğretmen Okulu’nu bitirdiğini anlatan Ülker Sime,  TRT Adana Radyosu’nda iki buçuk yıl haber spikerliği ve program yapımcılığını bir arada yürütmüş. Okul yıllarından bu yana resim yapıyormuş.

 

RESİM YAŞAM BİÇİMİ

 

Zekiye Ülker Sime İstanbul Ressamlar Derneği ve Adana Ressamlar Derneği üyesiymiş. 1998–2000 yılları arasında Adana Ressamlar Derneği Yönetim Kurulu Başkanlığı yapmış.. Yani resim sanatının her yerinde bulunmuş ve resmi bir yaşam biçimi haline getirmiş. Ekpresyonizm akımını benimsediğini dile getiren Sime, Ressam Mustafa Dulda, ressam Mehmet Çekenoğlu, Çukurova Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Muzaffer Tire ve Çukurova Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Okan’dan sanat eğitimi aldığını anlatıyor. Sime şöyle devam ediyor; “Ağırlıklı olarak yağlı boya ve akrilik kullanıyorum.                                                                                                                                                                      İyi bir kanvas ve kaliteli boya kullanmaya özen gösteriyorum. Adana malzeme bulma açısından çağa ayak uydurma şöyle dursun, gerekli malzemeleri bulmak açısından bile yeterli değil… Satılan malzemeler ancak ihtiyacınızı gidermekle sınırlı kalıyor. Örnek aldığım birden çok ressam var… Egon Schiele… Van Dongen..Van Gogh. Adana ile İstanbul arasında sanatsal bir kıyaslama yapmaya çalışırsam bir Adanalı olarak çok eksiğimizin olduğunun farkına varmanın beni üzdüğünü söylemek zorundayım.”

 

DIŞARIYA KAPALIYIZ

 

Adana’da tam donanımlı bir kültür merkezi olmamasından yakınan Sime, bunun topluma da olumsuz yandığını ifade ediyor.

Sime, “Ne yazık ki bir kültür merkezine dahi sahip değiliz. İçinde okuma, konferans, sergi salonlarının bulunduğu, sanat müzesinin olduğu, konserlerin ve gösteri sanatlarının sahnelendiği bir merkez her Adanalının rüyası bence… Sanatçıların uğrak yeri olmaktan çok uzak kalıyor. Yerellik iyi ama dışarıya çok kapalı kalıyoruz. Yeterli sponsor yok. Sanat pahalı bir uğraş. Adana Belediyeleri daha duyarlı olmalı… Kardeş şehirler olmalı… Bu sayede değerli eserler ve sanatçıları tanıtmalılar… İstanbul müzeleri, galerileri, müzayede salonları, fuarları, kültür merkezleri ve bienalleri ile Adana’dan çok farklı bir konumda… Adana sanatsal açıdan dünle bugün arasında inanılmaz fark yaşıyor. Çok az sayıdaki galerilerimizde kış mevsimi boyunca her zaman bir sergi izleyebilirsiniz. Bir kaç küçük atölye dışında sanatsal eğitimin yeterli olmadığı inancındayım. Adana Çimento Sanayi yıllar önce resim yarışmaları yapıyordu. Yarışma sergileri, konferanslar Adana ressamlarına çok yararlı oldu. Ne yazık ki şimdi ondan da yoksunuz. Dünyanın her yerinde galeriler cumartesi ve pazar günleri geç saatlere kadar sanatseverlere açıktır. Neden Adana’da böyle değil, anlamış değilim…” diyor.

Kaynak:gunaydingazetesi.com.tr