Sultan Bilgin… 1995 yılında Adana’nın merkez ilçelerinden Seyhan’da doğmuş. Beş çocuklu bir ailenin dördüncü evladı olarak hayattaki yerini alan Bilgin, henüz ilkokul 2. sınıfta öğrenim görürken bir mermer atölyesinde çalışmaya başlamış. Ortaokul mezuniyet diplomasını aldıktan sonraysa, okul hayatına virgül koyup Uzakdoğu sporlarından taekwon-do’yla aktif olarak ilgilenmiş. Ardından, öğrenimine açık lisede devam eden Sultan Bilgin, yıllardır farkında olduğu sanatsal yeteneklerini geliştirmek için Ressam Engin Buğa’nın eğitim verdiği atölyedeki çalışmalara katılmış. Dilerseniz, hikâyenin devamını ressamımızın anlatımından öğrenelim:
“Resim, ben kendimi bildim bileli hayatımın bir parçası oldu… İlkokuldaki hocam çizimlerimi görüp çalıştığım işyerime gelmişti. Ama şartlar elverişli olmadığından
araya epey bir mesafe girdi. Uzun bir iş hayatım oldu. Artık katlanamıyor, resim çizmem gerektiğini biliyordum. Ait olmadığım bir yerde bulunmaktan çok rahatsızdım. Sonra Engin Hoca’yla tanıştım, hislerime tercüman oldu. Bana, seni anlıyorum demişti. O zaman resimleri hissetmeye başladım. İki sene aralıksız resim çalıştım.”
DÖVME SANATI VE RESİM
“Sonra askere gitmeye karar verdim. Askerliğimin ardından çalışmayacak, kendimi resme verecektim. Öyle de oldu… Yanı sıra, dövme sanatıyla uğraşmak istedim. Hem sevdiğim bir iş olacaktı, hem de hayatımı sürdürebilecektim.
Hayattan, resim çizmek dışında bir beklentim yok… Sanatın evrensel boyutlarda olması, içimizdeki derin boşluğu sanatla ve sevgiyle doldurulması düşüncesini
benimsiyorum. Resimlerimi yaparken onları hissetmeye çalışıyorum, ruhumu yansıtmaya gayret ediyorum ve yeni şeyler tasarlıyorum. Çok iyi bir ressam olmak
istiyorum. Ben resim için yaratıldım, bunu hissedebiliyorum.”
Yine, sanat için yaratıldığına inanan bir dostun renkli yüreğini açıp derinliklerini paylaşmaya çalıştık… Bu duygularla kendine yol bulup ilerlemeyi başaran nice
insanlar var memleketimizde. Onları bulup bağrımıza basmaksa yine bizim elimizde.
