Sanatçı politik olmalı mı? Hakan Ali Toker

…aynı anda hem kaliteli, hem aydınlık olan sanatı destekleyiniz. Onu bulduğunuz yerde alıp bir fener gibi karanlığın üzerine tutunuz. Bu fenerin pili asla bitmez! Aydınlığı bir anda gelmez ama geldi mi uzun vadeli olur.

Sevgili okur! Rengimi biliyorsun. Sosyal medyada  yeri geldikçe ülkemizin çarpık yönetimiyle ilgili söylemlerim ve çözüm önerilerim olur, hatta bir siyasi parti üyesi olarak üyelik görevim gereği sosyal medyamı parti propagandası yaymak için de kullanmaktan çekinmem. Bunu yaptığım zaman “Sen sanatçısın! Siyasete niye karışırsın?” diyenler oluyor. Bunu diyenler ya mevcut iktidarı destekleyenler ya da etliye sütlüye karışmama felsefesi güdenler oluyor.

Siz T24 okurlarının bu konuda kafasında bir soru olmadığından eminim. Sizlere sorulacak olsa “evet, sanatçı siyasete karışır, karışmalıdır da” diyeceğinizi biliyorum. Ne mutlu sizlerle burada birlik olabilmek! Üstüne “Ne mutlu Türküm diyene!” deyip yazıyı bitirmek var:) Ancak konuya girdim bir kere, yazacağım: Sanatçı politik olmalı mıdır, neden olmalıdır?

Bunun cevabı iki tanımda saklı: sanatçı nedir, politika nedir? Sanatçı her şeyden önce insandır, bireydir, toplumun bir üyesidir. Mesleğinin ne olduğunun bir önemi yok; toplumun diğer bireylerini ilgilendiren konular sanatçıyı da ilgilendirir. Peki, politika nedir? Bir ülkenin kimler tarafından nasıl yönetileceği meselesidir. Ülke adil bir şekilde mi yönetilsin, adaletsizce mi? Zulümle mi yönetilsin hoşgörüyle mi? Devlet bazı vatandaşlarımızın ensesine vurup lokmasını mı alsın, yoksa herkese eşit mesafede mi dursun? Bu sorular o ülkenin tüm vatandaşlarını ilgilendirir. İster fırıncı olsun ister oyuncu; hayatının devlet tarafından nasıl yönetileceği konusunda -sadece oy verme değil- söz söyleme ve gerekirse sesini yükseltme hakkına sahiptir. Bunu ben söylemiyorum, yasalar söylüyor.

Zira politika teknik bir konu değil. Devlet yönetimi kapsamında uzmanlık gerektiren bir sürü görev var. Karayolları Genel Müdürünün işinin teknik detaylarını ben bilemem, evet, benim alanım değil. Ama o göreve liyakatli birinin atanıp atanmadığı beni ilgilendirir. Devleti yönetenlerin liyakatli ve iyi niyetli olup olmadığını herkes kadar ben de irdeleyip görebilirim ve bu konuda bir yanlış varsa sesimi çıkarırım. Bu benim sadece hakkım değil, bir vatandaş olarak sorumluluğumdur, görevimdir.

Şu yaşadığımız günlerde yüzlerce masum insan hukuksuzca hapsediliyor. Sessiz kalmak mümkün mü? Geçtim sanatçı olmayı, vicdana, insanlığa sığar mı? Bu gençler devleti yıkma girişimiyle, terörle suçlanıyorlar. Oysa yıkmaya/değiştirmeye çalıştığımız şey devlet değil, devleti yöneten iktidar. Bunun için giriştiğimiz eylem biçimi terör değil, demokratik hakkımız olan, şiddet içermeyen, barışçıl protestodur. Bunu karşı tarafa anlatmaya çalışmanın yararı yok, çünkü zaten biliyorlar. Bile bile yapıyorlar, biliyorsunuz. Ancak bunu iktidarı cahilce destekleyen, kötü niyet barındırmayan vatandaşlara anlatabiliriz. Önyargılı olanlara zor anlatırız ama konu hakkında bilgisi ve fikri olmayanlara daha kolay anlatabiliriz. Nasıl anlatabiliriz? İşte bunu yapmanın yollarından birisi sanat:)

Sanat büyük bir güçtür; salt bilgi aktarımından öte insanları etkilemenin, kalbinden vurmanın bir yoludur. Çünkü sanat -yetkin sanat- hem zihne, hem kalbe hitap eder, duygularımızı etkiler, benliğimizi ele geçirir, insanı harekete geçirir. Bu nedenle tüm iktidarlar ve muhalefetler sanatı, sanatçıyı kullanır.

Sanatçı tanımı gereği muhalif midir?