Ülkeyi Birleştiren Narin’in hikayesini Cüneyt Özdemir iyi yazmış

Galip Tekin, Leman’da çizgilerle anlatırdı bu köyleri bize… Uzakta görmediğimiz gitmediğimiz o köylerde tuhaf insanların, o korkunç gölgeli insanların ürkütücü hikayelerini. Bir mizah dergisinin içinde böylesine trajik hikayeler görmeye şaşırmazdık!Sonra Sezen Aksu onca eğlenceli şarkısının arasında Ünzile’yi yaptı. Bir tokat gibi notalarla suratımıza çarpıyordu o gitmediğimiz görmediğimiz köylerde yaşanan sıradan hayatların içindeki çaresizliği. Trajedi değil çaresizlikti Ünzilelerin hikayesi.Oysa her şey sabah kuşaklarında normalleşti. Artık bir mizah dergisinde, bir şarkıda, üçüncü sayfa haberelerinde geçmiyordu olaylar. Bu köylerdeki tuhaf ilişkiler, cinayetler, kayıplar canlı yayında konuşuluyor, kapıda polis bekliyordu.
Dünyanın en güzel adlarını nereden bulup koyabiliyorlar bu çocuklara ve o çocuklar nasıl kader gibi hemen hemen hep aynı hayatları yaşatıyorlar sahi?Narin’i geç çok geç bulduk.Yaşatamadık.Şimdi büyük bir kalp kırıklığı ve başımızda umutsuzluk bulutu ile dolaşıyoruz artık hepimiz biliyoruz ki bu kişisel bir cinayet değildi. Köyün daha önceki ölümlerindeki gibi bildik, bilindik bir sırrıydı.Belki sosyal medya olmasa köydeki diğer çocuk ölümleri gibi ‘kaza’ veya ‘kayıp’ olarak kayıtlara geçip dosyanın üstü kapanacaktı.Farkında mısınız kimse uzun süredir hukuğa adelete güvenmiyor.Elimizde kala kala sosyal medya kaldı.Biliyoruz ki sahipsiziz.Bir tek sosyal medyada dayanışarak cinayetleri çözmeye, kayıp Narin çocuklarımızı bulmaya, depremlerde yardım toplamaya, hırsızı, arsızı, teşhir etmeye çabalıyoruz. Adalet çok uzun zamandır zenginin, güçlünün ve paranın yanında.Hepimiz o Narin’in yaşadığı köyde yaşıyoruz artık. Etrafımız korkunç gölgeli, kabarık suç sicilli insanlarla çevrili.Bir pamuk ipliğine bağlı hayatların kahramanlarıyız.Nadir’in katillerine ‘kader mahkumu’ diyecekler üç vakte kadar. Takım elbise giydikleri için cinayetten indirime gidecekler. Belki başka cinayetlere de karıştıklarını öğreneceğiz. En kötü çıktıklarında ki çok kısa zamanda aramıza karışacaklar yeni cinayetlere kalkışırken korkmayacaklar.Ah adı gibi Narin kızım.Biliyorum yaşatamadık seni ama en fenası ne biliyor musun cinayetinin de doğru dürüst hesabını soramayacağız.Korkunç bir karanlık gölge çöküyor üzerimize…
Galip Tekin, Leman’da çizgilerle anlatırdı bu köyleri bize… Uzakta görmediğimiz gitmediğimiz o köylerde tuhaf insanların, o korkunç gölgeli insanların ürkütücü hikayelerini. Bir mizah dergisinin içinde böylesine trajik hikayeler görmeye şaşırmazdık!
Sonra Sezen Aksu onca eğlenceli şarkısının arasında Ünzile’yi yaptı. Bir tokat gibi notalarla suratımıza çarpıyordu o gitmediğimiz görmediğimiz köylerde yaşanan sıradan hayatların içindeki çaresizliği. Trajedi değil çaresizlikti Ünzilelerin hikayesi.
Oysa her şey sabah kuşaklarında normalleşti. Artık bir mizah dergisinde, bir şarkıda, üçüncü sayfa haberelerinde geçmiyordu olaylar. Bu köylerdeki tuhaf ilişkiler, cinayetler, kayıplar canlı yayında konuşuluyor, kapıda polis bekliyordu.
Dünyanın en güzel adlarını nereden bulup koyabiliyorlar bu çocuklara ve o çocuklar nasıl kader gibi hemen hemen hep aynı hayatları yaşatıyorlar sahi?
Narin’i geç çok geç bulduk.
Yaşatamadık.
Şimdi büyük bir kalp kırıklığı ve başımızda umutsuzluk bulutu ile dolaşıyoruz.
Artık hepimiz biliyoruz ki bu kişisel bir cinayet değildi. Köyün daha önceki ölümlerindeki gibi bildik, bilindik bir sırrıydı.
Belki sosyal medya olmasa köydeki diğer çocuk ölümleri gibi ‘kaza’ veya ‘kayıp’ olarak kayıtlara geçip dosyanın üstü kapanacaktı.
Farkında mısınız kimse uzun süredir hukuğa adelete güvenmiyor.
Elimizde kala kala sosyal medya kaldı.
Biliyoruz ki sahipsiziz.
Bir tek sosyal medyada dayanışarak cinayetleri çözmeye, kayıp Narin çocuklarımızı bulmaya, depremlerde yardım toplamaya, hırsızı, arsızı, teşhir etmeye çabalıyoruz. Adalet çok uzun zamandır zenginin, güçlünün ve paranın yanında.
Hepimiz o Narin’in yaşadığı köyde yaşıyoruz artık. Etrafımız korkunç gölgeli, kabarık suç sicilli insanlarla çevrili.
Bir pamuk ipliğine bağlı hayatların kahramanlarıyız.
Nadir’in katillerine ‘kader mahkumu’ diyecekler üç vakte kadar. Takım elbise giydikleri için cinayetten indirime gidecekler. Belki başka cinayetlere de karıştıklarını öğreneceğiz. En kötü çıktıklarında ki çok kısa zamanda aramıza karışacaklar yeni cinayetlere kalkışırken korkmayacaklar.
Ah adı gibi Narin kızım.
Biliyorum yaşatamadık seni ama en fenası ne biliyor musun cinayetinin de doğru dürüst hesabını soramayacağız.
Korkunç bir karanlık gölge çöküyor üzerimize…