Ben ilkokul-dayken, 70’li yıllarda, müzik derslerinde mandolin ve blok flüt enstrümanları arasında bir tanesi seçilirdi (klasik devlet ilkokuluna gittim). Ben mandolinciydim. Çünkü gitar çalmak istiyordum ve telli çalgılara ilgim vardı. Flütçüleri biraz aşağılardık biz mandolinciler. Çünkü görkemsiz, tekdüze sesli, tek sesli blok flüt bize her şeyiyle basit görünürdü. Ama işte o yıllarda aslında amaç tam da buydu. “Basit” sihirli kelime.
Kolay taşınan, Anadolu’daki kavalın bir nevi standardize edilmiş hali olan flüt, pratik bir enstrümandı. Blok flütün harika bir çalgı olmadığı biliniyordu ama notaları öğrenmek ve genel olarak müziğe ilk adımı atmak için ucuz, kolay taşınan, herkesin satın alabileceği ucuz bir enstrümandı. Okula “Herkes alamaz” diye muz götürülmeyen zamanlardı. Muz lüksse, temel çalgının blok flüt olmasını anlamak zor olmamalı.
Alternatifi olan mandolinin Türk eğitimine girmesi 1950’lere dayanıyor. Akif Saydam ve Saip Egüz tarafından hazırlanan ve sonraları da referans kabul edilmiş metot temel eğitim kaynağıydı. “Mandolin ne alaka” diyenler olacaktır. Eğitimde tercih edilmesinin nedeni onun da telli çalgılar arasında en pratiklerden biri olmasıdır. Bir defa klavyesi küçük olduğundan çocuk eline uygun. Genellikle bu enstrümanda kalınmaz, öğrencinin yeteneklerine ve ilgisine göre hocalar keman, bağlama ya da gitara geçiş önerirlerdi anne babalara. Veli görüşmelerinde “Çocuğunuz yetenekli, konservatuvara gidebilir, sınava hazırlanalım” denirdi ve bu müzik hocaları için bir gurur vesilesiydi.
50’lerden itibaren mandolin ihtiyacını karşılamak için geniş çaplı üretim yapılıyordu. Metin marka mandolinler meşhurdu. Bugün artık olmayan bu marka dünya çapında kaliteli enstrüman üretmiştir. Yıllar içinde nüfus arttıkça ve eğitimdeki çocuk sayısı mandolini pratik bir çalgı olmaktan çıkardığında (flütten daha zor ve pahalıydı), aslında önce 50’lerde düşünülen ancak devreye sokulmayan flüt çare olarak 60’larda devreye girdi.
70’lere gelindiğinde mandolin yerini tamamen blok flüte bıraktı ve nostaljik bir anı, o dönem ilkokulda olanlar için bir şaka ve espri konusu olarak tarihteki yerini aldı. Blok flüt ise altın çağını 80’lerde yaşadı. Sonraları gençlerin ilgisini çeken bir diğer enstrüman klasik gitar oldu. Ama bu bambaşka bir yazı konusu olabilir.
Şunu diyeceğim. İlkokulda blok flüt ve mandolin çocukları müzikle tanıştırmak için düşünülmüş uygulamalardır. Üstelik repertuvar da sanıldığı gibi Batı eserleriyle sınırlı değildi. Türkülerimiz de zengin bir repertuvar çerçevesinde yorumlanırdı. Bu müzik derslerinin amacı, enstrümancı yetiştirmek değil, genel müzik kültürü vermektir. Çok da faydalıdır.
Yani blok flüt ne salt Batı müziği ve kültürünü öğretmek içindi, ne de CHP’nin iktidarda olduğu dönemin bir politikasıydı. Milyonlarca insanın blok flüt temalı espriler yapmakta olduğu şu günlerde yeri gelmişken anlatayım dedim. Ne de olsa bir müzik yazarına böyle flütlü mandolinli gündem kırk yılda bir denk gelir.
Kaynak: Milliyet