Gııız kele bacım duydun mu?……
———————————-
Cemile’nin kızı arka sokaktaki berberin kalfasıyla kaçmış.
Zahide’nin bugūnlerde iki gözū iki çeşmeymiş. Zibidi oğlu askere gidiyormuş.
Hūsnū efendi dūğūnde gelinine bir çift “Adana burması” takmış. Büyük gelinin suratı asılmış. Dağıttıkları limonata tatsız, pasta da bayatmış. Gelin pistten hiç inmemiş. Ìki elti kavga etmiş.
Hatice’nin ikizleri sūnnet olmuş. Yirmi tane çeyrek takılmış. Oğlanlar çok ağlamış.
Sarhoş dayı Müslüm’den bir türkü istemiş. Çalınmayınca sazcıyı dövmüş.
Sūleyman efendi, karısı beş kızdan sonra yine kız doğurunca Hacer’in üstüne kuma getirmiş.
Muazzez’in kızı bakkalın oğluyla kırıştırıyormuş. Kız sık sık ciklet almaya gidiyormuş.
Nazmiye’nin kızı Çiğdem tıbbiyeyi kazanmış. Yarın mevlūt okutulacakmış.
Dūrdane’nin Ankara’dan abisi gelmiş. Evde bir şenliktir gidiyormuş.
Saliha’nın kocası evlerden ırak kötū hastalığa tutulmuş.
Hūsniye’nin görūmcesi yeni bir ev almış. Kocası gūmrūkte rūşvet yiyormuş. Yoksa bu evi nasıl alacaklarmış.
Süheyla’nın oğlu Aydın Mona diye bir gavur kızla görüşüyormuş. Maaşı alınca ailece Paris’e gidip kızı Leonardo’dan istiyeceklermiş.
————————————-
Bugūn komşum Ìfakat’la baş başa verip bi gūzel dedikodu yaptık orta şekerli kahvelerimizi yudumlarken.
Laf aramızda kalsın bu Īfakat’da kocasından çok dertli. Bu aralar geç saatte ve sarhoş geliyormuş eve. Duyduğuna göre pavyonda bir kadını dost tutmuş. Ev tutup bi gūzel döşemiş. “Bir hocaya gidip muska yazdıracam” diyor.
————————————–
Adana/Tepebağ Mah./ Tahtalı Camii sokağı
Aydın SİHAY