ÇAĞDAŞ SANAT (MEDITERRANEAN BIENNIAL / CONTEMPORARYART)’A DOĞRU:
Y – A – P – A – B – İ – L – İ – R – İ – Z !
ÇUKUROVA KÜLTÜR GİRİŞİMİ İNİSİYATİFİ /
ÇUKUROVA ÇAĞDAŞ SANAT KÜLTÜR VE EĞİTİM VAKFI
(ÇUKUROVA ÇAĞDAŞ)
https://www.instagram.com/mersin/reel/CztiopHizpM/
Sayın Çukurova Kültür Girişimi İnisiyatifi öncüsü ve Çukurova Çağdaş Sanat Kültür ve Eğitim Vakfı
(Çukurova Çağdaş) Kurucular Kurulu üyesi değerli yol arkadaşımız;
bildiğiniz üzere ülkemizin güneyinde Kahramanmaraş merkezli meydana gelen büyük deprem -talihsiz ve
ölümcül bir biçimde- bölgemizde yer alan 5 ilimizden dördünde birden büyük bir yıkıma, on binlerce insanımızın
ölümüne ve toplumsal bir trajediye yol açtı. Sanki bir tür savaş yıkımını andıran bu büyük felaket vatandaşlarımızın
yanı sıra birçok kültür girişimcisi arkadaşımız, değişik alanlardan sanatçılarımız, sanat ve kültür insanımız da bu
büyük yıkımdan önemli ölçüde etkilendi, hayatını ve yakınını kaybetti; yerini yurdunu terk etmek zorunda kaldı.
Yıkım bununla da kalmadı. Başta 15 Nisan – 30 Mayıs 2023 tarihleri arasında Tarsus merkezli olmak üzere
MERSİN / ADANA / OSMANİYE / HATAY / KAHRAMANMARAŞ illerinde aynı anda gerçekleşmek üzere
planlamış olduğumuz 1. AKDENİZ BİENALİ / ÇAĞDAŞ SANAT / MEDITERRANEAN BIENNIAL /
CONTEMPORARYART bienal programımızın uygulanacağı bu dört ilimizdeki tarihsel güncel bienal alanları ile
sergi mekanlarının da yıkımları ve hala netleşmemiş büyük hasarlarıyla sonuçlanmıştır.
Öte yandan bu büyük felaket üzerine Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı tarafından alınan OHAL (Olağanüstü
durum) tedbiri kararı gereğince Kültür Bakanlığımıza ait bölgemizdeki bütün mekanlarda yapılacak etkinliklerin 3
ay süreyle durdurulması ve ertelenmesi de bienal programımızı da önemli ölçüde etkilemiştir.
Bu bağlamlardan bakıldığında, bienal tarihimizin ertelenmesi ve kesin tarihinin sonraki gelişmelere bağlı olarak
önümüzdeki sonbaharda – muhtemelen15 Ekim- 30 Kasım 2023- yapılması kararı alınmıştır. Belki zamanı değil
fakat yine de sorumluluklarımız ve vazgeçilemez gelecek kültürel ütopyalarımıza bağlılığımız adına bilinmesini
isteriz ki; ÇUKUROVA ÇAĞDAŞ SANAT KÜLTÜR VE EĞİTİM VAKFI, MEDITERRANEAN BIENNIAL /
CONTEMPORARYART için kararlı olup -uzun vadede- bölgemizde uluslararası bir çağdaş sanatlar müzesi kurma
çalışmalarının yanı sıra bu çabayı destekleyici olmak üzere söz konusu bienal organizasyonu için de yine aynı ilkeler
ve heyecanla yine “Yapabiliriz!” mottosuyla çalışmalarımız devam etmektedir.
Ayrıca şimdiden açıklamakta yarar umuyoruz ki: bundan böyle her iki yılda bir geleneksel olarak 15 Nisan – 30 Mayıs tarihleri
arasında düzenlenecek olan bienalimiz 2024 yılında da yine aynı tarihlerde, aynı gerekçe ve referanslarla ULUSLARARASI
AKDENİZ ÇAĞDAŞ MÜZİK BİENALİ / INTERNATIONAL MEDITERRANEAN MUSIC BIENNIAL çalışmalarımız da
şimdiden başlamış olup halen sürdürülmektedir…
Ressam Ekrem Kahraman
Görüleceği üzere bizler hala olumlu-olumsuz ne olduğunu ya da neler olabileceğini etraflıca düşünmeye ve gereken
sorumluluklarımızı yerine getirerek soğukkanlı olmaya ve öyle davranmaya gayret ediyoruz.
Öncelikle bu vesileyle bir daha ve yeniden yeniden başımız sağolsun diyor ve geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.
Ekte genel koordinatörümüz, danışmanımız ve öncümüz Ekrem Kahraman tarafından hazırlanan durum bilgisi metni bir tür
yaşananları ve yapılanları “yeniden hatırlama” ve son durum raporu sayılmalıdır.
Sonsuz selam saygı ve sevgilerimizle…
HASAN ŞEMSİ
ÇUKUROVA ÇAĞDAŞ SANAT KÜLTÜR VE EĞİTİM VAKFI
(ÇUKUROVA ÇAĞDAŞ)
Yönetim Kurulu Başkanı
Tarsus Kültür Girişimi İnisiyatifi’nden Çukurova Kültür Girişimi İnisiyatifi ve
Çukurova Çağdaş Sanat Kültür Ve Eğitim Vakfına…
Tarsus Kültür Girişimi İnisiyatifi (01 Ocak 2023 tarihi itibariyle ismini Çukurova Kültür Girişimi
İnisiyatifi olarak değiştirmiştir.) oluşturulması düşüncesi 20 Kasım 2019 tarihinde Adana’da Korart Sanat
Galeri’sinde düzenlenen “Enki” başlıklı grup sergisi sırasında gündeme getirilerek kimlik bulmuştur. Söz
konusu sergi nedeniyle Çukurova Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi salonunda düzenlenen ve Resim
Bölümü Başkanı ve sanatçı Dr. Muzaffer Tire moderatörlüğünde İstanbul’da yaşayan Tarsus doğumlu
sanatçı, sanat yazarı ve şair Ekrem Kahraman ile Mardin doğumlu Mersinli genç ressam Kadir Akyol’un
“Günümüzde Çağdaş Sanatın Dünyada ve Türkiye’deki Durumu” başlıklı söyleşilerinin ardından Tarsuslu
ressam ve Ressamlar Derneği kurucusu Hülya Atakan’ın fikri vizyonu ve önerisiyle gündeme taşındı.
Öneriye Tarsuslu iş insanı Aydan Dirik’in de katılımıyla Ekrem Kahraman’ın genel koordinatörlüğü,
danışmanlığı ve öncülüğünde bir araya gelerek hep birlikte çalışmaya başladılar.
Bu çalışmalar sırasında gruba Kültür Bakanlığı Eski Müşteşar Vekili ve Emekli Danıştay Üyesi Tarsuslu
Abdullah Dörtlemez; Tarsus Kent Konseyi Başkanı Dr. Ali Cerrahoğlu; Eczacı, Fotoğraf Sanatçısı Can
Kalağoğlu; Berdan Cıvata Yönetim Kurulu Başkanı, iş insanı Hasan Şemsi; finans danışmanı H. Nuri
Doğan; emekli savcı ve TARSADER başkanı Osman Homurlu; iş insanı, ressam, yazar, koleksiyoner
Remzi Karabulut ve emekli bankacı Semih Yüksel de bu ilk öncüler arasına katılıp girişimi bütün bölgeye
ve Türkiye’ye yaydılar. 12 Mart 2020 tarihinde (Coronavirüs salgını yasaklarının henüz başladığı günlerde)
farklı kent, meslek, alan ve siyasi görüşlerden (ayrımsız bir biçimde) ilk girişimciler bölgenin en eski kadim
kenti Tarsus’ta Tarsus Kent Konseyi salonunda geniş katılımlı bir basın toplantısıyla Çukurova bölgesinde,
esas olarak bütün Türkiye’yi ve Akdeniz Ülkelerini de içine alan ve “YAPABİLİRİZ!” mottosuyla bir
çağdaş sanat kültür ve eğitim girişimi başlattıklarını ve bunun merkezine de Tarsus’ta uluslararası bir
çağdaş sanatlar müzesi kurma vizyonunu koyarak harekete geçtiklerini ilgili kamuoyuna basın yoluyla
açıkladılar ve Tarsus’ta bir dizi toplantı gerçekleştirdiler.
İnisiyatif öncüleri, bir yıl içerisinde Çukurova bölgesinde yer alan illerin (Mersin, Adana, Hatay,
Osmaniye, Kahramanmaraş vd.) yanı sıra başta İstanbul ve Ankara olmak üzere hem Türkiye’nin hem
dünyanın farklı ülkelerinden içlerinde farklı meslek, alan, siyasi görüş, grup ve partiden siyasetçi, aydın,
entelektüel, bürokrat, ressam, sanatçı, sanatsever, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, eski bakanlar,
milletvekilleri, belediye başkanları vd. olmak üzere yaklaşık 2.000’in üzerinde sanat edebiyat kültür ve iş
insanını, CEO’yu, tarihsel, toplumsal ve kültürel olarak gelecek vizyonu yüksek özel tüzel gönüllü ismi
örgütlediler. 10 Mart 2021 tarihinde ise Tarsus’ta asgari 10 -15.000 metrekarelik kapalı alana sahip
uluslararası bir çağdaş sanatlar müzesi kurulması amacıyla başkanlığını Berdan Cıvata Yönetim Kurulu
Başkanı iş insanı Sayın Hasan Şemsi’nin başkanlığında 114 Kurucu isimle birlikte ÇUKUROVA ÇAĞDAŞ
SANAT KÜLTÜR VE EĞİTİM VAKFI (ÇUKUROVA ÇAĞDAŞ)’ı kurdular. Vakıf Kurucular Kurulu,
yeni katılımcılarla birlikte ilk seçimli genel kurulda 159, en son ara genel kurulda ise 165 “Mütevelli heyet”
(kurucu üye) sayısına ulaşmış bulunmaktadır.
Değerli yol arkadaşımız bugün 12 Mart 2023 tarihi itibariyle girişimimiz 3. yılını tamamlamış
bulunmaktadır. İzninizle bazen tarihsel hayatın zaman zaman nasıl da ders verici bir biçimde bir dizi trajik
rastlantıyla biz insanları ikaz etmeye çalıştığına dikkatinizi özellikle çekmek isterim ki; girişimimizin
başlangıcında ortaya çıkan ve hiç beklenmedik o büyük ve ölümcül Covid 19 salgınıyla bütün dünyayla
birlikte sarsılmışken şimdi de girişim olarak 3. yılımızda da yine ülkemizin güneyinde meydana gelen
Kahramanmaraş merkezli büyük ve ölümcül bir tarihsel deprem faciasıyla karşı karşıyayız.
Belki de asla unutmamamız ve yeniden yeniden hatırlamamız gerekir ki; güncel hayat ile tarihsel hayat
aslında iç içe ilerliyor fakat bizler çoğu zaman bu tarihsel kadim hakikati göz ardı edebiliyoruz. Öyle
sanıyoruz ki her şey yalnızca bugünle sınırlı. Oysa dün ve yarın da var ve bu üçlü belirliyor bizim de
ülkemizin de, doğduğumuz ve yaşadığımız kentlerin de yaşamını ve muhtemel geleceğini. Yaşadığımız bu
büyük deprem bu büyük hayat ve tarih hakikatini bizlere kafamıza vura vura yeniden hatırlatmak istiyor.
Daha en başından itibaren (20 Kasım 2019) önüne en az 8 -10 yıllık bir gelecek vizyonu koyarak
çalışmalarını bu yönde sürdüren Çukurova Kültür Girişimi İnisiyatifi ve onun bünyesinden (10 Mart
2021) tarihinde resmi olarak oluşturulan Çukurova Çağdaş Sanat Kültür ve Eğitim Vakfı, girişimle ilgili
Tarsus ve Mersin’de, başta Tarsuslu mahalle ve köy muhtarları olmak üzere bir dizi bilgilendirme
toplantısının yanı sıra alandan isimlerle söyleşiler düzenledi. Yapılması amaçlanan çağdaş sanat ve kültür
vizyonu hedeflerini ilgililerin yanı sıra Kültür Bakanlığı’yla da paylaştı. Bir yandan da Çukurova
bölgesinde geniş kapsamlı bir çağdaş sanat eseri koleksiyonu oluşturmak amacıyla bütün Türkiye’de aynı
anda bir bağış eser ve sanat kitabı kampanyası başlattı. Kısa zamanda 100’ün üzerinde ressam, sanatçı, sanat
insanı ve kurumunun gönüllü bağış desteklerini alarak bölgenin ilk geniş çaplı sanat ve kültür koleksiyonu
ile Tarsus’un şimdilik 10 -12.000 yıllık bir tarihe doğru uzanan tarihi üzerinden belki de dünyanın ilk Sanat
Kitapları Kütüphanesi koleksiyonunu oluşturmaya girişti. Mersin Büyükşehir Belediyesi, Tarsus Ticaret
ve Sanayi Odası destekleriyle de hem koleksiyonuna almış olduğu eserlerden ve kitaplardan geniş kapsamlı
bir seçkiyi 4 -19 Kasım 2022 tarihleri arasında Çukurova Sanayi İşletmeleri Fabrikası’nın tarihi
mekanlarında bölge halkına ilk kez sergiledi.
Bölgesel Olarak Coğrafi Kültürel Ve Uluslararası Bir Tarih:
TARSUS TARSUS! ÇUKUROVA ÇUKUROVA!
TARSUS: Tarsos / Tarsós / Tr̥sós (Baal Tarz) / Tersîs / Tarsûs / Tarasus / Terasus / Tarsa / Tarsu
Tar-şa (UruTar-Sa) / Tarse / Tarzi (Tarzu) / Tarasis / Tharsis / Tarzı / Tarz (Tepei) / Tarsi /
Tarhunda / Tarhunt / Efsus / Arsus / Tersîs / Tarsis / Tarhon / Tarkon / Tersi / Tersein (Tarsein) /
Tepikon / Aratos / Aratus / Parthenia / Kizzuwatna / Iuliopolis /Andrasos / vd.
Tarihsel bir sıralamaya tabi tutulmadan bir araya getirilmiş yukarıdaki harf kümeleri bugüne kadar -başta
Tarsus Gözlükule Höyüğü olmak üzere- Tarsus ve çevresinde yapılmış ve halen de sürdürülmekte olan
arkeolojik kazılardan elde edilen bulgular ile bunlar üzerinden konunun uzmanı arkeologlar, araştırmacılar,
tarihçiler, yazarlar, siyaset ve kültür bilimcileri tarafından kaleme alınmış tarihçe, tarih ya da felsefi
metinlerden derlenmiş tarihsel Tarsus’un gelmiş geçmiş isimlerinden yalnızca bazıları…
Bir zamanlar Akdeniz’in kuzey (bugünkü Portekiz, İspanya, Fransa, Monako, İtalya, Slovenya, Hırvatistan,
Sırbistan, Karadağ, Kuzey Makedonya, Bosna-Hersek, Arnavutluk, Yunanistan, Malta, Güney Kıbrıs Rum
Yönetimi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, vd.) ve güney kıyılarını (bugünkü Mısır, Libya, Cezayir, Tunus,
Fas vd.) ile Doğu Akdeniz (bugünkü Suriye, Lübnan, Ürdün, İsrail, Filistin, Mısır vd.) içine alan Antik Roma
uygarlığı (MÖ 753-MS 476) egemenliğinde bulunan bu büyük kültürel coğrafyada Roma imparatorluğu’nun
bir eyaleti olan Kilikya (bugünkü Çukurova) ve onun uzunca bir süre önemli bir uygarlık merkezi olarak
işlev gören kadim Tarsus ise Kilikya eyaletinin efsane başkenti. İsa’nın 13. Havarisi / elçisi olarak da bilinip
anılan ve bütün Hristiyanlık dünyası tarafından kutsal olarak kabul edilmiş St. Paul’un doğup büyüdüğü ve
yaşadığı bereketli toprakların, kültürlerin coğrafyası…
Hatti Ülkesi’nden (Asia Minör) Küçük Asya’ya… / Küçük Asya’dan Anatolia’ya… / Anatolia’dan
(Turchia) Anadolu’ya… / Anadolu’dan Osmanlı İmparatorluğu’na / İmparatorluk’tan Cumhuriyet’e:
Türkiye’ye … / Türkiye’den Yakın Asya, Yakın Ortadoğu ve Akdeniz bölgesine (Kuzey Afrika – Güney
Avrupa vd.) ülkelerine…
Levant’tan Hypachoea’ya / Hypachoea”dan Antik Cilicia Trachea (Dağlık Kilikya) ve Cilicia Pedias
(Düzlük Kilikya) Cilicia’ya ve onun başkenti Tarsus’a / Kilikya’dan da günümüzün bereketli kültürel
Çukurova’sına…
Oğuz Türkmenleri’nin Toros Dağları’nı aşıp güneye Akdeniz kıyılarında yer alan Kilikya’ya (bugünkü
Çukurova) inmeleri sırasında, henüz Toroslar’ın eteklerindeyken sürpriz bir biçimde önlerine serilen bu
“düz ova” Toros Dağları yamaçlarından bakıldığında sanki çukurdaymış gibi göründüğü için “Çukur” ya da
“Çukurova” ismini yakıştırdıkları ve bu ismin de zamanla bu söyleyiş haliyle kabul görerek kalıcı hale
geldiği belirtilmektedir. Toros Dağları’nın yamaçlarından kıvrıla kıvrıla “çukur”a inildikten sonra, dağların
arasından bu düzlüğe doğru akan Seyhan, Ceyhan ve Berdan ırmaklarının sularıyla beslenen ve Homeros
tarafından da “Aleian düzlüğü” olarak anılan Çukurova gerçekten de Akdeniz’e kadar uzanan bu bereketli
topraklar Türkler için hep “ÇUKUROVA” olarak bilinmiş ve günümüze kadar da bu isimle anılmaktadır.
Anadolu, Çukurova ve Türkiye… Üçü de bazen zamansal ve tarihsel, bazen kavramsal ve anlamsal bazen de
toplumsal ve kültürel olarak birbiriyle iç içe büyüyüp gelişerek içerik kazanmış benzer ya da ardışık bir dizi
ilişkiler içinde oluşmuş kavramlar. Üçü de hem tarihsel ve kültürel hem düşündürücü ve cesaretlendirici hem
de ilham verici destansı içeriklere felsefi kültürel iletilere ve imgelere sahip… Üçü de aynı coğrafi kültürel
topraklar üzerinde iç içe geçerek oluşmuş toplumsal kültürel uzun bir tarihsel sürecin dönüşümleri
sonucunda oluşmuş bir dizi ardışık ve iç içe geçmiş uygarlığın somutlaşıp kimlik kurması…
Anadolu’nun uzunca bir süre önce Türkleşmesi, sonra da Türklerin önce Müslümanlığı ve 1923 yılında da
yeni bir devlet kurarak ve Cumhuriyeti benimsemeleri tarihsel bir evrimleşmenin zorunlu sonucu olduğu
kadar aynı zamanda bir tür yeni bir içerik, anlam ve form üretmesi de demek aslında…
Ünlü İngiliz şair ve oyun yazarı William Shakespeare 5 perdelik oyunu Pericles’de Tarsus’u, Hatay’ın
merkez ilçesi Antakya, Efes, Bergama ve Lübnan’ın tarihi Sur (Tyr) kenti ile yine Doğu Akdeniz
sahillerinde yer alan kutsal topraklarda kurulu birbirine bağlı beş kentten (Sodom, Gomorrha, Zoar,
Admah, Zeboim) oluşan Pentapolis kentleriyle birlikte anar.
Efes dışında kalan sözü edilen diğer kentler, bilindiği üzere o dönem “Levant” adıyla anılan Doğu Akdeniz
kıyılarından başlayıp, doğuda Mezopotamya, batıda Doğu Akdeniz, güneyde Arabistan ve Afrika çölleri ve
kuzeyde ise günümüzde artık Çukurova diye anılan bölge ile Pamfilya (Antalya) ovasının Alanya tarafında
yer alan kısmının da dahil edildiği Toros Dağları’yla çevrili büyük bir tarihsel bölgede yer almaktadır.
Bu kadim “bereketli” coğrafyaya günümüzde bile geleceğe yönelik oldukça yoğun öngörü, gerçeklik ve
tartışma konusu yapılarak aşırı önem atfedilen Yakın Ortadoğu ya da Yakın Asya olarak tanımlanan
(bugünkü Suriye, Lübnan, Ürdün, Filistin, İsrail, İran, Irak, Suudi Arabistan, Yemen, Kuveyt, Umman, Katar,
Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Pakistan, Afganistan vd.) eklendiğinde önümüze büyük insanlık tarihinin
-şimdilik- tıpkı Tarsus gibi yaklaşık 10 -12.000 yıllık ortak geçmişe sahip uzak yakın bütün bölge ülkeleri,
kadim insanlık kültürleri, geniş kültür / inanç / yaşam vahaları ve çağımızın temel ulus kültürleriyle bezeli
büyük bir coğrafyanın zengin birikimi çıkmaktadır…
Kadim Akdeniz Uygarlıkları Ve Muhtemel Yeni Bir Kültürel Gelecek
Akdeniz Üniversitesi bünyesinde kurulu Akdeniz Uygarlıkları Araştırma Enstitüsü raporlarında da
belirtildiği üzere Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarının hem tarihsel hem kültürel hem coğrafya olarak
neredeyse iç içe geçtikleri bu büyük ve “bereketli” kültürel vahada yer alan, eski tarihi kadim ulus
kültürlerinin çevrelediği Akdeniz bölgesi yalnızca kıyıdaş ülkelerde kökleşip gelişen temel bilimler, yazı ve
teoloji ile yetinmeyip aynı zamanda Mısır, Hitit, Finike, Helen, Roma, Doğu Roma, İslam, Selçuklu ve
Osmanlı gibi dünya tarihine yön veren belli başlı büyük uygarlıklara ev sahipliği yapmış olmasıyla da
kendine has özellikleri olan ve halen de barındıran özgün bir coğrafyadır. “Akdeniz Havzası; Güney Avrupa
ülkeleriyle batı medeniyetine, Kuzey Afrika ülkeleriyle Arap medeniyetine, Ön Batı Asya ülkeleri ile kadim
birçok kültürü barındırırken ve özellikle Türkiye ile Türk medeniyetlerine ev sahipliği yapmaktadır. Bu
medeniyetlerden Roma, Doğu Roma, Emevi, Abbasi, Fatımi, Eyyûbi, Memluk, Selçuklu ve Osmanlı
dönemlerinde, felsefe, bilim ve üç büyük semavi dinin sağladıkları kültürel ve tarihsel katkı, Akdeniz’in
sınırlarını aşarak tüm insanlık tarihinin birikimini oluşturan ortak bir belleğe dönüşmüş gibidir.
Geçmişte olduğu gibi günümüzde de bölgemiz bu tarihsel kültürel kadim önemini korumaktadır. Havza
çevresinde ekonomik sosyal gelişmesini tamamlamış bölgelerle ile gelişmekte olan bölgeler ve geri kalmış
bölgeler iç içe ve yan yana bulunmaktadır. Kalkınma ve geri kalma, kültürel düzeyle doğrudan ilişkilidir.
Bölgeleri birbirinden farklı kılan faktörler, ancak kültürel bir perspektifle anlaşılabilecektir.”
Bu büyük kültürel girişimin hem ufku geleceğe açık çağdaş kimliği ve birikimi bağlamında hem yakın
Ortadoğu, yakın Asya ve Akdeniz bölgesinin kültürel yaratıcı, ilham verici bir merkez-sentez olacak uzun ve
birikimli tarihi, siyasal toplumsal kültürel geçmişi, hem olanakları yüksek yeni gelecek vizyonları içermesi
nedeniyle birçok açıdan hem Tarsus’a ve Çukurova (Mersin, Tarsus, Adana, Osmaniye Kahramanmaraş,
Hatay / Antakya vd.) Bölgesi’ne, hem Türkiye, Ortadoğu ve Akdeniz Bölgesi’ne fazlasıyla yakışacağına,
başta bölgemiz olmak üzere tarihsel ve kültürel olarak yepyeni bir anlam katacağına, bunun da zamanla hem
geleneksel hem modern hem de güncel çağdaş sanat ve kültürel olarak Afrika ve Asya ülkelerine de
yayılarak mazlum milletlere açılmasını, böylece Türkiye’nin bölgedeki öncü siyasi, toplumsal kültürel çağdaş
uygarlık iddialarına, muhtemel yeni bölgesel eşdeş kültürel yeni projelelere çağdaş insani kültürel yaratıcı
içerikler katarak ülkemizi hem yeni bölgesel hem küresel hedeflerinde ve pozisyonlarında güçlü öncü bir
konuma taşıyacağı düşünülebilir. Bu vizyonu yüksek kurumsallaşma çabasının başta Ortadoğu Bölgesi
olmak üzere doğusuyla batısıyla, güneyi ve kuzeyiyle gerçekten de her açıdan hem bölgemiz Çukurova’ya
hem ülkemize yepyeni ve anlamlı bir insanlık örneği oluşturarak büyük bir kültürel, ekonomik bir merkez
yani “kültürel bir vaha” kimliği kazandıracağı açıktır.
Uzak yakın birçok ülkenin iştahını kabartan -neredeyse bütün dinlerin, bütün tarihsel kültürel insanlık
iddialarının, yeni gelecek ütopyası fikirlerin, yeni sanat ve kültür formları ve uygarlık içeriklerinin boy
vermiş olduğu- bu büyük ve tarihi kadim bölgeye savaş ve istila vb. yaklaşırken aynı alana Türkiye’nin ve
kadim bölge ülkelerinin, uluslarının geleneksel ve çağdaş sanatlarını ve kültürlerini de içine alan, bu tarihsel
birikimleri tutkuyla sahiplenen, öncülük eden böylesi girişken bir tutumun yol açacağı büyük tarihsel
kültürel girişim çabası ve kurumlaşması bölgemiz güçleriyle birlikte ve devletimizin de öncülüğü ve
destekleriyle her anlamda heyecan verici olacağı tartışmasızdır.
Eğer bu büyük tarih kültür ve uygarlık birikimi üzerinden tarihe bir kayıt düşmek gerekirse; görüleceği üzere
Çukurova Kültür Girişimi İnisiyatifi ve ÇUKUROVA ÇAĞDAŞ SANAT KÜLTÜR VE EĞİTİM VAKFI
(ÇUKUROVA ÇAĞDAŞ), tam da bu tarihsel kültürel uygarlık birikimi üzerinden geliştirilen muhtemel
öngörülere göre de bu olanaklı durumunu önümüzdeki yüz yıl içerisinde de aynı biçimde koruyup sürdüreceği öngörüsüyle hareket etmektedir.
Bir zamanlar hem Çukurova, hem Yakın Ortadoğu ve Yakın Asya, hem de Doğu-Batı, Güney-Kuzey
demeden bütün Akdeniz ülkelerinin tarihi, siyasi, toplumsal, ulusal, coğrafi, sanat, kültür ve uygarlıklar
birikiminin merkezinde uzunca bir süre belirleyici bir kültürel merkez olarak benimsenmiş Kilikya ve onun
başkenti konumundaki Tarsus’ta, tarihindeki bu uluslararası bölgesel kültürel pozisyonunu yeniden öne
çıkarma ve bölgesel çağdaş sanat ve kültürleriyle yaşayan bir ilişki kurma ve bu zemin üzerinde uluslararası
yeni, çağdaş bir sanat ve kültür vahası (Uluslararası Çağdaş Sanatlar Müzesi) kurma girişimine öncülük etme
misyonunu benimsemiş bir çağdaş sanat kültür ve tarih girişimidir. Bu bağlamda birçok kültürel, toplumsal,
tarihsel anlam ve bağlamda birbiriyle hayati ilişkiler üzerine kurulu zincirleme bir bütünlük oluşturan yakın
bölge ülkeleri kültürleri ve toplumların bir arada düşünülmesi ve yan yana getirilmesi vizyonu üzerinden
Tarsus / Çukurova merkezli çağdaş ve kültürel bir ütopyayı hayata geçirmeyi amaçlıyor. Bu nedenle de
bölgemizde yer alan yerel ve merkezi yönetimleri, sanat, kültür dinamiklerini ayrımsız bir biçimde bir araya
getirmeyi, yaratıcı bir güç / irade haline dönüştürmeyi ve hep birlikte Çukurova’nın, kendi tarihsel kadim
kültürü ile çevre bölge ülkeleri kültürlerini bir araya getiren anlamlı, birleştirici, bütünleştirici, yaratıcı bir
dizi kümelenme yaratmaya amaçlıyor.
Çukurova (Tarsus, Mersin, Adana, Hatay, Osmaniye, Kahramanmaraş vd.) bölgesinin, böyle bir birlikteliğin
yaratılması için çok uygun tarihsel bir geçmişe ve kültürel birikime tecrübeye sahip olduğunu, bu nedenle de
buna uygun bazı yeni kültürel vizyonlar, olanaklar, koşullar sağlandığında açılacak uluslararası bir çağdaş
sanatlar müzesinin ve ona bağlı olarak projelendirilerek geliştirilip sürdürülecek büyük bölgesel sanat ve
kültür girişimleriyle birlikte özellikle de şimdilik Akdeniz Çağdaş Sanat Bienali, Akdeniz Müzik Bienali,
Akdeniz Tasarım Bienali vb. kurumsal istikrarlı sanat kültür etkinliklerinin bölgemize kazandıracakları her
anlamda olağanüstü sonuçlar doğuracağı düşüncesindeyiz. Öte yandan yine böyle bir girişimin bölgemizi
Mersin, Adana, Hatay, Osmaniye ve Kahramanmaraş’taki Güzel Sanatlar Fakültelerinin de katkılarıyla
günümüz çağdaş sanatlarının uluslararası yeni çekim merkezi oluşturmasının yanı sıra hem geçmiş sanatsal
ve kültürel tarihin mirasına da sahip bir merkez olarak öne çıkacağı, hem de çağdaş sanatın Anadolu’ya
açılmasının kapılarını açacağı öngörüsü içindeyiz. Böyle bir müze girişiminin yine kalıcı bir dizi (çağdaş
sanat, tarih, felsefe, müzik, edebiyat, tasarım vb.) bienal tasarımıyla birlikte zamanla yalnızca Türkiye ve
Çukurova merkezli olarak sınırlı kalmayıp bütün geniş büyük Yakın Ortadoğu, Yakın Asya ve kuzey güney
Akdeniz bölgesi ülkeleri, kültürleri ve uygarlıklarını da kapsayan belki de yalnızca Türkiye için değil bütün
dünya için ilk uluslararası “Çağdaş sanat kültür vahası” olma hedefi ideali ve iddiasıyla çalışmaktayız.
ÇUKUROVA’DA ULUSLARARASI BİR ÇAĞDAŞ SANATLAR MÜZESİ
VE BİR KÜLTÜREL ÇEKİM MERKEZİ OLARAK AKDENİZ BÖLGESİ
Uluslararası Çağdaş Sanatlar Müzesi, başta Akdeniz bölgesi çağdaş sanat kültürleri olmak üzere bütün
dünyaya açık bir müze olarak düşünülmektedir. Kapsamında başta Akdeniz bölgesi olmak üzere tarih, felsefe
ile geleneksel sanatlar, modern sanat, çağdaş sanat, güncel çağdaş sanat, (resim, heykel, fotoğraf, film,
videoart, enstalasyon, performans sanatları, vd. olarak tasarlanmakta, hemen yanı başında ise diğer sanat
alanlarının yanı sıra tarih ve felsefenin de bünyesinde yer alması amaçlanmaktadır. Müzik, edebiyat, film,
gösteri ve tasarım sanatları da bu yakın ilişki bağlamları kapsamda ele alınmakta ve üzerinde farklı
alanlardan danışmanlarla birlikte yeni öngörüler girişimler planlanmaktadır.
Bilindiği üzere, özellikle 1990’lı yıllardan itibaren yeni döneme özgü vizyoner kültür politikaları öncülüğüyle
dünyanın bütün gelişmiş ülkelerinde ulusal müzelerin yanı sıra MODERN ve ÇAĞDAŞ SANAT müzeleri ile
sanat ve kültür merkezlerinin sayılarında büyük bir artış gözlenmektedir. Bu yeni modern, çağdaş ve güncel
çağdaş sanat müzeleri ve kültür merkezleri dünyanın her yönlü olacak bir biçimde gelişme vizyonu yüksek her ülkesinde gerek ulusal kültür politikaları, gerek tarihsel, sosyal, toplumsal ve ekonomik, gerekse ulusal
ve uluslararası turizmi canlandırma amaçlı olmak üzere hem devlet hem yerel yönetimler ve özel sektör
kuruluşları tarafından her anlamda büyük mali destek, çok yönlü bir özveri ve umutla desteklenmektedir.
1. AKDENİZ BİENALİ / ÇAĞDAŞ SANAT
MEDITERRANEAN BIENNIAL / CONTEMPORARYART
Bienal kavramı : YAPABİLİRİZ!
Bienal Alanları : Tarsus / Mersin / Adana / Osmaniye / Hatay / Kahramanmaraş
Yeni Bienal Tarihi: 15 Ekim – 30 Kasım 2023
Küratörler : Bengü GÜN / Dr. Fırat ARAPOĞLU / Seyhan Boztepe /
Prof. Dr. Tansel TÜRKDOĞAN
Ülkemizin güneyinde Kahramanmaraş merkezli meydana gelen büyük deprem -talihsiz ve ölümcül bir
biçimde- başta bölgemizde yer alan 5 ilimizin dördünde birden olmak üzere Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu
bölgelerimizde yer alan 11 ilimizde büyük bir yıkıma, -resmi olarak- on binlerce insanımızın ölümüne,
ekonomik, sosyal ve toplumsal bir trajediye yol açtı. Sanki 2. Dünya savaşı sonrası yıkım görüntülerini
çağrıştıran bu büyük felaket sonucu vatandaşlarımızın yanı sıra birçok kültür girişimcisi arkadaşımız, değişik
alanlardan sanatçılarımız, sanat ve kültür insanımız da bu büyük yıkımdan önemli ölçüde etkilendi, hayatını
ve yakınını kaybetti; yerini yurdunu evini atölyesini terk etmek zorunda kaldı.
Dahası yıkım bununla da kalmadı. Önce 15 Nisan – 30 Mayıs 2023 tarihleri arasında Tarsus merkezli olmak
üzere MERSİN / ADANA / OSMANİYE / HATAY / KAHRAMANMARAŞ illerinde aynı anda
gerçekleşmek üzere planlamış olduğumuz 1. AKDENİZ ÇAĞDAŞ SANAT BİENALİ /
MEDITERRANEAN BIENNIAL / CONTEMPORARYART programımızın uygulanacağı bu dört ilimizdeki
tarihsel güncel bienal alanları ile sergi mekanlarının da yıkımları ve hala netleşmemiş görünen büyük
hasarları ve toplumsal kültürel travmaları ile baş edilmeye çalışılmaktadır.
Bu çalışmanın bizlere düşen yanı ise bienal kavramı, yapılanması, tarihlenmesi ve kurgulanmasının yeniden
gözden geçirilerek deprem kavramını ve etkilerini içermesi yönünde çalışılması olacaktır.
Tarsus, Mersin, Adana, Hatay, Osmaniye, Kahramanmaraş ve yakın kentlerimiz Gaziantep, Malatya,
Şanlıurfa, Adıyaman, Diyarbakır, Kilis vd. gibi bölgesel tarihsel Anadolu kentleri ile onların tarihsel
geçmişlerini oluşturan uluslararası felsefi ve kültürel büyük bir coğrafyanın kendi güncel sosyal yaşamını,
geleneksel kültürü ve arkeolojisini, turizmini, ekonomik ve kültürel hizmet alanlarını hareketlendirip çağdaş
sanatın yeni bir kültürel yaşam vizyonunun bu bölgelere de iyileştirici ve yenileştirici bir biçimde yaymak
gerektiği artık tartışmasız bir biçimde her anlamda hepimizin önünde durmaktadır.
Önümüzdeki yeniden inşa sürecinde özellikle güncel çağdaş sanatın, düşüncenin, bilim ve teknolojinin,
uzman görüşü ve elinin kentlerin deprem sonrasında yeniden inşası ya da gözden geçirilerek
düzenlenmesinin yanı sıra tarihsel mekan, alan, semt, merkez ve bir zamanlar büyük işlevler üstlenmiş fakat
günümüzde artık atıl hale gelip çürümeye ve yıkıma terk edilmiş fabrikaları, kamu binaları, toplumsal sosyal
mekanları da koruma altına alınarak yeni ve çağdaş bir tasarımla yeniden yapılandırması gerekmektedir.
Bu nedenle artık düşüşe geçmiş tarihsel kentlerin ise ayağa kaldırarak eski zamanlardaki öncü konumlarına
yeni bir işlevle yeniden kavuşturulması amacıyla çağdaş sanat müzeleri, bienaller, yeni kültür kurumları ve
etkinlik alanları vb. pek çok ülkede çarpıcı, yaratıcı ve cesur bir öngörüyle desteklenmekte yeni yeni sanat ve
kültür projeleri hayata geçirilmektedir.
Akdeniz Bienali, esas olarak Çukurova Çağdaş Sanat Ve Kültür Vakfı’nın asıl amacına uygun olarak Uluslararası Çağdaş Sanatlar Müzesi ve o kültürel merkeze dayalı sanat kültür girişimlerini yaymak,
toplumsal kültürel olanakları, bütçeleri çoğul çağdaş sanat ve güncel çağdaş sanat eserleri ve etkinliklerini
bölge bağlamında yeniden ve ciddiyetle örgütlemek, bütün bölge sanat ve kültür güçlerini işini içine katarak
bütün bölgeye yaymak ve olabildiği kadar çağdaş bienal eserlerinden olabilir uluslararası bir koleksiyonu
müze koleksiyonuna kazandırmayı amaçlamaktadır.
Bu bağlamda bienal öncelikle alışılmış geleneksel anlamda bir “kavram”a dayalı bir bienal olmaktan öte
esas olarak bu yeni ve olabilir bir “kültürel gelecek kurma” iddiası ve vizyonuyla Çukurova bölgesinde
uluslararası bir çağdaş sanatlar müzesi kurma ideali fikri üzerine kurulu bir çalışma yürütmektedir. Bu
nedenle de geleneksel bienallerden ve ülkemizdeki diğer bienallerden kısmen daha farklı ayrı bir çizgide
kurgulanıyor. Kavram yerine bir tür hep birlikte yapma / kurma / oluşturma / gerçekleştirme eylemi üzerine
düşünüyor ve bu bağlamlarla bağlantılı ilişki ağları kurmayı deniyor. O nedenle de tercih kavramlardan çok
bölgesel tarihsel kültürel birikimler, ihtiyaçların yanı sıra sanatçı ya da henüz sanatçı olma yolunda ilerleyen
isimler üzerinden yeni bir yol tercihiyle yola çıkıyor.
Bu bağlamda bienal her şeyden önce, öncelikle hem Türkiye sınırları içerisinde birlikte yapılabilirliği,
gönüllü katkıları, destekleri, fedakarlığı, vefakarlığı, cefakarlığı hayatın içerisine taşımayı, çağdaş sanatı ve
kültürü yaşamın vazgeçilmez bir parçası kılabilmeyi- bunu yaparken de Türkiye sınırlarını da aşarak başta
Akdeniz Bölgesi kültürleri / ülkeleri çağdaş sanatçılarının katılımını hedefliyor. O nedenlerle bu cesur
ilkelerle öncelikle bölgedeki (hem ulusal hem uluslararası olmak üzere) sanatçıları, inisiyatifleri, sanat
gruplarını ve güçlerini bir araya getirmeyi, aralarında düşünce, ideal, sanat ve kültür iletişimleri kurmayı,
geliştirmeyi amaçlıyor ve bu nedenle de yalın yürek bir anlamla “YAPABİLİRİZ!” kavramını ve iddiasını
özellikle ve altını çizerek öne çıkarmaya çalışıyor.
Bilindiği üzere Çukurova Kültür Girişimi İnisiyatifi ve oradan doğan Çukurova Çağdaş Sanat kültür ve
Eğitim Vakfı ilk kurulduğu günden itibaren YAPABİLİRİZ! Mottosunun anlamını bilerek özellikle
benimsemiş, bir bakıma Anadolu’da var olan onca olanaklara rağmen nedense üzerinde yeterince
düşünülmemiş, düşünülmüş olsa bile üzerinde yeteri kadar çaba gösterilmemiş ya da üzerinde ısrar
edilmemiş sanat-kültür girişimlerine karşı istikrarsız, umutsuz girişimlere karşı bu büyük YAPMA
İRADESİ’ni öne çıkarmayı amaçlamaktadır.
Yeniden yeniden söylemek gerekiyor: evet kesinlikle YAPABİLİRİZ! Ve bunu Mersin, Tarsus, Adana,
Hatay, Osmaniye, Kahramanmaraş ile yakın kentler Gaziantep, Malatya, Şanlıurfa, Adıyaman,
Diyarbakır, Kilis vd. hep birlikte gerçekleştireceğiz. Akdeniz Bienalimizin ana kavramını da bu yüzden
tamamıyla bu iddialı irade kavramı üzerine özellikle oturtuyoruz.
Y – A – P – A – B – İ – L – İ – R – İ – Z !
12 Mart 2023
EKREM KAHRAMAN
ÇUKUROVA ÇAĞDAŞ SANAT KÜLTÜR VE EĞİTİM VAKFI
(ÇUKUROVA ÇAĞDAŞ)
Genel Koordinatörü Danışmanı ve Öncüsü
ÇUKUROVA ÇAĞDAŞ SANAT KÜLTÜR VE EĞİTİM VAKFI / ÇUKUROVA ÇAĞDAŞ
VAKIF SENEDİNDEN AKTARILMIŞTIR:
“Vakfın Amacı ve Kapsamı
Madde 3- Vakfın amacı; başta Çukurova bölgesinin sosyal, ekonomik, kültürel vb. kalkınma dinamiklerini de
esas almak ve toplumumuza sosyal, ekonomik, kültürel uyumun sağlayacağı yararlar da gözetilmek suretiyle
günümüz çağdaş sanatı ile tarihsel, geleneksel ve modern sanatın temel sanat eserlerini bölgesel kültürel bir
koleksiyonda bir araya getirmek, belgelemek, nitelendirerek arşivlemek, koruma altına almak, bu kültürel
birikimi hem bölgesel hem uluslararası bölge kültürlerine açarak tanıtmak, bu nedenle gerekli izinleri alarak
Çukurova bölgesinde toplumumuzla iç içe yaşayan uluslararası bir çağdaş sanat müzesi kurmak, bu birikimlerden
hareketle yeni üretimlerin yapılmasına bölgesel katkı sağlamak, bu yönde sanat ve kültür eğitimi yapmak,
böylelikle yerel ulusal bölgesel ve uluslararası kültür değerlerini sergileyerek gelecek kuşaklara aktarmak,
toplumda estetik düşünsel ve kültürel değerlerin zenginleşmesine katkıda bulunmaktır.”
(Vakıf senedinden)
ULUSLARARASI ÇUKUROVA ÇAĞDAŞ SANATLAR MÜZESİ
DANIŞMA KURULU ÜYELERİ:
BARIŞ ACAR, Sanat Tarihçisi, Sanat Yazarı, Edebiyatçı, (Viyana),.
Prof. Dr. BURCU PELVANOĞLU, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi öğretim üyesi,
Sanat Tarihçi, Yazar, Eleştirmen, (İstanbul).
BÜLENT BANKACI, Sakıp Sabancı Müzesi Eski Genel Sekreteri,
Sabancı Üniversitesi Inovent Genel Müdürü, (İstanbul).
DENİZHAN ÖZER, Küratör, Sanat Yazarı, Sanatçı, (İstanbul).
Prof. Dr. FETHİYE ERBAY, İstanbul Üniversitesi Müzecilik Bölüm Başkanı,.
Uluslararası Üniversite Müzeleri Birliği Platformu Başkanı.
Dr. FIRAT ARAPOĞLU, Küratör, Sanat Yazarı, Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi, (İstanbul).
Prof. Dr. HÜSAMETTİN KOÇAN, Baksı Müzesi kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı,
Sanatçı ve Sanat Eğitimcisi, (İstanbul).
İSMET ERİKAN, Tataristan Büyükelçisi, (Ankara / Kazan).
Prof. Dr. KIYMET GİRAY, Sanat Tarihçi, Yazar, Küratör, (Ankara).
Prof. Dr. MARCUS GRAF, Sanat Tarihçi, Küratör, Sanat Yazarı,
Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, (İstanbul).
MEHMET LÜTFİ ŞEN, Eski İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş.
Sanat Yönetmeni, Küratör, yazar, Müzeci, Sanathane Kurucusu ve
Dostluk Kısa Film Yarışması Genel Koordinatörü (İstanbul).
Doç. Dr. MUTLU ERBAY, Boğaziçi Üniversitesi Güzel Sanatlar Bölüm Başkanı,
Uluslararası Üniversite Müzeleri Birliği Platformu Eş Başkanı, (İstanbul).
NAVİD AZİMİ SAJADİ, Sanatçı, Küratör, (Tahran-Roma).
SAVAŞ ÇEKİÇ, İletişim Tasarımcısı, Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi, (İstanbul).
Prof. Dr. SÜLEYMAN SAİM TEKCAN, Sanatçı, Sanat Eğitimcisi,
IMOGA İstanbul Grafik Sanatlar Müzesi Kurucusu, (İstanbul).
Prof. Dr. TOMUR ATAGÖK, Modern ve Çağdaş Sanat Müzeleri Girişimcisi ve Uzmanı,
Sanatçı, Sanat Eğitimcisi, (İstanbul).
YALIN ALPAY, Yazar, Sanat Yazarı, Tv Yapımcısı, Yorumcusu (İstanbul).
SAMET KARAGÖZ, Yazar, Sanat Yazarı, Gazeteci, (İstanbul).
SUAY AKSOY, ICOM, Uluslararası Müzeler Konseyi Eski Başkanı, (İstanbul).
Prof. TANSEL TÜRKDOĞAN, Sanatçı, Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Kurucu Dekanı,
ODTÜ Güzel Sanatlar ve Müzik Bölümü kurucularından, Ankara Üniversitesi ve
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi öğretim üyesi, (Ankara).
ÇUKUROVA ÇAĞDAŞ SANAT
KÜLTÜR VE EĞİTİM VAKFI YÖNETİM KURULU:
HASAN ŞEMSİ, (Başkan) Berdan Cıvata Yönetim Kurulu Başkanı.
REMZİ KARABULUT, (Başkan vekili) İş insanı, Ressam, Yazar, Koleksiyoner.
AYDAN DİRİK, (Genel sekreter), İş İnsanı, Koleksiyoner.
YEŞİM SANCAKTAR İÇGÖREN, İş İnsanı, Elif Hatun Konağı.
ALİ CERRAHOĞLU, Doktor, Tarsus Kent Konseyi Eski Başkanı.
CAN KALAĞOĞLU, Eczacı, Fotoğraf Sanatçısı.
CAVİDAN DEMİRAĞ, İnşaat Mühendisi.
GÜLNUR KARMUTOĞLU, Tarsus Sanat Derneği Kurucusu.
HÜLYA ATAKAN, Tarsus Ressamlar Derneği Kurucu Başkanı, Ressam, Küratör.
OSMAN HOMURLU, Emekli Savcı, TARSADER Başkanı.
SEMİH YÜKSEL, Emekli Banka Müdürü.
ÇUKUROVA ÇAĞDAŞ SANAT
KÜLTÜR VE EĞİTİM VAKFI İL TEMSİLCİLERİ:
SÜHENDAN ŞİMŞEK, Sanat Galerisi Yöneticisi, (Mersin).
HÜLYA ATAKAN, Ressam, Küratör, (Adana).
AYHAN KARA, İş İnsanı, Müze Kurucusu, Heykel Sanatçısı, (Hatay).
NECMİ KARKIN, Malatya Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi,
Sanatçı, Sanat Yazarı, (Osmaniye).
MEHMET İNAL, Fotoğraf sanatçısı, Serbest Muhasebeci, Mali Müşavir,
Afşin Eshab-Keyf Derneği Kurucusu, (Kahramanmaraş).
Prof. Dr. TANSEL TÜRKDOĞAN, Sanatçı, Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar
Fakültesi Kurucu Dekanı, ODTÜ Güzel Sanatlar ve Müzik Bölümü kurucularından,
Ankara Üniversitesi ve Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi öğretim üyesi, (Ankara).
SAVAŞ İNANDIOĞLU, Avukat, Tarsuslular Derneği Başkanı, (İstanbul),
HASAN FUAT SARI, Ressam, (Yurtdışı).
UZUN VADEDE HEM ÇAĞDAŞ SANATLAR MÜZESİNDE
HEM AKDENİZ BİENALİ’NDE YER ALMASI DÜŞÜNÜLEN
BAŞTA AKDENİZ BÖLGESİ OLMAK ÜZERE MUHTEMEL KATILIMCI ÜLKELER…
Suriye / Lübnan / Ürdün / Filistin / İsrail / Mısır / Libya / Cezayir / Tunus / Fas / İran / Irak / Suudi Arabistan
Yemen / Kuveyt / Umman / Katar / Bahreyn / Birleşik Arap Emirlikleri / Pakistan / Azerbaycan / Tataristan
Kazakistan / Türkistan / Afganistan / Hindistan / Çin / vd.
………………
Portekiz / İspanya / Fransa / Monako / İtalya / Slovenya / Hırvatistan / Sırbistan / Karadağ / Kuzey Makedonya
Bosna-Hersek / Arnavutluk / Yunanistan / Malta / Güney Kıbrıs Rum Yönetimi / Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
vd.