Yusuf Altunay, Birlikte renklenmenin güzelliği – Kudret Sönmez

 

Evet, her zaman olduğu gibi bölgemizin yollarında, mekânlarında gezinip sanat dostlarını tanımaya, onların ürettiklerini sizlere anlatmaya devam ediyoruz… Fakat bu defa sadece, Akdeniz renkli Antakya’da resim çalışmalar yapan dört ressam hanım adına İlknur Daplan ve hocalarının ifadeleriyle anlayacağız onların boyalı dünyalarını. Dilerseniz ilk olarak, bilgi ve diğer birikimlerini kimselerden esirgemeyen Ressam Yusuf Altunay’ın söylediklerini paylaşalım sizlerle:

“İlknur Daplan, Esra Özaltın, Nursel Yaylalı ve Eylem Nasıroğlu… Bu arkadaşlarımızın dördü de öğretmen. Önceleri öğretmene bir şeyler öğretmek zor diye
düşünmüştüm. Bu hanımları tanıdıktan sonra yanıldığımı anladım. Zira, üç yıla yakın kurs süresince bana hep kolaylık ve uyum sağladılar. Bir aile ortamı oluşturup sohbetler eşliğinde çok güzel çalışmalar gerçekleştirdiler. Tek sıkıntımız, atölye sergisi açamadan çeşitli gerekçelerle kursa ara vermek durumunda olmaları… Ama, Allah sağlık ve imkân verirse, önümüzdeki süreçte mutlaka geniş kapsamlı etkinlikler düzenleyeceğiz.”

Sanat mekânının diğer cephesinde duran İlknur Daplan da, atölye hayatlarına dair gelişmeleri şu sözlerle anlattı:

“Çocukluğumdan beri resim yapmaya çok özenmişimdir… Ayni okulda görev yaptığım Fen Bilgisi Öğretmeni Eylem Nasıroğlu ile konuşurken bu hayalimden bahsettim, beraber resim kursuna başlamaya karar verdik. Yusuf Hoca vesilesiyle tanıştığımız İngilizce Öğretmeni Esra Özaltın ile aynı dönemde resim kursuna başladık. Birkaç ay sonra aramıza Matematik Öğretmeni Nursel Yaylalı da katıldı. Dördümüz okul çıkışı Yusuf Hoca’nın atölyesinde buluşur hem resim yapar hem günün yorgunluğunu atardık. Her hafta buluştuğumuz atölyede güzel bir arkadaşlık da kurmuş olduk. Burada geçirdiğimiz saatlerde zamanın nasıl aktığını bilmezdik. Hepimizin
küçük çocukları, farklı sorumlulukları vardı. Kendimize ayırdığımız o ufak zaman hemen biter ve gerçek hayata, sorumluluklarımıza dönmek zorunda kalırdık. Bu nedenle de bir sonraki ders bir an önce gelsin diye heyecanla beklerdik. Hepimiz resim sayesinde ruhumuzu beslerken, hiç aşina olmadığımız bir alanda kendimizi tanıma geliştirme olanağı bulduk. Çocuklarımıza da iyi birer rol model olduk.

Ayni zamanda evimize astığımız tablolar için yapılan güzel yorumlarla hem mutlu olduk, hem de daha çok resim yapmak istedik. Sanat, her zaman bir ayna gibi kendimizi karşıdan görmemizi sağlar. Müzik bunu notalarla yaparken, edebiyat sözcüklerle, resim ise fırça darbeleriyle yapar. Araç farklı olsa da her zaman duygularımız, düşüncelerimiz çıplak kalır toplum karşısında.”

Ustalar ve yetişenleri… Hayat her alanda bu döngünün paylaşımcı sinerjisiyle biçimleniyor. Aynı bağlamda, evren ne kadar loş olursa olsun, renklerin devasa
meskeni aydınlık dünyalara kapılarını açmaya devam ediyor.