Sanat, bünyesinde tomurcuklanıp uzayan birçok dalıyla hayatımıza el vermeye devam ediyor… Daha doğrusu, insanlığımızın başyapıtı olarak doğurup, büyütüp, yaydığımız sanat, bumerang gibi dönüp ruhumuza, bedenimize, hayatımıza iadeyi ziyarette bulunuyor. Bazen bu durum geçici bir misafirlikten öteye erişip, hayata dair etkinliğimizi ortakça beslediğimiz yerleşik, sonsuz ve soyut/somut bir yuvaya dönüşebiliyor.
…
Nesrin Türk… Osmaniye’ye bağlı Bahçe ilçesinde doğmuş. Adana’da yaşıyor.
Birçoğumuz gibi, o da çocukluk çağlarında ilgi duymaya başlamış sanata. Çamurlarla oynayıp tencere, tava şeklinde naif heykelcikler yapmış. Lise çağına gelince, bu alanda eğitim almaya karar vermiş. İlk sanat öğretmeni Gülsüm Serpil Ersoy Erden olmuş. Ailesinin desteğiyle sürdürmüş bundan sonraki gelişimini. Ressam Mustafa Dulda’nın atölyesinde, 4 yıl süreyle alın teri akıtmış. Heykelci Bülent Harputlu’dan öğrendiği bilgilerle de, heykel ve alçı rölyef tekniklerini katmış sanat hayatına.
İlk kişisel sergisini, 2006 yılında Adana Büyükşehir Belediye Fuayesi’nde açmış. 55 tablosunu buluşturmuş sanatseverlerle. Bu arada, karma etkinliklere katılmaktan da alıkoymamış kendisini.
SANATSAL PROJELER ZİNCİRİ
“Birçok yetenekli insanı olan Adana’da, sanatın ve sanatçının olması gereken noktaya ulaşabilmesine katkıda bulunabilmek adına, 2009 yılından bu yana çalışmalar yapmaktayım…” diyor Nesrin Türk. Ve elini uzattığı, yüreğini koyduğu sosyal projeler hakkında şunları söylüyor; “Bu şehirden daha birçok sanatçının çıkabilirliğinin sağlanmasını ya da var olanların küresel bir ortama taşınmasını amaçlıyorum. Çizgimde doğru adımlarla ilerlediğimi düşünüyorum… Adana Valiliği Sosyal Hizmetler Müdürlüğü ile ‘İhmal Damlaları’ başlıklı projemi, Yetiştirme Yurdu çocukları için 2008 yılında yaptım. ‘Gönül Gözleri’ etkinliğimiyse, 2009’da Optimum Firması ve Görmeyenler Kültür ve Birleşme Derneği’nin desteğiyle gerçekleştirdim. ‘Görmeyenlerin Gönül Gözleri’ adlı projemi, Kalkınma Bakanlığı Sosyal Destekleme Programı kapsamında, 2011 yılında topluma kazandırdım. Bu bağlamda, resim eğitimi alan kursiyerlerimle farklı mekânlarda 6 sergi faaliyetinde bulundum…“
“Yetki Kadınlarımızda“ başlıklı projesinin ardından, 2014 yılında Yüreğir Belediyesi’ne bağlı bir atölyede 1 yıl boyunca sanat eğitimi vermiş. Yanı sıra Çukurova Üniversitesi, Çukurova Kalkınma Ajansı ve Adana Valiliği’nin işbirliğiyle düzenlenen Proje Döngüsü Yönetimi ve Proje Teklifi Hazırlama eğitimlerine katılarak bilgilerine renk katmayı da ihmal etmemiş ressamımız.
“Yorumsamacı sentezci tez oluşturabilen diyalektik kişilik özelliklerimi, sanatçı bakış açısıyla birleştirip toplum yararına çalışmalar yapmaktayım. İçinde bulunduğumuz yıl ve sonraki zamanlarda da bu çalışmaların sürmesi için çabalarımı esirgemeyeceğim.” diyerek, şimdilik son noktayı koyuyor sözlerine Nesrin Türk… Sonra, kollarını yeniden sıvayıp daha geniş kitlelere ulaşabileceği yolda ilerlemeye devam ediyor.
…
El ele, yürek yüreğe verip içtenlikle çalışıldığında… Yerelden küresele, hatta evrensele eriştiren sinerjinin gücünü bir kez daha görüyoruz…
Ve anlıyoruz ki… Yürüdüğümüz yol sonsuz bir boşluk da olsa, attığımız her verimli adım katlanarak bize geri dönüyor.