Müzeyyen Yüce
Ankara gece hayatının merak edilen mekanları pavyonlar belgesel oldu. Çekim öncesi annesinin de “Aman dikkat et oğlum, kaybolmayasın!” diye uyardığı ‘Pavyon’ belgeselinin yönetmeni Sami Öztürk, ‘merak’ duygusuyla çıktığı yolda iki yıllık bir çalışmanın sonunda belgeseli nasıl çektiğini anlattı. Öztürk’e göre müşteriye kendisini ‘Arap Şeyhi’ gibi hissettiren bu mekanları en çok kadınlar merak ediyor. Öztürk, “Önyargıların kırıldığı, olumlu geri dönüşler aldık. Özellikle en çok geri dönüşü kadınlardan aldık” dedi.
Ankara’yla özdeşleşen Pavyon kültürünü, Yeşilçam filmlerinden aşina olunan bakış açısının çok dışında ele alan ‘Pavyon’ belgeseli çok konuşuldu. Mekan işletmecilerinden şarkıcılara, müdavimlerden kadın çalışanlara kadar pek çok figürün güçlü hikayelerle sunulduğu belgesel, tüm önyargıları yıkarak ezber bozdu. Pavyon-müzik-insan ilişkisini yalın ve gerçeklik temelinde seyirciye sunan belgeselin senaristliğini ve yönetmenliğini yapan Sami Öztürk ile yapımcılığını üstlenen Enver Arcak ile konuştuk.
‘İnternet televizyonu’ olarak nitelendirilen BluTV’de yayınlanan belgesel tam da dijital platformlara RTÜK denetiminin geldiği günlerde seyirciyle buluştu. Sami Öztürk, “RTÜK denetimi uygulamaya koyulsaydı Pavyon belgeselini izleyebilir miydik?” sorusuna “Yayınlanamazdı, ama illa ki yayınlayacak bir yer bulunurdu” yanıtı verdi.
Ankaralıların birçoğunun her gün önünden geçtiği ancak mesafeli yaklaştığı kentle özdeşleşen pavyon kültürünü çok çarpıcı bir şekilde ele aldınız.
Bu belgeselin çıkış noktası nedir?
Sami Öztürk: 2000’li yılların başında bir arkadaş grubu ile pavyona ilk defa gittiğimde sıradan eğlence kulüplerinden farklı bir atmosfer vardı. Pavyon belgeselini çekme fikri de o zamanlarda oluşmaya başladı. Hatta bu düşüncemden anneme bahsettiğimde “Aman dikkat et oğlum, kaybolmayasın!” tepkisiyle karşılaşmıştım.
Yazının devamını okumak için tıklayın