Ressam Safa Büte, Adana’da düşlediği etkinlikleri Niğde’de gerçekleştiriyor

Öyle bir dehşetle saçıldı ki bazı kentlere yağmur; toprağı döve döve ele geçirdi; sele karıştı çamur. İşte o vakit, boyunlarını sıkasım geldi bulutların, ardından toplayıp güneşe atasım geldi… İnsanın suyla dalaşı, yağmurla savaşı büyüdükçe büyüdü. Bu yıl da gecikmeli geldi kış, mazereti çoktu, yine de kustu öfkesini; acımasızca vurdu taşa, toprağa, asfalta… Aslında mevsimleri canavarlaştıran insandı; ağacı kesti, toprağa devasa barınaklar dikti, göğün yüzünü deldi, ekolojik dengeyi darmadağın etti… Ektiğini biçti insan, doğanın feryadını hiç dinlemedi. Öylesine ağır yaralandı ki yağmurun gazabına uğrayan her şehir, giden bir daha dönemedi.

Hayatın her cephesi gibi sanatın da öfkesi olduğuna inanıyorum. Nasıl mevsimler ötelendikçe dengesini yitiriyor, oluşturulması gereken toplumun sanatsal gelişimi de yönünü şaşırıp aşınıyor, yıpranıyor ve bir kısır döngüde tepinip duruyor.

NİĞDE, ADANA VE YİNE NİĞDE

Ressam Safa Büte, Niğde’de doğdu. Ortaokul çağlarından 2008 yılına kadar Adana’da yaşadı. Kendine has çizgileri, renkleri ve etkinlik girişimleriyle başarılı işlere adını yazdırdı… Halen hayatını memleketinde sürdüren Büte, sanata dair birikimlerini şu sözlerle anlattı:

“Zaman zaman dalıp gidiyorum o güzelim Adana günlerime.  O kadar çok hatıra barındırıyor ki; ne anlatmakla ne de hatırlamakla bitirebilirim. Gerçekten çok güzel günlerdi vesselam!

Ancak, sanat adına yapmış olduğum çalışmalar için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. İnişli çıkışlıydı her şey, olumlu olumsuz birçok durum yaşadım diyebilirim… Niğde’den Adana’ya geldiğimde ortaokulu henüz bitirmiştim. Borsa lisesinde eğitimime devam ederken, sürekli resim yapıp, Fransızcama ek olarak İngilizce öğrenmeye gayret gösteriyordum. Ağırlık sanat olduğundan, planlarımı 2000 yılında Paris’te olabilmek üzerine yapıyordum.

Ama planladığın her şey istediğin gibi olmuyor. 2000 yılında Paris’te olmanın hesabını yaparken, üç yıl gecikmeyle kendimi Floransa’da buldum. John T. Spike, dünyaca ünlü bir sanat tarihçisi ve eleştirmen. 76 ülkeden bin sanatçı içinde 4.lük ödülüne layık görülen çalışmalarımı öve öve bitirememişti ancak Türk olduğumu öğrenince de beni küçümsemeye kalkmıştı. Ödül aldığım için sevineyim mi yoksa küçümsendiğim için üzüleyim mi derken Adana’nın yolunu tuttum. Bir süre sonra Romanya’da gerçekleştirilecek olan uluslararası bir bienalde jüri üyesi olmam için davet aldım. Huyum kurusun demeyeceğim, çünkü bu huyumu çok seviyorum. Ne mi?.. Bilgiyi kaynağında edinmek. Bienallerin nasıl gerçekleştirildiğini, öncesinde ve sonrasında neler yapılması gerektiğini noktası noktasına öğrendim. Adana’ya döner dönmez ilk Uluslararası Adana Çağdaş Sanat Bienali’ni düzenledim.

Bianel esnasında, İtalya’da tanışmış olduğum farklı ülkelerden sanat insanlarıyla İtalya’da ve hemen ardından da Hollanda’da birer sanat müzesi kurulumuna katkıda bulundum. Bu müzelerden bir benzerinin Adana’da kurulması için girişimde bulundum, ancak o günkü yönetimler tarafından kabul görmedi. Zaten benzer zorlukları bienali gerçekleştirdiğim sırada da yaşamıştım ve yalnız kalmıştım. Ama yine de, ilk Adana Bienali’ni gerçekleştirebilmiştim. Çağdaş sanatlar müzesi için ise istediğim tek şey uygun bir mekândı. Gerekli desteği alamadım… Oysa bütün sanat eserlerini hiçbir ücret ödemeden karşılıksız getirecektim. Ayrıca dünyada bir ilk olacak olan, genç sanatçıların çalışmalarından farklı bir sanat arşivi oluşturacaktım. Olmadı…  Bir süre sonra da, bulunduğum zamandan tahminen en az 150 yıl sonrasında yaşadığımı fark ettim ve Adana’yı, kebabı, şalgamı, Bankalar Caddesi girişindeki, sabahın köründe pide arası bal, kaymak yediğim bakkalı, barajların eskisini yenisini bırakıp sanatı Anadolu’ya götürmek için Niğde’de geri döndüm.

Hala herkesten 150 yıl ilerde yasadığımdan dolayı beni anlamakta zorlananlar oldu… 2015’te, 2.500 civarında üyesi olan Niğde Uluslararası Sanatçılar Topluluğu’nu   (Art Niğde International) kurdum.”

150 YIL İLERİDE YAŞAMAK

“Ben mi?  Mekân yokluğu yüzünden müzeyi halen kuramadım. O kadar boş, kullanılmayan tarihi mekânlar olmasına rağmen, bilgilerimi, resim sanatının gerçeklerini ve özünü, gençlere ve isteyen herkese aktarabileceğim bir atölyem, mekanım yok.

Kimseye kızmıyorum. Dargın da değilim.

Kusur bende…

Herkesten 150 yıl ilerde yaşadığıma inanıyorum.”

SAFA BÜTE’NİN SEYİR DEFTERİ 2023:

* Niğde Sanatçılar Topluluğu, bugün 27 ayrı ülkede gönüllü sanatçılar tarafından temsil edilmektedir.

* Her 6 ayda bir uluslararası sergi düzenlenmektedir. (Her sergide ortalama 50 ayrı ülkeden sanatçı katılımı)…

* Niğde, en az 60 ülkede sanat merkezi olarak bilinmekte ve tanınmaktadır.

* Dünyaca ünlü görsel sanatçıların ve aktivistlerin ziyaret mekânı olmuştur.

* Uluslararası sanat/magazin dergileri şahsıma ve çalışmalarımıza yer vermiştir.