Biz dün, yani 8-Mart’ta, ailemizin öncelikle tüm kadınlarının ve küçüğünden büyüğüne her bir üyesinin kalplerini okşayan, başlangıcından bu tarafa seninle de hep birlikte sevinçle takip ettiğimiz dokuz aylık bir döngünün yaşamla buluştuğu anlara tanıklık ettik tüm aile, canım Kemal abim.
Acıda, mutlulukta, kederde, sevinçte daima birleşen yüreklerimiz bu kez Çınar Bebek için buluştu.
6 Şubat’tan beri gözlerimiz hep yaşlı, ruhlarımız hep yaslı, hatta acı daha da ağırlaşıyor ama inanıyorum ki ruhumuzu yakan böyle bir acıya, yokluğunuzla, eksikliğinizle kalplerimizi sarsan bu özleme karşın hep yanımızda, yakınlarımızda bir yerlerdesiniz.
Ve öylesine bizlesiniz ki, hem bir yerlerden çıkıp sesleniverecekmişsiniz gibi etrafımıza bakıp duruyoruz hem de sizsizliğe hiç alışamamış, sürekli sizi anıp konuşuyoruz.
Sevgiyle beklediğimiz, çok uzun ve meşakkatli yolları aşıp gelen, annesinin karnında korona virüsle birlikte pandemiyi ve asrın felaketi denen bu korkunç depremle birlikte de böylesine büyük bir acıya ortak olmuş, ailemizin direği Behçet’imizin ilk torunu karşısındaki heyecanını, gözlerinin içindeki o acemi ışıltıyı senin de görmeni öyle çok isterdim ki.
İnanıyorum ki görüyorsun da.
Buğra’yla Mehmet’in sımsıkı kucaklaşmasını, ablamların getirdiği siyah beyaz fotoğraflarda senin gençlik yıllarındaki haline bakıp, vah deyişimizi, Enis, Mehtap ve Tuna’yı konuşuşumuzu, içtiğimiz bir bardak çayın deminde adeta seninle geçmiş güzel günlerimizin tadını yudumlayışımızı, rüyamda gördüm geçen hafta, öyle güzel, yemyeşil bir ormandaydı ki Kemal abim, deyişimi, Aspava’daki çeşit çeşit çiçeklerin, güllerin, ıhlamur ve vişne ağacının dallarının arasında nasıl da mutluydu, diyerek seni anışımızı, aynı günün akşamında Tuna’nın okulu Adana Koleji’nin değerli müdürü Hülya Akarcalı Uysal’ın arayışını, öğretmeninin ve tüm arkadaşlarının hem Tuna’nın kaybı hem de aynı zamanda okulun diğer tüm kayıpları için ne kadar üzgün olduklarını anlatışını, Milli Eğitim Müdürlüğünden yetkililerle birlikte acımızı paylaşmak ve taziyeye gelmek isteyişlerini, Tuna’mızın, ondan kalan son eşyaları olan okul kitaplarını ve defterlerini özenle saklayıp bize teslim etmek isteyişlerini, çok yakın arkadaşımın Hatay’daki köylere bizzat ulaşıp dayanıştığını, benim de ona katkı sağlamak üzere harekete geçişimi, acıya dayanmanın bir yolunun da her anlamda dayanışma olduğu yönündeki görüşümü ve en çok da senin paylaştığın şu sözlerle yüreğimizin acıyla sarsıldığını, gözlerimizden yaşlar boşandığını sanıyorum ki hissediyordun:
“İnsan eceliyle ölmeli. Başka birisinin sebebiyle ölmemeli. Ayrılacağını bilmeli. Veda edebilmeli sevdiklerine. Onları ne kadar sevdiğini söyleyebilmeli son kez. Son kez bakışabilmelisin. Ölürken kelime-i şahadet getirebilmelisin.”
Bizi affetsin ama, böylesine anlamlı, böylesine mutlu, sonsuz sevgiyle sarmalanmış bir olayı, bir doğumu, acıyla birlikte anmak hiç istemezdim.
Yaşamla ve ölüm gerçeği arasında bir denge kurabilmek; ömrümüz boyunca bunu yapmaya çabaladık durduk, tercihimiz hep yaşamdan yana oldu ve fakat öyle bir acının içinden geçiyoruz ki sanki zaman durdu, ne öncesinin ne de sonrasının ve bunca zamandır tüm yaşadıklarımızın ve üstelik yaşayamadıklarımızın hem hiçbir hükmü yok hem de tüm bunların anlamı öylesine çok, derken geldi bu mucize.
İşte Çınar Bebek böyle bir ortamda gözlerini açtı dünyaya.
Kendiyle birlikte aynı gün, aynı koridorda, yan yana odalarda yaşama merhaba, diyen diğer beş kız bebekle birlikte. Dedesi kulağına ezanla adını okurken tüm dualarımız Çınar’a ve diğerlerineydi. Çınar gibi köklü, dallı budaklı, yemyeşil, parlak yapraklı, boylu boslu, gölgesinde nice canlara yaşam veren, ulu bir ağaç olsun.
Umut olsunlar bu dünyaya, umut olmakla kalmasınlar hem de yaşam olsunlar, yaşamı yüceltip güzelleştirsinler.
Hoş geldin Çınar’ımız.
Sağlıkla, mutlulukla, analı babalı, neneli dedeli, upuzun, hayırlı bir ömrün olsun. Bahtın, şansın açık, kaderin güzel olsun. Ağzın tatlı, kalbin ballı, aklın fikirli olsun.
İyi, güzel, doğru, vicdanlı ve erdemli yaşa. İyi, doğru, güzel, erdemli ve vicdanlı insan ol. Seni sevgiyle kucaklayacak öyle güzel bir aileye geldin ki, hoş geldin canım bebek.