Oscar’lar sahiplerini buluyor. Türkiye saatiyle 03.30’da başlayacak törende, Leonardo DiCaprio’nin ‘nihayet’ heykelciğe uzanması kesin gibi. En iyi filmde çekişme ‘Diriliş’ ile ‘Spotlight’ arasında. Fransa adına yarışan ‘Mustang’ de yabancı filmin favorilerinden ama çok ciddi bir rakibi var: ‘Soul’un Oğlu’. Peki 88. Oscar’ı kim alır, kim almalı? İşte Uğur Vardan, Atilla Dorsay, Murat Özer, Nil Kural, Ömür Gedik, Tuğrul Eryılmaz, Ertuğrul Özkök, Nesrin Cavadzade, Buğra Gülsoy ve Onur Saylak’ın Oscar tahminleri…
Amerikan Sinema Akademisi ya da tam adıyla Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi’nin (Academy of Motion Picture Arts and Sciences) oy kullanmaya muktedir 5830 üyesi, tercihlerini yaptı ve kararlar bugün açıklanıyor. Yani Oscar’lar bu gece Türkiye saatiyle 03.30’de, California’daki Dolby Theatre’da düzenlenecek törenle sahiplerini bulacak.
Önce, bir nevi organizasyonun kalbinin attığı dal olarak değerlendirilen ‘En İyi Film’deki adaylar üzerinden kısa bir yoruma girelim. Malum son dönemde yerli sinemada gördüğümüz gişeye yönelik yapımlar ısrarla havadan sudan bahsediyor ve üzerinde yaşadığımız topraklarla, bu coğrafyanın kendine özgü gerçekleriyle hiç ilgilenmiyor. İlginçtir Amerikan sinemasının popüler türdeki örnekleri başta olmak üzere birçok yapım uzak, çok uzak, yakın ve yakın gelecekteki yaşanmış ve yaşanacak onca dertten, problemden, sorundan bahsediyor, kimi günahların, hukuk dışı olayların, skandalların, hak ihlallerinin üzerine gidiyor. Yani hemen hepsinin bir derdi, tasası var. Ayrıca Akademi sinematografik açıdan da daha sofistike, daha incelikli anlayışların ifadelerine hayat hakkı tanıyor, bu türdeki filmleri aday gösteriyor (küçük bir sır: Biz ‘buralı’ sinema yazarları, aramızda konuşurken bu tercihlerden dolayı “Akademi de artık SİYAD’laştı” der olduk).
Peki Akademi’nin kendince hataları yok mu? Var elbette. Mesele bu yılki seçimlerin ‘En beyaz’ seçimler olması gibi. Siyahi ne bir yönetmen ne de bir oyuncu var listelerde. Ya da ‘Carol’ gibi yönetmenlik açısından mükemmele yakın bir filmi hem ‘En İyi Film’ hem de ‘En İyi Yönetmen’ kategorilerinin adayları arasına dahil etmemek gibi…
Bu noktaların da altını çizdikten sonra gelelim kimi ana dallara ilişkin değerlendirmemize… Önce ‘En İyi Film’ kategorisi… Hatırlanacağı gibi geçen yıl bu kategoride ipi ‘Birdman’ göğüslemişti. Söz konusu filmin ‘En İyi Yönetmen’ dalında da Oscar kazanan yaratıcısı Alejandro González Iñárritu, bu yılda iddialı. Filmi ‘Diriliş (‘The Revenant’) tam 12 dalda Oscar’a aday. Birçok bahis sitesine göre de bu yıl ‘En İyi Film’ dalında ‘Diriliş’ en büyük favori olarak gösteriliyor. Bana kalırsa bu dalda ödülün sahibi ‘Spotlight’ olmalı. Çünkü yönetmenliğini Tom McCarthy’nin üstlendiği yapım, basın özgürlüğü ve medyanın görevleri açısından birçok önemli noktanın altını çiziyor. Hele hele meseleye Türkiye’den baktığında bu film daha bir önem kazanıyor. Üstelik ‘Spotlight’ yönetmenlik açısından da son derece temiz, pürüzsüz ve de etkileyici bir anlatımın ifadesi. Amerikan sinema tarihi açısından da ‘Spotlight’ın ‘Başkanın Bütün Adamları’ türünden kalıcı bir işlevi olduğu düşüncesindeyim.
Bir başka önemli kategori olan ‘En İyi Yönetmen’de ise artık 71 yaşına basan George Miller’in büyük bir ustalık gösterisi sunduğu ‘Mad Max: Road Fury’deki performansının Akademi üyelerince ıskalanmayacağı kanaatindeyim. Yani bence bu dalda ödül George Miller’ın olacak. Keza bana sorsalardı, “George Miller” derdim… Elbette Iñárritu da ihtimal dahilinde ama Akademi üst üste aynı isme ‘En İyi Yönetmen’ ödülünü verir mi dersiniz?
Peki ya oyunculuk kategorileri?
‘En İyi Kadın’da ‘Room’daki performansıyla Brie Larson en büyük favori. Bana kalsa ödülü Cate Blanchett’la (‘Carol’) Charlotte Rampling (‘45 Yıl’) arasında paylaştırır, “Ama hakkın tek isim” derlerse de Rampling’e verirdim.
Kaynak: Radikal