Gorki’nin, “Bozguncu” öyküsünü, modern edebiyatının kurmaca metne dair kuramsal ölçeklerine vurmadan da okuyabilmeliyiz. Edebiyatçı olmayan ne çok kişi okusun isterdim bu öyküyü.
Sabahattin Eyuboğlu’nun, ölümünden sonra notları arasında bulunan “Yazar Üzerine” başlıklı aforizmalarındaki “Karısını, kızını satan mutsuzun suçu, kalemini satan yazarın suçu yanında devede kulaktır.” (Sanat Üzerine Denemeler ve Eleştiriler, Cem 1997) karşılaştırması, sınav adaylarının konu anlatım kitaplarındaki ‘cümlede anlam’ konusunda yer alan ‘karşılaştırma cümlesi’ örneklerine eklenip geçilecek sıradan bir cümle değildir. Eyuboğlu, açık seçik biçimde ‘namus’ ile ‘yazı’ karşılaştırmasını ‘ahlak suçu’ ölçeğiyle yaparken ‘yazı’ ahlaksızlığının boyutuna dikkat çekmek istemiştir karşılaştırmasıyla. Bu yazımın, adı geçen karşılaştırmada tartı ayarını belirlemek gibi bir kaygısı yok. Sorun(um), ‘kalemini satmak’ deyiminin izleğinde edebiyatın kurmaca bir metnini bugün için okumak.
Türkiye’nin, Avrupa’ya “kıvılcım” olarak gönderip de oradan “volkan” biçiminde dönmelerini beklediklerinden biri; çevirmen, akademisyen, deneme ve eleştiri yazarı, eğitim müfettişi, sinemacı Sabahattin Eyuboğlu’nun, ‘kalemini satmak’la suçladığı ‘yazar’ sözüyle kimleri kastettiği belli değil ancak toplumsal yaşamdaki etkinliği dikkate alınırsa suçlamanın hedefinde ‘gazeteci yazarlar’ olduğu söylenebilir. Genel adlandırmayla ‘yazar’ topluluğunun içinde olanlardan hiçbiri, ‘kalemini satmak’ gibi ağır bir suçu kesinlikle kabullenmez. Bu böyle de her birimizin yaşamdaki tanıklıklarımız bir yanılsama ve ‘kalemini satmak’ deyimi de bu yanılsamalardan mı türedi acaba? Peki ya edebiyat çevrelerinde ‘yaşadıklarını yazıyor’ olmakla suçlanmış Gorki, “Bozguncu” öyküsünü ne diye yazdı dersiniz.
Dünya edebiyatında Ana (1906) romanıyla bilinen çağdaş Rus edebiyatının “toplumcu gerçekçi” yazarı Maksim Gorki (1868-1936), ‘otodidakt’ kişiliğiyle de bilinmesi gereken bir edebiyatçıdır. Anlatılanlara bakılırsa yalnızca birkaç aylık ‘okul eğitimi’ ile yetinip sekiz yaşlarında çalışmaya başladığı anlaşılan öykücü, romancı, tiyatro yazarı ve Sovyet Yazarlar Birliği kurucusu ve ilk başkanı Gorki, bu yönüyle de önemli bir isimdir edebiyat dünyasında.
Gorki’nin, 1897’de yayımlandığı anlaşılan ‘yazılması gerekeni yazmak’ durumundaki gazete başyazarının geçmişine yönelik sorgulamayla sorunu neredeyse ‘ruhunu satmak’ boyutuna vardıran “Bozguncu” (Bozguncu -Seçme Öyküler-, Can 2015) öyküsünü okuduğumda Sait Faik’in, “Ay Işığı” öyküsündeki iş bulmak için gittiği gazetede başmuharririn kendisine “Nasıl bir dünya arzuluyorsunuz?” sorusuna tarihsel bir cevap veren genç işsizini düşündüm. Bu da Sait Faik’in ‘dünya bozguncusu’ dedim öyle ya beğenmediği dünyaya eklemeler yapıyor öyküdeki genç işsiz de.
Yazının devamını okumak için tıklayın