Müslüm Teke Resimleri, 07-30 Mart 2017 tarihleri arasnda Vagabond Galeri’de

Sanatçı- Eğitmen Müslüm Teke Resimleri Adana’da, 07-30 Mart 2017 tarihleri arasnda Vagabond Galeri’de ağırlanıyor.

İlk defa Müslüm Teke resimlerini 2014 yılında Adana 75.yıl Sanat Galerisi’nde gördüm. Çalışmalarını çok beğendim, gurur duydum. Sanatçının yapıtları, Galerinin mermer kaplı taban döşemesi, yüksek tavanları, büyük mermer sütünları, yıllara dayanmanın zorluklarını üzerinde hissettiren  aşınmış formu arasında, büyük boyutlarda ve çok etkileyiciydi. Galeri mekanının alışılagelmiş bir düşünce yoğunluğunun dışında, sergi o uzam içinde bir büyüteç altına alınmış gibiydi.

Bugün de, aynı üç yıl önce etkilendiğim gibi etkilendim sergiden.

Serginin özelliği ile birlikte mekan arasında bir diyaloğ kurmaya çalışırken, bir yandanda  sergiyi, gizemi, insanın hallerini düşünmeye başlıyorum. Denge-dengesizlik, doluluk-boşluk, insanın dış ve iç hallerini…

Sanatçı yaşadığı dünyanın buhranı ve derdinden kendini arındırarak, ruhunun kapılarını tuvaline açarken, tuvallerini de mekana Uzakdoğu tradisyonlarında kullanılan çarkın ekseni gibi yerleştirmiş. Çoğunlukta bulunan 20×20 cm ölçülerindeki resimlerin üç tanesinin üst üste yerleştirmesi bana, Çarktaki kimsenin yükselebilmek için önce çarkın merkezini bulmasını ve sonra da eksende yükselebilsini hatırlatıyor.

Yine aynı yerde az sayıda bulunan 30×30 cm.ebatlarındakı resimler de, transa giren ‘Şaman’ın ruhsal yolculuğunda da yatay ilerleme “Dünya Dağı”nın ve “yaşam ağacı”nın bulunduğu “Yer’in göbeği”ne gitmesini hatırlattı. Yani, Kimse “Yeraltı”na (öte-âlem) inmeden Göğe çıkamaz.

Galeride sergilenen resimlerin mekana uyum sağlayarak düzenlesi ve resim boyutlarının mekanla bir diyaloğ kurması oldukça başarılıydı. İzleyici- sanat yapıtı- sergi mekanı üçgeninde yeni açılar yorumlama noktaları belirtmesi sanatçının ‘kavram sorgulanması ‘ içinde  anlamlandırmanın tamamen izleyiciye bırakılması gibi  hepsinden önemlisi mekan ve zaman olgusuyla izleyiciye düşünce atmosferi vermesi de önemli olmuştur.

Müslüm Teke, resimlerini tek tek incelediğimde gördüklerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Sanatçımız Müslüm Teke, kavramını, kendince sanatsallaştırmış. Sanatsal içgüdüsü ile içsel bağlantı kurarak, kendi sanat dilini sembollerle yaratmıştır Sanatçı, Sanatta kırılma noktasını yaratmıştır. Bunu yapmak çok zordur. Müslüm Teke, kendi sanatsal kırılma noktasını kendince yaratmış ve kendi sembolleriyle kendi dilini oluşturmuştur.

Çağın giderek artan maddeciliğine tepki gösteren bazı sanatçılara göre gerçek sadece fiziksel alanla sınırlanmayıp düşünceyi de içerir. Düşünceleri belirsiz ama güçlü simgelerle ima etmeye çalışılır. Sembolist estetik; din, düşsel, fantastik ve gerçek dışı, uyku ve ölüm gibi o zamana kadar az değinilmiş alanlara eğilirler. Tinsel olana önem vermiş, algıyı ve hayali olanı öne çıkarırlar. Sanatta, gövdeden ruha, maddeden manaya, kalıptan öze doğru bir dönüş vardır. Şuur – altı, kayıp ve gizli âleme bir merak sezilir. Aklın ve deneyin asla giremeyeceği alanlar olduğunu söyleyebilir. İçsel sezgilerini çarpıcı görsel imgelere dönüştürebilirler.

Sergide  sanatçı öznel erekliliğini yaklaşık elli-altmış eseriyle ifade ediyor. Ereklilik doğanın erekliliğinin estetik tasarımıdır. Estetik tasarımı nesnel bir nitelik taşımadığı için de özneldir. Estetik tasarım içindeki görünüşü olan formu ifade eden ereksiz ereklilik sanat eserinin özüdür.Sanat yapıtı karşısında duyulan haz da, zihinsel yetiler doğrultusunda yapıtın formunu da idrak etmenin bir sonucudur.

Müslüm Teke resimlerinde, renk kullanmaya başlamıştır ve ürettiği renkli resimler ayrı bir dil oluşturmaktadır. Bizi kimi zaman neşeli, kimi zaman da düşünceli yapan her rengin farklı bir dili vardır. Sanatçı, renklerini anlamlandırılmış semboller grubuna çok güzel dahil etmiştir.

Temel olarak resimlerinde kullandığı, yön değişikliği, miktarı 20x20cm. çalışmalarında daha da artmıştır. Bu büyük bir başarıdır. Resme kazandırdığı hareket daha da fazladır. Dolayısiyle resme hareket kazandırırken, koyu-açık-orta valörlerin yarattığı yön kontrastı, rengin yön kontrastını oluşturmadaki ritmi, sanatçı çalışmalarında kendi akışına bırakmıştır ve buda resimlerinde müzik duygusu yaratmıştır. Bu ritim duygusu bazı eserlerinde güçlüdür ve rahatlıkla hissedilirken, bazı eserlerinde de belirsizdir.

Bazı eserlerinde ise, sanatçı keskin baskı ve acı altında olan ruhu ile bütün üzüntüsünü kapsayan sadece kendi kalbini kırmaktadır. İnsanlara ulaştırmak istediği sanat yapıtlarında, sanatçı çok zahmetlere katlanarak tüm güzelliklerini yaratıcı aklının karşısında ki tüm engelleri aşarak, estetik boyutta sunmuştur.

 

Sanat eleştirmeni olarak, sanat eseri önünde dik durarak, anlamak onu değerinde okumak, okuduklarımı yazarak izleyiciye aktarma gayreti içindeyim. Fransız yazar, eleştirmen, filozof Jean Grenier şöyle der; ‘Yapıtlar dile gelme olasılağına kavuşmak için, belli bireyleri seçmiş düşünlerdir.’

Kimi yapıtlar vardır içimizde yaşar ve sürer, Tıpkı, Sanatçı- eğitmen Müslüm Teke yapıtları gibi.

 

Salime Kaman

Ressam-Sanat Eleştirmeni