Bazen… Ne kalem, ne kâğıt, ne klavye, ne de bilgisayar ekranı; onaramıyor duygularımı. Hemen uzaklaşıyorum kendimden. Bazen de, yaşananlara tanık olunca ve arada bir sarsıntı hissedince, içimde yeni bir kırık oluşuyor. Sonra boyalarıma bakıyorum, fırçalarıma. Yaşaması gereken çocukları düşünüyorum. Çünkü, geleceğin taslağını onlar çizecek, rengârenk bir dünyanın güzelliğini resmedecekler. Kentlerimizin mimari dokusu, güvenirliği, günü gelince evlatlarımıza emanet edilecek. Kent mobilyalarını onlar kuracak, daha konforlu bir hayat oluşacak. Bizler o vakitlerde hangi diyarda oluruz, bilemem. Fakat çalışkan, iyi eğitimli bireyler sayesinde pırıl pırıl bir manzara içimizi arıtacak… Kara yağmurlar kesinlikle bitecek, kül yutmuş endişe bulutları silinecek bir gün. Tertemiz, içilesi yağmur sularında ıslanıp varsıl topraklarda mutlulukla yuvarlanacağız. Güneşin ışıltısıyla bezenen bu gezgenden gitsek de yeniden geleceğiz o gün.
Bu arada naçizane fikrimi de söylemeden edemeyeceğim… “Hayatım boyunca insan biriktirdim.” sözünü zaman zaman övünçle kullanır gururlanırız. Elbette, insanları ve tüm canlıları bağrımızda toplamak güzel şey! Fakat, bazen bu sözü bir yana koyup; sevgi biriktirmek, iyilik biriktirmek, gerçek dost biriktirmek daha nitelikli, erdemli, yararlı bir duruş gibi geliyor bana.
AEF GRUBU KURUCUSU SABRİ GÜL
“Adana’nın Eski Fotoğrafları Grubu olarak sosyal medyada yıllardır bilgi ve görsel paylaşımı içerisindeyiz. Dünyanın her yerinden bize ulaşan 86.000 üyemizin de katkılarıyla, gün yüzü görmemiş fotoğrafları sayfamıza ekliyoruz. Konu olarak, genellikle eski Adana ve çevresini yansıtan kareleri kullanıyoruz…
Şubat ayında yaşadığımız afet elbette hepimizin içini acıttı. Canlarımız enkaz yığınları altında kaldı. Sarsıntılar, eski ya da yeni demeden, zayıf bulduğu her mimari dokuya zarar verdi, yerle bir etti. Özellikle Kahramanmaraş ve Hatay’da tarihin bazı izleri silindi gitti. Geriye görselleri kaldı. Şu an duygularımız, düşüncelerimiz paramparça olsa da, umudumuzu yitirmiyoruz. Arşivimizdeki fotoğraflarla yine sergiler açacağız. Çok eskilere dayanan tarihi kültürümüzü gelecek nesillere aktarabilmek için elimizden geleni yapacağız. Geçmişi bilmeyen geleceğe yön veremez derler. Aldığımız bu dersten sonra daha sağlam, daha dirençli yapılar oluşturacağımıza inanıyorum. Bu dünya bizim, kimseye bırakmayız.”
GESAM ADANA ŞUBE BAŞKANI GÜLŞEN DOĞAN
“Bu deprem nedeniyle geleceğimiz enkaz altında mı kaldı? Hayır! Enkaz altında kalan canlar bize acı gerçeği yansıttı. Ne iş yaparsak yapalım en iyisini, en sağlamını, en kalitelisini yapalım. Sevgi, saygı nezaket, birlik ve beraberlik içinde olalım…
Deprem olmadan önce tatlı bir telaş içerisinde GESAM (Türkiye Güzel Sanat Eseri Sahipleri Meslek Birliği Adana Şube Başkanlığı) olarak Türkiye genelindeki 50 sanatçımızın katılımıyla hazırlandığımız 27 Şubat Dünya Ressamlar Günü ve Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılı’na ithafen oluşturacağımız resim sergisini yüreklerimiz yanıyorken gerçekleştiremezdik. Ancak hayat devam ediyor. Depremzedelerimizin sağlık, konaklama ve temel ihtiyaçlarının yanı sıra psikososyal desteğe ihtiyaçları olduğu bir gerçek. Bu anlamda, bizler de duyarlı sanatçılar olarak, sportif ve sanatsal etkinliklerle depremzedelerimizi ruhen ve bedenen iyileşme süreçlerine katkı sağlayacağımıza inanıyoruz. Dünümüz olmadan bugünümüz, umutlarımız olmadan yarınlarımız olamaz. Bu yüzden bilimin ışığında umutla, canla başla el ele vererek tekrar ayağa kalkıp kendimizi yaşatmalıyız.”