Tarihleri hatırlamakla aram hiç iyi değildir. Sanırım 90 yılların başlarıydı… Suat Yalaz kültür sanat festivaline konuk olarak gelmişti. Tabii Öncül ile hemen Suat abinin mihmandarlığını üstlenip rakı kebap yaptık. Suat abi “Ya çocuklar beni yüzme havuzuna götürebilir misiniz” dedi. “Abi hayırdır” deyince ilk gençlik yıllarında, babasının işi dolayısıyla bir-iki sene Adana’da kaldıklarını, bu süre içerisinde yüzme havuzuna çok takıldığını, hatta yüzme yarışlarına katıldığını anlattı. Aldık Suat abiyi yüzme havuzuna götürdük. Kapalıydı. Rica ettik açtırdık. Suat abi biraz dolaştı havuz kenarında… “Ya cocuklar ben havuza girmek istiyorum be” dedi… Şaka yapmıyordu, ciddiydi. “Olur abi, hallederiz” dedik. Az sonra Suat abi çocukluğuna kulaç atarken Öncül ile birlikte şaşkın şaşkın onu seyrediyorduk….
Abidin Dino, Turhan-İlhan Selçuk gibi daha bir çok yazar çizerin yolunun bir şekilde Adana’ya düştügünü biliyordum ama Karaoğlan’ın çizeri Suat Yalaz’ında iki yıl Adana havası soluduğunu o gün öğrenmiştim. (Sefa Sofuoğlu)