Okan Çil
Fatoş Güney’in kaleminden ‘Camları Kırın Kuşlar Kurtulsun’ İthaki Yayınları tarafından yayımlandı. Yılmaz Güney’e dair yapılan araştırmalarda, onun hayatına dair büyük anekdotlar, filmlerin çekim süreci biliniyor ve çok yönlü şekilde değerlendiriliyor. Peki ya eşinin gözünden görünen kısmı? Oradan nasıl bir Güney çıkıyor ortaya? Cezaevleri oradan nasıl görünüyor?
Yılmaz Güney sadece Türkiye sinemasında değil, dünya sinemasında da adından söz ettirmeyi başarmış, kendi dilini oluşturmuş ve halkın gönlünü kazanmış önemli bir sanatçıdır kuşkusuz. Yazdığı, oynadığı, yönettiği onlarca filmde takındığı sınıfsal tavrı, sosyalizm ideali uzun yıllar cezaevinde kalmasına, hatta sürgünde vefat etmesine sebep olsa da, aynı zamanda ölümsüzler katına taşımıştır onu.
Bugüne kadar Yılmaz Güney’in sinemasına, kitaplarına, sansasyonel hayatına dair bir sürü şey yazıldı. Ancak hangisi, eşi Fatoş Güney’in anılarından yola çıkarak yazdığı ‘Camları Kırın Kuşlar Kurtulsun’ adlı kitap kadar dokunaklı ve birebir tanıklık içerir bilinmez. ‘Camları Kırın Kuşlar Kurtulsun’, İthaki Yayınları etiketiyle yayımlandı ve diğer Yılmaz Güney kitaplarının yanındaki yerini geçtiğimiz günlerde aldı.
‘YAZMALISIN, MUTLAKA YAZMALISIN!’
“Senden bir şey isteyeceğim mavi kuş. Söz ver bana, eğer ben yapamazsam mutlaka sen yapmalısın!”
“Neyi ben yapmalıyım Yılmaz’ım?”
“Yazmalısın, mutlaka yazmalısın! Yazacaksın değil mi? Anlatacaksın beni, kendini, yaşadıklarımızı, direncimizi, zor günleri…”
Yazının devamını okumak için tıklayın