Dünyayı sarsan koronavirüs salgınına dair Türkiye’deki ilk vaka, 11 Mart’ta görülmüştü. 22 gündür kademeli olarak evlerimizde kaldık. İki haftayı aşkındır da evimizden dışarı adımımızı atmamak için büyük bir çaba gösteriyoruz.
Bu durum müzik sektörü için tamamen en önemli gelir kaynakları olan konserlerin iptalleri demek.
Fiziki albüm satışı yapan plak dükkanları gibi yerler de bu süreçte kapılarını sağlık için kapattı.
Türkiye’de çok da düzgün işleyen bir “merchandise” anlayışı yani sanatçının izin verdiği resmi ürün sektörü neredeyse hiç yaratılamadığı için buradan da bir gelir elde etmek söz konusu değil. Bu sektör için elde kalan tek şey; telif hakları.
Rutin değişti
Sadece Amerika’da dijital görüntüleme sayısı yüzde 8 azaldı. Dijital platformlarda dinleme oranları düşerken video izlenme oranları az da olsa artış yaptı.
Bu değişkenliğin nedeni ise müzikseverlerin rutine bağlı davranışsal müzik dinleme durumu. Yani işe, okula giderken, sabah spor yaparken, işten, okuldan dönerken, birlikte çalıştığı insanlarla paylaştığı rutinler…
Tabii ki bu rutinler bir süre için duraksadığından insanlar yeni hayatına adapte olma çabasında başka alışkanlıklar edindi. Özetle Türkiye’de de sonuç Amerika ya da İngiltere’den farklı değil… Sadece iki haftada dinleme oranlarında düşüşler yaşandı. Bunun da sonuçları önümüzdeki aylarda sektörde üretici konumundaki herkesi ilgilendirecek. Kısacası, telif gelirlerinde düşüşler olacak.
Nisan 1 itibarıyla adı en tepede yazmayan birçok müzisyen ve ekibinin cebindeki para tükendi.
“Akarken biriktirselermiş” diyebilirsiniz. Bunu da çok duydum.
İş başı parayla çalışanların yani “kaşe” sisteminde olan çalışanların olduğu sektörde her olumsuz haberde ilk onlarının işlerinin iptal edildiğini hatırlatayım.
Müzisyenler, teknik ekipler, bar çalışanları, canlı müzik mekanı sahipleri… Evet, hepsinden bahsediyorum.
Müzisyenler, evlerinden yaptıkları canlı konserlere sponsor alarak az da olsa gelir sağladı. Ama bütün bu konserlerin hepsi aynı anda yapıldığı için dinleyicide de ilgi bölündü ve dağıldı. Konser organizatörleri ise anında birleşti. Kültür ve Turizm Bakanlığı’yla görüşmeler yaptı.
MÜYORBİR, MESAM ve MSG gibi meslek birlikleri bünyelerindeki sanatçılar, eser sahipleri, yorumcular için görüşmeler yaptı.
Kısa vadede bir sonuç alınamayabilir ama en azından bu hafta telifler ödenmeye başlandı.
Müzisyenler için yine müzisyenler tarafından bir yardım fonu kuruldu.
Bir arpa boyu yol alındı mı, bilinmez. Yani iş yine sanatçılar ve onun menajerlik ekibinin inisiyatifine kaldı.
Yazının devamını okumak için tıklayın