İnsanın içini yüzüne vuruyor – Kudret Sönmez

Müslüm Teke
Müslüm Teke

Bugünkü konumuz insan yüzü…

Sahip olduğu 44 kasın hareketiyle duyguları dışa vuran, içerdeki dünyayı firar ettiren… Korkuları, hüzünleri, tiksintileri, şaşkınlıkları ve mutlulukları görünür kılan, aynı zamanda surat diye de bilinen… Vücuttaki diğer organların saklamaya çalıştıklarını cömertçe açığa çıkartan… Dönüşebildiği binlerce ifade şekliyle dünyanın her yöresinde, kültüründe rahatlıkla okunabilen… Edebiyatçının, senaristin, müzisyenin, ressamın kaleminden düşmeyip heykeltıraşın keskisinin ucunda özgünce şekillenen insan yüzü.

*****

Gaziantep’te 1974 yılında doğmuş Müslüm Teke… Lisans eğitimini, 1999’da Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim Ana Sanat Dalı’nda tamamlamış. Ardından, Gaziantep Güzel Sanatlar Lisesi’ne sınavla atanmış. 8 yıl sonra da Adana’ya gelip yerleşmiş.

Çalışmalarını kendi atölyesinde sürdüren Müslüm Teke, genellikle insan yüzlerinin ön planda olduğu resimlerini şu sözlerle anlatıyor:
“Temam insan; biraz ben, biraz sen… Bilinç altı ya da üstü, görülen/görülemeyen, bazen adı konulamayan karmaşık ruh halleri, gelgitler, zaman sancıları, portrelerin içindeki bir şeyleri arama, bulmaya çalışma ya da akışına bırakılıp gittiği yere kadar giden çizgiler… Tanıdık veya tanımadık hepimizin yüzlerini yapıyorum, üstümüze düşeni alalım diye.”

SANATIN GÜZELLİĞİ
Yerel ya da ulusal düzeyde birçok karma sergiye katılan, kişisel etkinlikler düzenleyen Müslüm Teke sözlerine şöyle devam ediyor:

“Sanat paylaşınca, ulaştırınca, insanlara yakınlaştıkça güzelleşiyor… Atölyemde sürekli yeni şeyler üretiyorum. İnsan yüzleri, gizemleri, bakışları, boşlukları, insan üzerindeki etkilerini irdeliyorum. Bilinç altı ya da üstü, sürekli arayış içindeyim.”

*****

Hayat akıp giderken yüzümüzde nice kanallar açıyor… Ve o kanallar çoğaldıkça, içimizde birikmiş yaşanmışlıklar umarsızca dışa çıkıyor.