Bu yılki İstanbul Festivali Onur Ödülü’ne sahip olmakla gurur duydum. Böylece 45. İstanbul Fesitvali, benim yaşam çizgimde çok önemli bir kavşak oluşturdu.
İzlediğim en son program 25. yılını kutlayan Tekfen Filarmoni Orkestrası’nın konseriydi. Keşke birkaç büyük kuruluş daha Tekfen, Bilkent, Borusan gibi kendi orkestrasını kursa. Ülkemizde öyle çok ve nitelikli genç orkestracı var ki! Tekfen, Nihat Gökyiğit’in öncülüğünde, şef Saim Akçıl tarafından 1992’de Karadeniz Oda Orkestrası olarak kurulmuştu. O tarihten beri her yıl birkaç konser yaparak adını koruyor.
İstanbul Festivali’nin ardından kulağımızda kalan en önemli konser, Bariton Matthias Goerne’nin Eben Quartet eşliğindeki Schubert’in “ölüm” konulu liedleriydi. 21. yüzyılda yaşayan bir sanatçı kendini nasıl böylesine “saf” müziğe adayabilir! Bestecinin liedlerini sözüyle müziğiyle nasıl böylesine derinlerde canlandırabilir!
İstanbul’da IKSV’nin Müzik Festivali yerini İKSV Caz Festivali’ne bıraktı. Şimdi İzmir ve Bodrum’daki festivaller sırada. Antik mekânlar ve açık hava dinletileri, yaz festivallerinin başlıca özellikleri. İzmir Festivali yarın akşam Çeşme Kale’sinde Gershwin Quartet’in klarnetli beşlisini ağırlayacak.
Yazının devamını okumak için tıkla