‘En iyi makina en iyi fotoğrafı çekseydi en iyi daktilosu olan da en iyi romanı yazardı’

Daha cok sohbet ve eğlenme aracı olarak gördüğümüz sosyal medya, aslında dogru kullanıldığında büyük işlere kapı açabiliyor.

“En iyi makina en iyi fotoğrafı çekseydi en iyi daktilosu olan da en iyi romanı yazardı.”

Daha cok sohbet ve eğlenme aracı olarak gördüğümüz sosyal medya, aslında dogru kullanıldığında büyük işlere kapı açabiliyor. Atom Film kurucularından Ozan Sihay, sosyal medyayı bu anlamda en doğru kullananlardan biri. 10 bini aşkın takipçisi var ve sadece eserlerini paylaşıyor. Adana’yı keşfe çıkıyor ve videolarıyla fotograflarını beğeniye sunuyor. Rakamlar öyle gösteriyor ki Ozan Sihay bu işi çok iyi biliyor. Ve diyor ki, ‘En iyi makina en iyi fotoğrafı çekseydi, en iyi daktilosu olan da en iyi romanı yazardı’. İşin özü, teknoloji tek başına bir anlam ifade etmiyor, yaratıcılk da lazım.

 

RÖPORTAJ MURAT YILDIRIM

 

Bir işte başarılı olma konusunda sosyal medya ne kadar etkili?

Bence işinizi severek yapıyorsanız başarı bir noktada kaçınılmaz oluyor. İşini sevmek kaliteyi de beraberinde getiriyor zaten. Özellikle son yıllarda sosyal medya kullanımının da inanılmaz seviyede artması ile yaptığınız işlerin bu sayede yayılması ve daha çok kişiye ulaşması da çok daha kolay oluyor.

 

Sosyal medyadaki beğeniler ya da hoşnutsuzluk içeren mesajlar gerçekleri ne denli yansıtıyor?

Buna net bir cevap vermek çok zor aslında. Ama gözlemlediğim kadarıyla şöyle diyebilirim; Maalesef ego ve kıskançlık almış başını gidiyor. Çok yakın arkadaşlarınız bile yaptığınız işleri gerçekte beğenmesine rağmen bunu sosyal medyada sizin fotoğrafınızı ya da videonuzu beğenerek göstermek istemiyorlar. Bunun birçok nedeni olabilir tabi. Yine de eğer bir sosyal medya kullanıcıysanız emek verilen bir iş varsa ve gerçekten beğendiyseniz onu “Like” tuşuna basmakta sizi küçük düşürmez  En azından ben öyle düşünüyorum o yüzden beğendiğim her işi sosyal medyada da beğenirim. Bir de ne koysanız körü körüne beğenen bir kitle var ki oraya hiç girmeyeyim  Sorunun cevabına tekrar gelecek olursam bu dediğim nedenlerden dolayı beğeniler ya da hoşnutsuzluklar tam olarak gerçeği yansıttığını düşünmüyorum. Bazen hepimiz maalesef sanal bir dünyaya hapsolmuşuz gibi geliyor. Bu da bir özeleştiri tabi ki…

Kaç Instagram’da takipçin var?

Şu anda 10 bini geçmiş durumda takipçi sayısı.

 

Sosyal medyada ne paylaşacağını nasıl belirliyorsun?

Duruma göre değişiyor diyebilirim. Bazen anlık gördüğüm ve yakaladığım güzel bir fotoğrafı hemen paylaşıyorum. Bazen gündeme dair bir şeyler çekiyorum ve yüklüyorum. Fakat bunlar küçük bir kısmını oluşturuyor işlerimin. Asıl olarak not defterime aklıma geldikçe not aldığım fikirler var ve bunları madde madde yazıyorum. Bu fikirleri hayata geçirmek için (fotoğraf ya da video olarak) kendime bazı günler belirliyorum ve atlıyorum arabaya Adana’nın hiç görmediğim yerlerini keşfe çıkıp orada daha önce not aldığım fikirlere dair çekimler yapıyorum. Bu sayede yeni yerler görmüş ve keyif aldığım şeyi de yapmış oluyorum dolayısıyla.

 

Sosyal medyada popüler olmak yaptığın işi nasıl etkiliyor. Nasıl geri dönüşler alıyorsun?

Öncelikle popülerlik bence göreceli bir şey gibi geliyor  O yüzden kendimi o kalıba koyamam asla. Kimse de koymamalı bence. Az önce de bahsettiğim gibi sevilerek yapılan işler her zaman bir şekilde geniş kitlelere ulaşıyor  Dolayısıyla iş olarak geri dönüşleri de çok fazla oluyor. Eleştiriler olmuyor mu bu arada? Tabii ki oluyor, özellikle de yakın çevremdeki belli bir görüşe ve estetik anlayışa sahip arkadaşlarımın eleştirmesi benim için çok önemlidir.

 

Sosyal medya Adana dışına açılmada önemli bir mecra mı?

Buna sadece Adana ve sosyal medya olarak bakmayalım. İnternet ağı genişledikçe dünya daha da küçülüyor. Her an her yerde olabiliyorsunuz. Mesafelerin pek bir önemi kalmadı. Özellikle Instagram şu anda dünyada akıllı telefon kullanan hemen hemen herkesin telefonunda mevcuttur. Siz bir paylaşım yaptığınız anda dünyanın diğer ucundaki birisi anında görebildiği için şehirlerin, ülkelerin pek bir önemi kalmıyor.

 

Foto ve videoları hangi programlarda derliyorsun?

En çok sorulan soru da bu oluyor bana. Çünkü paylaştığım hiçbir fotoğraf ya da video ham halinde değildir. Şu andaki fotoğraf derneklerinde yapılan sergilerde ya da dünya çapında yarışmalarda genellikle üzerinde oynanmış fotoğraflar kabul görmez. Fakat ben bunu yarışmalar için değil kendim için yapıyorum  O yüzden üzerinde alabildiğine oynuyorum ve çektiğim fotoğrafı ilk halinden bambaşka bir hale getiriyorum. Yıllardır babam Aydın Sihay’ın yanında Sihay Reklamevi’nde alaylı bir grafik-tasarımcı olmamın da getirdiği bir avantaj ile photoshop programına çok hakimim diyebilirim. Bu bilgisayarda kullandığım program tabii. Telefonda ise Snapseed, VSCO, Picsart gibi programlarla fotoğrafları işliyorum. Video konusunda ise, Tufan Şimşekcan ile kurduğumuz Atom Film’de yaptığımız işlerin bana çok şey katması ve kendimi geliştirmemin bir sonucu diyebilirim. Videoda kullandığım tek program ise bir tür profesyonel görsel efekt programı diyebileceğim After Effects.

 

İşini yaparken komplike, teknolojinin son ürünü cihazlar kullanıyor musun? Ne tür cihazlarla çalışıyorsun?

Teknoloji ile aram çocukluğumdan beri hep iyi olmuştu. Sürekli yeni çıkan ürünleri takip etmeye çalışırım. İnceleme videolarını izlerim, gider mağazasında bizzat incelerim, test ederim ve fiyatı uygun olduğu sürece almaya çalışırım. Şu anda da hayalimde canlandırdığım kareleri çekebilmek için farklı fotoğraf makinaları ve lensler kullanıyorum fakat son olarak bu keyifli röportajı Üstad Ara Güler’in sözleri ile bitirmek istiyorum; “En iyi makina en iyi fotoğrafı çekseydi ; En iyi daktiloya sahip olan da en iyi romanı yazardı…”

Kaynak: ilkhaber-gazetesi.com