Geleceğin 10 yazarı /Ebru Öjen

Edebiyat dünyasının alanında yetkin 10 ismine ‘İlk kitabıyla dikkatlerini çeken, yeni çalışmalarını merakla bekledikleri yazarları’ sorduk. Ortaya Türkiye edebiyatının yeni yıldızları çıktı…

Büyük edebiyat jürisi seçti
Doğan Hızlan / Selim İleri / Latife Tekin / Ömer Türkeş / Ayfer Tunç / Metin Celal / Handan İnci Semih Gümüş / Seval Şahin / Kemal Varol

 

 

YAZDIKÇA KENDİMİ ÇEKİCİ HİSSEDERİM

Ebru Ojen
Aşı, Raskolün Baltası

2014’te yayımlanan romanı ‘Aşı’da; bir devlet otoritesi tarafından ülkenin doğusunda aşı yoluyla gerçekleştirilmek istenen doğum kontrolünün köylerde, kasabalarda, kentlerde daha doğrusu tek tek zihinlerde yarattığı korkuyu anlatıyordu Ebru Ojen. Aslında beden meselesi üzerine bir isyan metniydi ‘Aşı’. Kimi dergilerde yayımlanan öykülerde de yine bu mesele etrafında, ‘doğal’ bir biçimde yazıyor Ebru Ojen. Sevmediği ütüden kaçmak için bahane üreteyim derken, yeni öykü kaleme aldıran bir doğallık bu. Çok zaman, biraz ağzı bozuk… Hem babasının görevi dolayısıyla yaşadığı farklı coğrafyalar, hem akraba saydığı yazarlar sağlıyor bu doğallığı. Yazmaya başladığı ilk günden itibaren “cinsellik, sınırlanma, karşı olmak, isyan etmek, saklanmak, küfür, kusmak, bağırmak, kafa tutmak, kan, hiçlik, boğuşma, boşalma, dışlanma, öç, cinsel organlar, dışkı, zehirler, çiçekler, mantarlar, kimyasallar vs. gibi konularda” yazmayı çok sevdiğini belirten Ojen, “İlk okuduğum kitap Marquis de Sade’ın ‘Justin’ kitabıydı. Bence Sade 1740’ta ‘İğrenç olan her şey vardır’ demek için dünyaya geldi! Sade dışında Beat kuşağı şair ve yazarlarını severek okurum. Ferlinghetti, Ginsberg, Neal Cassedy… Jack Kerouac’ın yazdığı her şeyi okudum” sözleriyle yakın hissettiği yazarlarını sıralıyor. Yazmakla olan ilişkisini ise “Yazdıkça kendimi çekici hissederim. Sanki memelerimi açmışım ve bütün bağnazlar üzerime tükürüyormuş gibi olur” diye belirten Ebru Ojen, romanındaki isyanı da Aragon, Eluard, İsmet Özel, Ece Ayhan, Nietzche, Sylvia Plath, Can Yücel, Turgut Uyar, Cemal Süreya gibi yazar ve şairlerden aldığı ilhamla açıklıyor. Ojen; şu an tıpkı ‘Aşı’daki gibi, yine otoriteyle ilişki ve ‘beden’ meselesini bir araya getiren romanı üzerinde çalışıyor.

 

DİLE DAİR BİR İTİRAZ                
Deniz Gezgin
Ahraz, Sel Yayınları
Geleceğin 10 yazarı

Daha önce ‘Hayvan Mitosları’, ‘Su Mitosları’ ve ‘Bitki Mitosları’ adlı inceleme kitaplarına imza atmış Deniz Gezgin, edebiyata ‘Ahraz’ adlı romanıyla giriş yapmıştı. Türkçe sözlüklerde ahraz kelimesi için ‘dilsiz’ ve ‘sağır ve dilsiz’ açıklamaları yapılıyor. ‘Ahraz’da; tıpkı adı gibi dilsiz ve sağır bırakılanı sözcüklerin derin köklerine dokunarak duyan, duyurmaya gayret eden bir romana imza atan Gezgin şöyle açıklıyor romanını: “Ahraz, kötülüğe bir aileyle ve sonucunda toplumla kuşatılmışlığa, dille mühürlenmiş söylencelere, günâh keçilerine, suç ve sus birliğine dairdi.”
Romandan önce hazırladığı kitapların da etkisiyle doğaya kulak kesilmiş, unuttuğumuz bir dille ve bu sayede erillikten uzak, doğurgan, yaratan bir dille anlatıyordu Gezgin. Yazıyla ilişkisini de yine dil derdiyle açıklaması da bundan: “Yazıyla düşünmeye geçişimin dile dair itirazımdan doğduğunu biliyorum. Dilden dil yoluyla çıkmak belki ilk başta kulağa tuhaf geliyor ama kelimelerin sabitleyen yükünden başka türlü kurtulunmuyor. Bunun çocukken çarşaflardan bir mağara oluşturup içinde gecelemekle aynı şey olduğunu düşünüyorum. Çok güçlü bir sezgiyle duyduklarınız evde, odada, kapalı olduğunuz bilgisiyle nasıl kırılıyorsa yetişkinlikte de hayal gücünüzün önü aynı yapılarla hece hece örülüyor, neyse ki çıkış var, benim meylettiğim yazmak.”
Kültür tarihi üzerine çeşitli mecralarda yazan Gezgin, “Nispeten şehirden uzak bir yerde, mümkün olduğunca suya toprağa yakın” yaşadığını belirtiyor “İnsan olmakla, yer çekimiyle, yani kapladığımız hacimle, en başından beri duyduğum ağrıyla, meselemin aslıyla ilişkili. Yabanıl bir yordamla” yazdığını söylediği söylediği ikinci romanını henüz tamamladı…

Diğer yazarlar için linke tıklayınız

http://www.hurriyet.com.tr/gelecegin-10-yazari-40354114