Lokomotif homurdanarak gelir önümde dururdu.
Sağından solundan buharlar fışkırırdı.
Bu demir yığını ürkütürdü beni ama severdim de.
Babam bizi zaman zaman Mersin’e götürürdü.
Bir elimde simit diğerinde gazoz peronda heyecanla treni beklerdim.
Sesini duyardım önce.
Sonra kendisi görünürdü.
Heyecanlanırdım.
Pencereden manzara akıp giderdi.
Telefon direkleri geçerdi.
Evler geçerdi.
El sallayan çoçuklar geçerdi.
Ağaçlar geçerdi.
Hayat pencereden akıp giderdi.
Ben de hayallere dalar giderdim.
Adana / Kasım Gülek köprüsünden