Seçimden Önce Ekonominin Kısa Bir Özeti – Koral Çepni/adanafikirplatformu.org

Koral Çepni
Koral Çepni

Yazı,  bugünkü durumun bir özetidir. Geleceğe ait bir tahmin içermemektedir. Seçimden sonraki beklentiler ayrı bir yazı konusudur.

             Türkiye bugün %11 civarında bir tüketici enflasyonuyla karşı karşıya olup, TCMB son faiz artışı bile enflasyondaki artış beklentilerini karşılamaya yeterli olmamaktadır. TL Ocak ayından beri değer kaybetmeye devam etmektedir. Liranın reel efektif değeri 2001’deki en düşük seviyeler civarındadır. Hatta 2018’de Arjantin’den sonra USD karşısında en fazla değer kaybeden küresel para birimidir. TL’nin değer kaybı döviz borcu olan kurumları sıkıntıya sokmakta, hatta güvenirliğiyle övündüğümüz bankaların üzerinde bile soru işaretleri uyandırmaya başlamaktadır. Bunun bir nedeni de Türkiye’nin en büyük guruplarından kimilerinin Türkiye’deki bankalara olan borçlarının yeniden yapılandırılmasını istemeleridir. Arzulanan, 2-3 yıl ödemesiz dönemdir. Kısa vadeli mevduatla uzun vadeli kredileri finansa eden bankalar için bu bir sıkıntı kaynağıdır. İşin kötüsü, TL değer kaybettikçe, bankalara yabancı para cinsinden borcu olan kurumların borçlarının katlanması, teminatlarının yetersiz kalmaları ve yapılandırma taleplerinin artması beklentilerinin piyasayı rahatsız etmesidir.

             Mali(TCMB) ve parasal(Hükümet) politikalar birbiriyle çelişmekte, alınan mali önemlerin etkisi azalmakta veya sıfırlanmaktadır. Bu arada TCMB yaptığı tahminlerle güvenirliliğini her geçen gün daha fazla yitirmektedir. Yükseltilen faizler enflasyonu bastırmakta bir işe yaramamakta, tam tersine tüm teşviklere rağmen bireysel ve kurumsal yatırım ve istihdam hevesini sınırlamaktadır.  Türkiye bir devalüasyon-enflasyon sarmalına girmiş görünmektedir. 24 Haziran seçimlerinden sonra popülist politikaların, 9 ay sonraki yerel seçimler de düşünülerek ne kadar sürdürüleceği belirsizdir-iktidara kim gelirse. Seçimlere ise ülke OHAL’de girecektir. Aşırı bozuk gelir dağılımı çözülmesi gereken bir sorun olarak ekonomik karar vericilerin önünde durmaktadır. Adaletin olmadığına, hukukun kalmadığına dair sesler yükselmektedir.

Yazının devamını okumak için tıklayın