Etem Çalışkan ‘Bir Yörük Öyküsü’ – Salime Kaman yazdı…

ÜLKÜSEL BİR BİRLİKTELİK İLE KENDİ GÖRSEL DİLİNİ AYNI DÜZLEMDE BULUŞTURAN YÖRÜK BİR DİL ETEM ÇALIŞKAN

Bir Yörük Öyküsü’ Etem Çalışkan Resim Sergisinde Adana Başkent Üniversitesi Kışla Yerleşkesi Sergi ve Toplantı Salonunda Etem Çalışkan’a ait 2020-2021-2022-2023 yıllarında yaptığı 56 eseri sergileniyor.

Bir Yörük Öyküsü’ Etem Çalışkan Kitabı, Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi tarafından Vadi Matbaacılık-Adana 2024 basılmıştır. Dijital baskıdır.

Yazarlar: S.Haluk Uygur-Ahmet Karataş- Adnan Karataş- Ali İhsan Ökten- Ayber Hastürk- Ekber Yeşilyurt- Mehmet Emin Arıcı- Orhan Apaydın- Sabriye Şeker- Şirin Şengel.

Tarih 17 Mayıs 2024 saat 18.30 da sergi açılışı yapıldı. Büyük bir izleyici gurubu tam zamanında salondalar. Herkes büyük bir saygıyla ve hayranlıkla sanatçı eserlerinin önündeler. Salon sessiz. Resimler devleşmiş. İzleyiciler her resmi okuyor, matematik çözüyor, şiir dinliyor, çizginin gizemini, çizgiyle- resmin buluşmasını ve ikisi arasındaki özdeşliğin peşinde, sanatçının felsefesiyle gözlerini çeşitli açılarda buluşmak için gayret sarf ediyor. Tekrar izliyor. Sergiyi tam tur gezdikten sonra benim gibi ikinci tur okumaya sıraya girenler var. Bazı resimleri de evde okumak için fotoğrafını çekiyorum. Satın aldığım kitabın sayfalarını kontrol ediyorum. Görseller kitapta. Mutluyum.

Teşekkürler Etem Çalışkan, teşekkürler emeği geçen tüm sanat dostları. Etkinlik bir şölen havasında. Sanatçı aramızda görselleriyle, içten samimi hoş sohbetiyle.

Adanalı sanatseverlerin mutlaka ziyaret etmesi gereken bir sergi.

Etem Çalışkan, ‘85 yıllık ayak izlerim’ dediği resim çalışmasında, çağdaş sanat tarihi dönemine en iyi örneklerini veren çıplak ayakları ile güneşe dört nala koşan bir sanatçı, kaligraf, dellenmiş bir akıllı. ‘Akıllı Eşşek Odası’ dediği çalışma odasında, sanatçının zamanla yarışa girdiği, ‘nur’a ulaşmak için bitmek bilmeyen üretimleri ile kendi cennetine koşan çıplak ayaklar.

Bizleri bu toprakların  yazınsal ve görsel metin ilişkilerini duygusal boyutlarına ulaştıran ve bunu bizlere bir ansiklopedik bilgi gibi sunan sanatçı, bir grafiker, bir hat/ kaligraf, bir ressam, bir şair. Kendi yarattığı felsefesi ile bir felsefeci.

Yaşadığımız dünyada olup bitenleri anlamak, yaşamımıza nasıl bir anlam kazandırabileceğimizi bilmek için bir dünya görüşümüz olmalıdır. Her dünya görüşünün temelinde de bir felsefe yatar. Etem Çalışkan’ın kendi dünya görüşüne göre de derin hem de çok derin bir felsefesi vardır.

1928 yılında doğan Etem Çalışkan, 3 Kasım 1928’de gerçekleştirilen Harf Devrimi ile aynı yıl doğmuş olmasının da Güzel Sanatlar Akademisi’nde hat bölümünü seçmesinin de bir işaret olduğuna inanmış, kabul etmiş ve ömrünü güzel yazı yazmaya adamış bir sanatçı.

Etem Çalışkan, çalışmalarına imzasını tarihsel bir alt yapıyla atmıştır. Kendi felsefesiyle yaşamında ki bu olumlanmalarını, söyleşisinde şöyle anlatır.

2024 yılı şu anda kullandığımız Miladi takvime göredir. Yani, İsa’nın doğum tarihi milat olarak alındığı için 2024’dir.

Etem Çalışken kendi miladının, yazının icadıyla başladığını söyler. O’na göre, ‘yazı yoksa tarih de yoktur’. Yazı, M.Ö.4000 yılında icat edildiyse ve bugün içinde yaşadığımız yıl da ‘O’ na göre 6024 dir.

Yazının icadı ile tüm bilgilerin bugünlere gelmesi, geçmişi aydınlatması sağlanmışsa o zaman bu tarihte herkes içinde bir milat olmalıdır.

Aydınlanan herkes için!

Etem Çalışkan, sergilenen eserlerin tamamında imzasını atarken ‘Yazı Miladı’nı kullanarak imzasını atmıştır. Bir sanatçı için bu tarihi resminde imzasının yanında yazması hem sanatsal hem de felsefi bir yaklaşımdır.  Kendi dünya imgesini yaratırken ve kendine özgün bir tarzda biçim verirken dünya görüşünün özümlenmesine ilişkin etkide bulunmaktadır. Özellikle yaşadığımız hayatta kendimize bile telkin ettiğimiz şu sözü unutmak mümkün değil.

‘Söz Uçar Yazı/Yaz-ı Kalır’.

Dünyaya dilin temsili anlatımları üzerinden bakan sanatçı dil aracılığıyla sanatını oluştururken dile birtakım fonksiyonlar yükler.  Bu fonksiyonlardan biri de meteforlardır. Felsefi olarak bakıldığında metafor bir olaya, bir duruma, bir duruma yeni bir anlam yüklemektir. Bunu da kendi yarattığı felsefi bakışıyla çok başarılı bir şekilde görselleştirmiştir.

‘Güzel yazı insanların hayata daha pozitif bakmasını sağlar’ diyen Etem Çalışkan günün her saatin de selamlaşmalarını ‘gün-aydın’ ile yapması, ‘O’nun bir başka felsefi sözüdür. Ömrünü yazıya adamış, bir hat/ kaligraf, gazeteci, döneminde ışığını kimseden esirgemeyen, gençleri aydınlatan bir eğitimci ve ressamdır. Dünyada en çok basılan Atatürk Portresinin çizeridir.

  1. Atatürk imzasını stilize etmiştir.

Yazı kutsaldır derken, bunu 6024 yıl öncesinde başlayan çivi yazısına kadar götürür ve ayırım yapmaz.

Sanatçı, TÜRK ALFABE’mizin, ilk harfi ‘A’ dır, üç çizginin ahenkli buluşmasıyla oluşur, son harfi ‘Z’ dir ve bu da üç çizginin buluşmasıdır derken, okur yazarlığın önemiyle birlikte bunların güzel yazılması ve resimlerinde bunlarla sanata ulaşmasının örneklerine de heyecanla değinir.

Tıpkı Mustafa Kemal Atatürk’in ‘Yüksek uygarlığın merdivenleri sanattır’ sözleri gibi.

Kendi köyünden, ilkokul sıralarından başlayarak bıkmadan usanmadan bu günlere gelinceye kadar, daha güzelini nasıl yazarım diye uğraşırken, umudunu kırmadan hep yarınları düşleyerek hayal kurarak kendi sanat merdivenini yaratmış Çukurovalı Sanatçı Ethem Çalışkan, içindeki çocuk/çocukları coşkuyla büyük bir enerjiyle susturmadan yazıyor, konuşturuyor, dinletiyor ve resmettiriyor. Kutlarım sizi hocam!

96 yıllık ömrünü güzel yazı yazmaya adayan sanatçımızın ilk resim yeteneğinin görüldüğü ve kendinin de fark ettiği resmi, yazmayı ve okumayı öğrendi gün evde çizdiği ‘AT’ resmi olmuştur.

İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Afiş bölümüne giren Etem Çalışkan, Hattat Emin Barın’ın, galeri ve desen hocası olan Sabri Berkel’in öğrencisidir.

Güzel yazı yazdığı gibi resim yaptığını hatta harfleri kullanarak müzikte yaptığını ifade eden Etem Çalışkan, resimlerinde harfleri bazen birer nota gibi kullanır.

Kendisinin kurallar içinde kuralsız özgür bir sanatçı olduğunu söyler. ‘Çünkü ben bir ‘yörüğüm’ ve ‘yörükler de özgürdür’ der.

O’nun ifadeleriyle hat çizginin adıdır. Ve dosdoğru bir çizgidir. Kendisi için ‘Güzel yazı sanatçısıyım, kaligrafım ya da hattatım diyen Etem Çalışkan yeni yazı üzerinde Emin Barın’ın yanında çalışmaları sürdürmüştür.

Cumhuriyet ve Atatürk sevdalısı Etem Çalışkan, hocası Emin Barın ile birlikte Anıtkabir duvar yazılarını, Nutuk, Gençliğe Hitabe, İstiklal Marşı, Kur’an-ı Kerim’in Türkçesini, Atatürk’ün imzasını, Yunus Emre, Mevlâna, Aşık Veysel sözlerini kaligrafik olarak yazmıştır.

Her çizgisinden yayılan ışıklar ve yansımaları farklı farklıdır. Çizgilerden imgeler yaratan ve bu imgeleri renklerle enerjiye dönüştüren bir sanatçı. Bazen tikelden tümele bu özelliği çok baskın ve ağırlıklı, bazen de tümden tikele yolculuk içinde. Sanatçı, tüm bunları tek bir yüzeyde birbiri üzerinde ama birbirini incitmeden ve kıskanmadan/kıskandırmadan beraberliğinden çok mutlu ve bir o kadarda sabırlı Etem Çalışkan imgeler buketini sunuyor izleyicisine. Bu buket, Cumhuriyetin ilanından itibaren hatta yazının icadından itibaren ülkemizin her yönünü aydınlatan, ışık/ışıklar buketlerinden biridir.

Etem Çalışkan eserlerine bakan bir göz, bütün bir imge görür. Bu imgeler, çizgilerle, denklemlerle, yazılarla ve sanatçıyı coşturan enerji patlaması dediği renkleriyle hayat bulur. İzleyici, akışkan bir görsel içinde Cumhuriyetimizin temel değerleri ile aydınlatılmış bir evrene girer. Bu, Türk Çağdaş Resim Sanatı’na Ethem Çalışkan ışığıyla temelden gökyüzüne yükselen strüktür farklılığı ile bir ders niteliğindedir diyebilirim.

Çizgilerimi bozmayın dediği çalışmalarında, kendi portresini de karalarken dikey, yatay ve eğri çizgilerle yarattığı imgelerinde çizginin gizemini, özgünlüğünü cesurca sergilemiştir. Arşimet Çalışkan imzalı işinde, çizgileri ön planda karşımıza çıkan resimlerinde renk etkilerini de dengeli bir şekilde kullanmıştır. Çizgiler, çok ustaca kullanılmıştır. Bazen bir çizgi resim, bazen de bir resim çizgi gibidir ve ikisi arasında bir özdeşlik olma hali vardır.

Bazı resimlerde şiirler yazmıştır. Şiirlerin, heykel ve resim ile karşılaştırıldığında daha büyük bir etki uyandırdıkları kaçınılmazdır. Bu yüzden Etem Çalışkan’ın resimlerinde şiirsel imgeleri güzel yazı etkileri ile de oldukça büyüktür.

Nesneler ya da görüntüler tek başına bir imgeyi oluşturamazlar. İmgeler bir olayı, bir geçmişi, bir yaşanmış vakayı aktardıkları için, geçmişi görselliğe taşıdıkları için imgedirler. Bu da Etem Çalışkan’ın 96 yıllık yaşantının içinde oluşturduğu ve çok iyi kullandığı imgeleridir. Hazine değerindedir.

Sait Ya da ‘Yazı Sanatı’ kitabında dediği gibiDünyanın en zengin hazinesi, iyi öğrenilmiş bir sanattır.’  Etem Çalışkan da 96 yılda kazandığı hazineleri, paha biçilemeyecek değerdedir. Çukurovalı Sanatçımız Etem Çalışkan Hocamıza sağlıklı nice yıllar diliyorum.

Salime Kaman
Ressam- Sanat Eleştirmeni
Adana-Mayıs 2024

YEDİNCİ KEZ KARNAVAL KAFASI ADANA’DA SOKAKTA - Salime Kaman yazdı... 2