Mustafa Eser, Fotoğrafçının küresel aynası – Kudret Sönmez

Ulaşıp da özümseyebildiğimiz kadarıyla… Hayatı düşünür, hisseder, konuşur, yazar, resmeder veya fotoğraflarız. Sanatın, sanatçının özgün güçlerle bilenmiş düşünsel/duygusal keskisi, bir kalemin ucuna ya da fotoğraf makinesinin objektifine dönüşüp yeniden yontar evreni. Sanat bilinciyle atılmış her çentik, daha estetik bir dünyaya eriştirircesine dokunur insanlığımıza.

1953 yılında Mersin’de doğmuş Mustafa Eser… Evli ve 2 çocuk babası. Serbest muhasebeci ve mali müşavir olarak sürdürüyor meslek hayatını. Ayrıca, fotoğraf sanatıyla aktif olarak ilgilenip, Mersin Olba Fotoğraf Derneği Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapıyor.

2011 yılında, Uluslararası Fotoğraf Federasyonu (FIAP) tarafından EFIAP (Mükemmellik/Uluslar arası Fotoğraf Sanatçısı) unvanıyla ödüllendirilmiş. 2014’te de Yunus Nadi Ödülü’nü kazanmış.

Fotoğraf sanatı alanında daha birçok ödüle sahip Mustafa Eser… Yanı sıra, bu alanda bazı derneklerde başkanlık yapmış, onursal üyeliklere layık görülmüş. 6 kişisel sergi açıp çeşitli karma etkinliklere katılmış. Yurtiçi ve dışından davetler almış, üretimlerini sanatseverlerle paylaşmış. Yarışmalarda jüri üyesi olarak görev yapmış. Küresel anlamda 200’ün üzerinde başarıya imza atarak, ülkemiz kültürünün dünyaca tanınmasına katkı sağlamış.

İÇİMİZDEKİ FOTOĞRAFİK AYNA

Doğa/makro ve belgesel fotoğraflar çekiyor Eser… Fotoğraf sanatına yaklaşımınıysa şu sözleriyle özetliyor:

“Fotoğraf, fotoğrafçının aynasıdır. Fotoğraf sadece deklanşöre basmak değildir. Fotoğraf çekmenin son işlemidir deklanşöre basmak.

Fotoğrafçı eğitimini, bilgi birikimini, hayat duruşu ve kültürünü harmanlayıp fotoğraf kaygısını göz ardı etmeden an’ı çerçeve içine alıp deklanşöre basmalıdır… Her meslekte olduğu gibi fotoğrafçılığın da etik kuralları vardır. Fotoğraf hırsımızın etik değerlerin önüne geçmemesi için ‘önce insan’ düsturunu unutmamamız gerekmektedir. Öncelikle insanı anlamak gerekir. İnsanlarla ilgili bir proje çalışmam varsa önce onlarla sohbet ediyor ve projemin amacını anlattıktan sonra fotoğraf çekmeye başlıyorum.

Fotoğrafçılık anlayışım da ‘paylaşım, ustalara saygı, ahde vefa ve yaşanılan şehre belge bırakmak’ şeklinde olmuştur. Bu nedenle Mersin’in doğasını, arkeolojik zenginliklerini kayıt altına alma amaçlı projeler hazırlıyorum, yurdun dört bir yanında fotoğraf gezilerine çıkıyorum.”

Kent belleğini önemsediğini belirtiyor fotoğrafçımız… En önemli hayalininse Mersin Kent Fotoğraf Müzesi’nin kurarak, zamanın tanıklığını geleceğe taşımak olduğunu söylüyor.

Hayatı sanatın diliyle anlatacak birçok söz, sunulacak daha nice yazı/çizgi var…  Yeter ki susmasın duygular, düşünceler. Gelecek kuşaklara teslim edilmesi gereken ne çok renk var!