Zeynep Kural, Bizim Çocuklar

Bizim çocuklarla birlikte büyüdüler, okul dönüşlerinde aşağıda, bahçede beraber saatlerce vakit geçirdiler.
Üç bloktaki aynı yaştaki tüm çocuklarla kol kola, el ele apartmanların etrafında saklambaç oynadılar.
Ter temiz, dos doğru aileleri, ana babaları vardı, onlara layık, vatana, millete hayırlı evlatlar olarak yetiştiler.
Her sohbetimizde gördüm ki öylesine aklı başındaydılar ki, hem geriden hem de yüzlerine onlara hep takdirlerimi sundum. Daha önceden de bahsetmiştim; birisi bizim apartman görevlisinin oğlu, diğeri de yan blok apartman görevlisinin oğlu.
Onlara hiçbir şey altın tepside sunulmadı, çok şeyden de mahrum kalmadılar ama bu konulara hiç girmemiş de olsak tahmin ediyordum ki her ikisi de ailelerinin şartlarının farkında, zor da olsa hayatı kendi emekleriyle kazanacaklarının bilincinde, bunun en doğru yolunun da eğitim olduğu düşüncesinde iki gençtiler, ki her ikisi de üniversiteyi kazanıp mezun oldular.
Hatta bizim görevlinin oğlu, ilk kazandığı üniversitenin bölümünü, (uluslararası ilişkiler kazanmıştı) çok akıllıca bir karar vererek ileride iş bulmakta zorlanabileceğini düşünüp ikinci sınıftayken bırakarak yeniden sınava girdi ve kendisi için çok daha doğru bir bölüm olan paramedik bölümünü kazandı, üzerine bu sene Kpss’yi de aldı ve tayini çıktı, mesleğe başladı. Oh, çok şükür, maşallah, şimdiden sonra bir de hayırlısıyla kendi gibi ter temiz bir kızla yuvasını da kurar inşallah, derken, duyduk ki helal süt emmiş bir öğretmenle de yakın zamanda nişanlandı. Gelmiş, evvelki gün megafondan konuştum, geleceğiz düğününe, diyorum, sesi titriyor sevinçten.
Yan blok görevlisinin oğlu ise mezuniyetten hemen sonra Mersin’de kurulmakta olan büyük bir tesise iş yapan bir firmada işe başladı. Üç dört sene oldu olmadı çalışmaya başlayalı, emin değilim, evvelki sene apartmanlarının önünde bir araba gördüm, bu kimin, bu kimin derken öğrendim ki yan blok apartman görevlisinin oğlu almış, hafta sonları eve geldiğinde anasını babasını gezmeye götürüyor, komşunun düğününe geliyorlar iki dirhem bir çekirdek giyinip, geçen sene de duydum ki aynı apartmanda satılık olan bir daire nasip olmuş, taksit, kredi onu da almış, bu sene o da nişanlanmış.
Ara ara her iki çocuğun ana babalarıyla konuştuğumda onlarla ne kadar gururlandığımı, yüreğimin bir kuş gibi kanatlanıp uçtuğunu anlatıyorum.
O ana babaların gözlerindeki ışığı, yüzlerinin ağarmasını size tarif etsem anlatabilir miyim acaba, bilemiyorum.
Evlatlarının hayrını görmek, onların mürüvvetini görmek diye bir tabir var ya, işte ben onların yüzünde, gözünde, saçlarının her bir telinde yılların emeğinin karşılığını görmüş ana babaların huzurunu, mutluluğunu, gururunu yakalıyorum.
Yarın bizim görevlinin oğlunun düğünü var. Gideceğiz elbette, hem de büyük bir keyifle, hatta belki onlarla birlikte gözlerimizden iki damla yaş bile akar, hatta belki keyiften halay bile çekeriz.
Yan blok görevlisinin oğlunun da düğünü yakındır muhtemelen, eşyaları geliyor yavaş yavaş üst kattaki daireye, anasının babasının aşağıdaki yerleri bir cennet bahçesi gibiydi, onların cenneti de kendi yuvaları olur dilerim.
Bir ana baba başka ne ister ki; evlatlarının hayırlı insan, hayırlı evlat olduklarını görmekten başka.
Eminim ki şimdi hepsinin yüreği gökyüzünden de geniştir.