Bundan 165 yıl önce, bir çatı altında küllenen kadınların acılı günleri kutlanır mı yoksa anılır mı? Veya başka bir biçimde adlandırılıp anlamlandırılabilir mi o ateşli ve dumanlı vakitler? Ben, ancak tarihin resmi kayıtlarında gördüğüm kadar kavradım ve hüzün verici bir gün olarak içimdeki takvimin kara sayfalarından birine yazdım “8 Mart”ı… Konuya dair hüzünlerimizin birbirine benzer oranda olduğunu düşünüyorum. Fakat bir yerde anma diye değerlendirilen bu özel gün, diğer tarafta kutlama olarak tanımlanıyor. Neyse… Uzun lafın kısası, herkes kendi noktasını koysun “8 Mart”a dair içselleştirdiği sözlerin son kısmına. Zaten, kelimelerin gücü alevlerin boyunu kısaltıp ateşleri söndürmeye yetmiyor.
***
Adana Büyükşehir Belediyesi 75. Yıl Sanat Galerisi, Adana Fotoğraf Amatörleri Derneği (AFAD) tarafından düzenlenen karma bir fotoğraf etkinliğine ev sahipliği yaptı… “Kadın ve Yaşam” başlığı altında sunulan ve “Dünya Kadınlar Günü”ne ithaf edilen serginin açılışı, 8 Mart Salı günü saat 18.00’de yapıldı. 2 gün süren etkinlikle ilgili bilgileri AFAD Başkanı Cengiz Taltekin şu sözlerle verdi:
“Hepinizin bildiği gibi ‘8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün tarihi 1800’lü yıllarda meydana gelen acı bir olaya dayanmaktadır. 8 Mart 1857’de New York’ta, bir dokuma fabrikasında ‘daha iyi çalışma koşulları’ için greve başlayan 40.000 kadın işçiden 129’u olaylar sırasında yanarak yaşamını yitirmiştir.
Bundan 53 yıl sonra 2. Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda kadın ve emek mücadelesi masaya yatırılmış ve Alman Sosyal Demokrat Partisi’nden Clara Zetkin, kadınlar için bir mücadele günü belirlenmesini önermiştir. Ve böylece, ilk uluslararası kadınlar günü 1911’de gerçekleşmiştir. Sonrasında, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 16 Aralık 1977’de 8 Mart’ın ‘Dünya Kadınlar Günü’ olarak anılmasını kabul etmiştir.
Her yıl 8 Mart’ta kadınların toplum içerisinde, çalışma hayatında, sanatta, siyasetteki sorunları ve başarıları konusunda farkındalık yaratan etkinlikler düzenlenerek, dünyanın dört bir yanındaki kadınlar onurlandırılmaktadır. Biz de, AFAD olarak her yıl, kadına dair anları fotoğraflarımıza yansıtarak bu farkındalığa katkı sunmaya gayret ediyoruz.
Kadın, toplumun yarısı demektir. Kadının katılmadığı, kadının yok sayıldığı bir topluluğu medeniyet ölçüleri çerçevesinde değerlendirmek mümkün değildir. Kadın toplum içerisinde var olduğu kadar o toplum medenidir, ileridir ve üretkendir. Ülkemiz ve tüm dünya için, kadınların erkeklerle eşit fırsatlara sahip olduğu, eşit muamele gördüğü, kadına karşı her türlü şiddetin ortadan kalktığı yarınlar temenni ediyorum.”