Kaldırın şu heykelleri buradan!

Rejimler değiştikçe onlar da değişti; gazeteci Belma Akçura’nın Türkiye ve dünyadada heykellerin hikâyesini çarpıcı örneklerle anlattığı kitabı raflarda.

Gazeteci yazar Belma Akçura’nın “Kaldırın şu heykeli buradan” adlı son kitabı İletişim Yayınları’ndan çıktı. Beş bölümden oluşan kitapta, Türkiye siyasetinin heykelle sınavını anlatan yazar, aynı zamanda, toplumların siyasal ve kültürel geçmişlerinde önemli rol oynayan dünya liderlerinin heykellerinin hikâyelerine de yer veriyor.

Akçura kitabında ülkelerin rejimleri değiştikçe heykellerin de değiştiğini, Lenin, Stalin, Hitler, Franco, Pinochet, Churchill, Gandi, Saddam, Mübarek, Kaddafi, Rabin, Pehlevi, Esad, Şaron, Chavez, Churchill gibi liderlerin kırılan, parçalanan, depolara atılan heykelleriyle bir tarihin nasıl sorgulandığını çarpıcı örneklerle aktarıyor. Günümüzden Berlusconi, Netanyahu, Trump, Putin gibi liderlerin karikatürize edilmiş heykelleriyle devasa boyutlardaki görkemli heykel algının nasıl yerle bir edildiği de kitapta anlatılıyor.

Belma Akçura, kitabı için, “Dünyada heykeli ‘dikilecek’ olanların, tarih içerisinde heykeli ‘yıkılacak’ olana doğru yol almalarının hazin hikâyesi” diyor.


Belma Akçura

Kitap, ırkçı, tacizci, cinsiyetçi, sömürgeci olmakla suçlanan siyasetçilerden sanatçılara, bilim insanlarından akademisyenlere kadar pek çok ismin heykelinin kırılmasını da konu alıyor. Neden kadın heykeli yok? Kitap; kadınların heykellerinin neden olmadığını, bir heykelin ülkelerin arasını nasıl açtığını, muhafazakârların heykele bakışından, bir heykelin kiliseye arkasını dönünce nasıl kıyamet koparıldığına kadar pek çok konuyu referans alınacak bilgiler eşliğinde titizlikle ele alıyor.

Derin devlet” üzerine araştırmalarıyla tanınan yazar Belma Akçura, son kitabında da güncel siyaseti heykeller üzerinden sorguluyor ve uzunca bir liste eşliğinde şu soruyu yöneltiyor: “Atatürk’ün kırılan heykelini gömdüler. Lenin’i denize attılar. Stalin’i parçalara ayırdılar. Saddam’ın boynuna ip doladılar. Pehlevi’nin ayaklarını sarayın kapısında bıraktılar. Esad’ın ağzına ayakkabı yapıştırdılar. Mübarek’in gözlerini oydular. Kaddafi’nin kafasına ayaklarıyla bastılar. Netanyahu’yu devirip kafasını ezdiler. Rabin’in heykelini gamalı haç ile tahrip ettiler. Hitler’in kafasını kopardılar. Franco’nun derin dondurucuya soktular. Pinochet’nin dışkıdan heykelini diktiler. Sömürgecilikle suçlanan Kolomb’un boynuna ip dolayıp yerlerde sürüklediler. Gandhi’nin heykelini ‘ırkçı’ diyerek kaldırdılar. Churchill heykeline Mohikan kesimi saç eklediler.  Şaron’un ‘komada’, Berlusconi’nin ‘tabutta’ heykellerini diktiler. Putin’in heykelini bıçakladılar. Trump’ın heykelinin kaidesine ‘Üzerime işe’ yazdılar. Sizce neden?

Yazının devamını okumak için tıklayın