Adana’da yol kenarlarına belediyenin diktiği jakaranda ağaçları şehri mavimsi mora bürümüş. Anavatanı Brezilya olan bu ağaçlar nisan – eylül arası çiçek açarmış.
Adana’nın sağı solu yemyeşil.
Nehir ve baraj gölü Adana’ya hayat veriyor. Nehrin iki yakası ve baraj gölü çevresi iyi değerlendirilmiş. Parklar, yürüyüş yolları yapılmış.
Adana’da hızlı değişim var. Eskiden Adana denilince Bossa, Güney Sanayi, Paktaş, Çukurova Sanayi, Sasa, Özbucak, Berdan ve Marsa gündeme gelirdi. Şimdi onlar gitmiş, Biliciler, Kıvanç Tekstil, Halil Kadı, Oğuz Tekstil, Nuri Çomu’dan söz ediliyor. Pamuğun yerini narenciye almış.
Eski yıllarda Adana’ya gidildiğinde, Turan Pavyon’da, Zennube dinlenir ve izlenirdi. Bu gidişimizde Adana Devlet Tiyatrosu’nda sahnelenen oyunlardan birini izleyemedik ama, Belediye Konser Salonu’ndaki Adana Senfoni Orkestrası’nı dinledik. Salon, klasik ve görkemli, orkestranın genç sanatçıları çok başarılı idi. Salonda boş yer yoktu.
Kitap kulübü
Adana’ya ‘kitap kulübü’ toplantısı vesilesiyle gittik. 1971 Robert Kolej çıkışlılardan bir grup, yılda 6-7 kez biraraya gelme arayışında 2009 yılında bir kitap kulübü kurmuşlar. İlk toplantıda Robert Kolej Yüksek Okulu İş İdaresi ve İktisat bölümü Dekanı, İktisat hocası rahmetli Prof. Dr. Oktay Yenal’ın “Cumhuriyet’in İktisat Tarihi” başlıklı kitabı tartışılmış. Kulübün her yıl bir toplantısı Mehmet Yaltır ve Jozef Amado’nun ev sahipliğinde Adana’da yapılıyormuş. Son toplantıda benim kitabım tartışıldı. Toplantıya, çoğu Robert Kolej’in üniversiteye dönüşmesinden bir önceki yıl mezun olanlardan, Ekrem Ekinci, Giray Velioğlu, İsmail Yalçınkaya, Jozef Amado, Kamil Erker, Mehmet Yaltır, Muharrem Aktaş, Muammer Ekim, Necil Berkant, Süheyl Açıkel, Tuncay Sergen, Yakup Dilmener, Faruk Çavuşoğlu, Kemal Doğansel, Mithat Yaltır ve bazılarının eşleri katıldı.
Kulüp üyeleri yılda 6-7 kitap belirliyor ve bu kitapları okuduktan sonra genellikle yazarın da katılımıyla biraraya gelerek tartışıyorlarmış.
Narenciye önemli
Narenciyenin önemi büyük. Ama narenciye yetiştiricileri ihracattaki tıkanmadan endişeli. Çünkü ihracat olmazsa ürün elde kalacak.
Narenciye yanında örtü altı taze meyve ve sebze üretimi de önem kazanıyor.
Ne var ki, tarım ürünü denilince hemen gündeme maliyetin yüksekliği, pazarlama güçlüğü geliyor.
Adana eskiden beri göç alırdı. Şimdilerde Suriyeli sığınmacılar sorun teşkil ediyor. Sığınmacıların iskanı çok önemli. Tarım işletmelerinde çalışmaya başlamışlar.
Ekonomideki ve sosyal hayattaki değişim Adana’da şehir hayatında, yaşamda iyileşmeyi hızlandırmış.
Eskiye göre daha canlı, daha neşeli bir Adana ortaya çıkmış. Adana’lıların çoğu eskisi gibi Adana’dan kaçmayı düşünmüyor. Adana’da yaşamaktan memnunlar.
Kaynak: Milliyet