Sanayileşme hareketlerinin görüldüğü ilk bölgelerden biri olan Çukurova; topraklarının bereketi kadar yetiştirdiği değerler açısından sanatın yoğun olarak görüldüğü birkaç bölgeden biri olmuştur.
Ve sanıldığının aksine bu kent sadece Orhan Kemal’in, Yaşar Kemal’in, Abidin Dino’nun yaşadığı değil çok sayı da rengin bir araya gelerek oluşturduğu bereketli topraklarının bir bütünüdür.
Milli Mensucat Fabrikası içerisinde yer alan müze kompleksinin son müzelerinden olan ve Adanalı ünlülerini anlatacağımız bölümde araştırmalarım sonucunda çok sayıda değerin bu topraklarda yetiştiğini bir kez daha görmüş oldum.
Hepimizin bildiği isimlerin yansıra çok sayıda Adanalının da diğer sanat kollarında olduğu gibi müzik alanında da eserler üretmiş olduğunu görünce şaşırmadım dersem yalan söylememiş olurum!.
Haluk Levent, Feridun Düzağaç, Suna Kan, Yaşar, Kurtuluş, Murat Kekilli, Murat Göğebakan, Mustafa Sağyaşar, Ferdi Tayfur, Faruk Tınaz, Vahdet Vural, İzzet Altınmeşe, Müslüm Gürses, Ömer Faruk Tekbilek, Ümit Besen, Erol Büyükburç, Nurhan Damcıoğlu gibi çok sayıda ünlünün Adanalı olduğunu söyleyebiliriz.
Bir çoğumuzun ezbere bildiği ve hep bir ağızdan söylediği “Adana Köprü Başı”nın Selahattin Yağdıran ile Halil Atılgan’ın ortak çalışması olduğunu, “Adana Yolları”nın ise Abdurrahman Yağdıran’a ait olduğunu söyleyerek müzik dünyası hakkında öğrendiklerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Müslüm Gürses ile İbrahim Tatlıses’in seslendirdiği “Mutlu Ol Yeter” şarkısı; İbrahim Tatlıses’in sesiyle unutulmaz eserler arasında yer alan “Vur Gitsin Beni, Yalnızım, Yıkılmışım Ben” gibi birçok şarkı Burhan Bayar ve Tahir Peker imzalı.
Ali Şan’ın seslendirdiği “Ah Le Yar” şarkısı Yücel Arzen’e ait ve O da bir Adanalı.
Bu isimlerin haricinde Şadan Adanalı, Can Etili, Serhan Kelleözü, Grup Merdiven, Cahit Seyhan, Melih Görgün, Demir Demirkan, Kolpa grubu diye sayacağım çok sayıda Adanalı isim var.
Türk filmlerinde sıklıkla karşılaştığımız ve Belkıs Özener’in sesinden birçok film artistinin playback yaptığı; Emel Sayın gibi çok önemli isimlerinde seslendirdiği ve son zamanlarda Göksel’den dinlediğimiz “Sevil Neşelen Sevme Yanarsın” şarkısının bestecisi Adanalı Sadettinn Öktenay’ın.
“Dudaklarında Arzu Kollarında Yalnız Ben”, “Aşkın Kanunu Yazsam Yeniden” ve “Tac Olsan Başıma Takmayacağım (Tövbeler Tövbesi)” şarkıları da Saadettin Öktenay’a ait .
Birkaç gün önce Deniz Seki’nin son çalışması olan Cambaz’ı dinlerken ezgileri tanıdık gelince bu şarkıyı kim yazmış diye baktığımda söz ve müziğinin Adanalı şair Selahattin Sarıkaya’ya ait olduğunu öğrendim.
Hepimizin hep bir ağızdan söylediği çok sayıda şarkısı varmış bunlardan birkaçı ise;
Muazzez Ersoy’dan da dinlediğimiz “Kahverengi Gözlerin”, Erkin Koray’ın sessinden duyduğumuz ve son zamanlarda Yıldız Tilbe’nin sesinden dinlediğimiz “Kanma Arkadaş”, Kurtuluş’un sesinden duyduğumuz “İstanbul Sokakları”, Gönül Yazar’ın seslendirdiği “Artık Mum Yakta Ara” gibi birçok şarkının yaratıcısı.
Bu liste bu kadarla kalmıyor ve inanın hep bir ağızdan söylediğimiz birçok şarkı Adanalı şairler tarafından ortaya çıkarken çok sayıda Adanalı isim de bu şarkıları seslendirmiş.
Ali Şenozan, Hüseyin İleri (Mustafa Sandal’ın dedesi), Ali Limoncu, Halim Limoncu (Adana’ya Gidek mi şarkısını yazan kişi), Sezgin Büyük (Ebru Gündeş’in seslendirdiği “Dön Ne olur” ve “Annem İçin” şarkılarıyla, Cengiz Kurtoğlu’nun seslendirdiği Duyanlara Duymayanlara şarkısı), Nedim Adanalı gibi daha sayamadığım çok sayıda isim var ….
Bir daha düşünelim bu kent sadece Yaşar Kemal’i, Orhan Kemal’i, Abidin Dino’yu mu sonsuzluğa taşımış?!…
Bu güzelim şehre katkı koyan tüm insanlarını anlatmalıyız, destek olmalıyız, sahip çıkmalıyız….
Ruhun gıdası olduğuna inanılan müziğin, kronolojik olarak anlatılacağı, Adana’da Müzik Müzesi olsa güzel olmaz mıydı?