“Türk sinemasının Çirkin Kralı” olarak anılan Yılmaz Güney’in adını yaşatmak için Çankaya Belediyesi tarafından yenilenen Yılmaz Güney Sahnesi, hizmete açıldı.
Yılmaz Güney Sahnesi’nin bahçesinde düzenlenen törene Güney’in eşi Fatoş Güney ile CHP Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu, CHP Ankara İl Başkanı Adnan Keskin, Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, Ankara Kulübü Derneği Genel Başkanı Metin Özaslan ve Devrimci İşçi Sendikaları (DİSK) Genel Başkanı Kani Beko ile çok sayıda vatandaş katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Çankaya Belediyesince hazırlanan Yılmaz Güney biyografisi ve sahnenin yenilenme sürecinden oluşan görüntüler izlendi.
Törende konuşan Taşdelen, ülke için, halk, cumhuriyet, demokrasi ve özgürlük için direnenleri, hayatlarını ortaya koyanları unutmayacaklarını ve unutturmayacaklarını söyledi.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, Türkiye için canını veren şehitleri, askerleri, polisleri de unutmayacaklarını ve unutturmayacaklarını vurgulayan Taşdelen, “Çünkü biz değerlerimizi yaşatan, acıyı da sevgiyi de halkıyla paylaşan bir belediyeyiz. Acılarımız konusunda asla ayrımcılık yapmıyoruz. Çünkü biliyoruz ki, gözyaşının ırkı, mezhebi, inancı, siyasi görüşü olmaz. Gözyaşının ayrımcılığı olmaz. Onun için acılarımızı, sevinçlerimizi paylaşıyoruz. Çünkü güzel bir kahkahanın, güzel bir gülümsemenin ve mutluluğun da siyasi düşüncesi, kökeni, inancı olmaz.” dedi.
Yılmaz Güney Sahnesi’nin ilk olarak 1992’de babası, dönemin Çankaya Belediye Başkanı Doğan Taşdelen tarafından yapıldığını anlatan Alper Taşdelen, şöyle devam etti:
“Biz de bundan 20-25 sene önce yapılmış, halkımızın hizmetine sunulmuş ve aramızda duygusal bir bağ olan tesislerimizi yeniliyoruz. Yılmaz Güney Sahnesi’nin babam tarafından yapıldığı zaman siyasi ortam ve insan hakları mücadelesi açısından bugünkü gibi alabildiğince yoğun bir dönemdi. Hem Ankara’ya hem Çankaya’ya kültürel anlamda çok güzel bir tesis kazandırılsın hem de hayatını ezilenlerin yanında geçiren, insanı insan olarak seven, eşitlik, özgürlük mücadelesi veren Yılmaz Güney’in adı yaşatılsın diye sahneye, ‘Yılmaz Güney’ ismi verildi.”
Yılmaz Güney Sahnesi’nin 23 yıl boyunca Ankara’ya hizmet verdikten sonra yıpranması nedeniyle Çankaya Belediyesi tarafından yenilenerek, hizmete açıldığını vurgulayan Taşdelen, “İstedik ki hem Çankayamıza yakışan, kültürel, sosyal etkinliklerde, toplantı, konser, konferans ve tiyatro oyunlarında ihtiyacı karşılayan çok güzel bir salonumuz olsun hem de ‘Yılmaz Güney’ ismine layık olsun. Eseri açarken bu amacımızı yerine getirmiş olmanın mutluluğunu yaşıyorum. Çünkü Yılmaz Güney, sadece bu ülkenin değil, dünya sinemasının da büyük bir hazinesi.” diye konuştu.
Fatoş Güney de Yılmaz Güney için hazırlanan biyografi videosunu izlerken çok duygulandığını belirterek, hem sahnenin hem de açılış töreni hazırlıklarının yapımında emeği geçenlere teşekkür etti.
Yılmaz Güney’in düşünceleri, fikirlerini ifade edişi nedeniyle hapis cezasına çarptırıldığını ve sürgüne gitmek zorunda bırakıldığını belirten Fatoş Güney, “O bir devrimciydi, bir düşünce adamıydı, mücadele insanıydı. 12 Eylül cuntası döneminde tam 104 filmi yakılarak Türkiye sinema tarihinden silinmek istenen bir sinemacıydı. Yine 12 Eylül’de, evlerinde kitapları bulunduğu için tutuklanan insanların yazarıydı.” şeklinde konuştu.
Yılmaz Güney filmlerinin evrensel olduğunu ve bu filmlerde zaman ve mekan sınırlaması olmadığını anlatan Fatoş Güney, şunları söyledi:
“Eserlerine baktığınız zaman Türkiye’yi görürsünüz; demokrasimizin baş çelişkisi Kürtleri, göçerleri, eşkıya olmak zorunda kalıp dağlara çıkanları, toprak-tarım işçilerini, hayvancılıkla uğraşanların başlarına gelenleri, yoksula adaletsizliği, zengine kayırmacılığı, din istismarını, umutlarının peşinde çaresizce define arayan insanları, hapishaneleri ve hapishanelerin iç yüzünü, acılı anaları, kadınları, çocukları görürsünüz. Onun filmlerinde hayvancıkları bile görebilirsiniz. O çaresiz o dost yaratıkların, köpeklerin sokaklarda nasıl zehirlendiklerini bile görebilirsiniz onun filmlerinde.”
CHP Ankara İl Başkanı Adnan Keskin de Yılmaz Güney’in en önemli özelliğinin dik ve omurgalı duruşu olduğunu dile getirdi. Yılmaz Güney’in adını ve anısını yaşatmanın önemli olduğunu vurgulayan Keskin, Yılmaz Güney Sahnesinin, Güney filmlerinin de daha çok insan tarafından seyredilebilmesine imkan sağlayacağını kaydetti.
Konuşmaların ardından açılış kurdelesi kesildi ve beyaz güvercinler uçuruldu.
Kaynak: Milliyet